Kripto piyasası, zaman içerisinde gelişen makroekonomik etmenlerden geleneksel finansal piyasalar kadar etkileniyor. Çünkü bu etmenler, yatırımcılara belirsizlik hali ve korku yüklediğinden yatırımcılar, daha sakin kalmayı ve yatırım için beklemeyi tercih ediyor. Ancak son yaşanan olaylar ve gelişmelerle kriptoların artık geleneksel piyasaların etkilerinden kurtulduğu ve bağımsızlaştığı hissediliyor.
Makroekonomik Etmenlerin Etkisi
Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açması ile birçok analist, kriptolarda ciddi düşüş olacağını ve trendinin azalacağını öngörmüştü. Ancak geleneksel finans piyasalarında kısıtlanan Ruslar’ın giderek kriptoya yönelmesi, Ukrayna’ya bağışların Bitcoin (BTC) ve diğer kripto para birimleri ile yapılması analistleri yanılttı. Dolayısıyla dünya, bu örnek ile kriptoların aslında bir çözüm yolu olabileceğini görmüş oldu. Kriptolar, merkeziyetsiz oluşlarının da ötesinde işlem hızı ve verimlilik ile fiat para birimlerine göre artık daha çok rağbet görüyor. Hatta hükümetler ve kurumsal kuruluşlar da bu trende katılarak değişimin öncüsü olmayı planlıyor.
Teknoloji giderek gelişiyor ve hype, Web3 dünyasına doğru kayıyor. Her şey Bitcoin’in (BTC) eşler arası (P2P) ödeme çözümünden bir değer deposuna geçiş yoluyla başlıyor. Daha sonrasında ortaya Ethereum (ETH) çıktı ve işler daha da çılgınlaşmaya başladı. Blockchain üzerinde bulunan ağlar, merkezi olmayan finans sistemleri (DeFi) ve ikinci katman çözümleri genişledikçe işler daha ciddi hal almaya başladı ve yeni tip ticaret de böylece şekillenmeye çalışıyor.
Yeni Dünya Düzeni
Bunların da ötesinde NFT’ler ve metaverse de bu evrene dahil oldu. Yani teknoloji ve finansın evrimi kültürü de etkiliyor ve bunun etkisiyle sanatçılar da bu evrende kendini buluyor. Web2 ile internetin gazabına uğrayan, eserlerinin sahteleri yaygınlaşan sanatçılar, Web2’nin aksine Web3’te daha haklarının korunduğu bir ortamla karşılıyor. Henüz metaverse ve NFT’lerle yapılabilen faaliyetlerin ucu bucağı olmasa da, oyuncuların metaverse’de oyna kazan deneyimi ile eski tip oyun içi para harcamaları para kazanmaya, sanatçıların eserleri ise blockchainde kendi kontratına sahip olmasıyla değerini katlamasına yol açıyor. Bunların da ötesinde eserlerin, yasal olarak telif hakkı yaklaşık 100 yıla yakın bulunurken bu dünyada telif hakkı kontratı elinde bulunduran sanatçıda ömür boyu kalıyor.
Elbette ki bu yeni dünya düzeninde de dolandırıcılık faaliyetleri oluyor. Ancak uzmanlar, nakit para akışında dolandırıcılıkların izinin sürülemediğini belirtiyor. Buna ek olarak uzmanlar, blockchainde her işlemin net bir şekilde saklı tutulması ve izlenebilir olması kaynaklı nakite göre kriptoların daha güvenilir olduğunu söylüyor.
Her şey, projelerin ortaya atılması ile başlıyor ve bunların güvenirliğinin tartışılması ile devam ediyor. Ancak şu anda kriptolar, gücünü meşrulaştırmış şekilde, dayanıklı finansal altyapısı ve dünyaya olan muazzam etkisi ile ana akım olmanın tadına varıyor. Tüm bunların yanı sıra Çin gibi dev hükümetler, her ne kadar kriptoları ve madenciliği yasaklasalar da benimsenmesine ve kullanımına etkisi olmadığı da görülüyor. Dolayısıyla belki de bizi yeni gelişen bu Web3 dünyası ile beraber yeni bir dünya düzeni, otomatikleşmiş sistemler ve kolay ulaşılabilir evrenler bekliyor.