Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kısa süre önce yapılan bir araştırmada çarpıcı detaylar ortaya çıktı. Yapılan araştırmaya göre Bitcoin fiyatı ile madencilik işlemleri için gereken enerji arasında doğrudan bir ilişki olduğu araştırmacılar tarafından kamuoyuna sunuldu. BM bilim insanlarının kaleme aldığı rapora göre 2020 ila 2021 arası dönemde 76 Bitcoin madenciliği ülkesinin değerlendirdi.
Verilerle Bitcoin Madenciliği
Buna göre küresel Bitcoin madencilik ağının 173,42 Terawatt saat elektrik tükettiği tespit edildi ve bu zaman diliminde kripto ekosistemi bir ralli dönemi yaşıyordu. Bu dönemde Bitcoin tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 69.000 dolara ulaşmıştı ve konu ile ilgili BM raporunda şu ifadeye yer verildi:
“2021’den 2022’ye kadar Bitcoin’in fiyatındaki %400’lük artış, dünya çapındaki Bitcoin madencilik ağının enerji tüketiminde %140’lık bir artışı tetikledi.”
Bu dönemde Bitcoin madenciliği için üretilen elektriğin %67’sini fosil kaynaklar oluşturuyordu ancak kripto girişimcileri yeşil enerjiye olan bağımlılığı arttırmak için birçok önlem aldı. Hidroelektrik, küresel Bitcoin madencilik ağının toplam elektrik talebinin %16’sından fazlasını karşılarken; nükleer enerji %9, güneş enerjisi %2 ve rüzgar enerjini %5’ini karşıladı.
BM raporuna göre aynı dönemde Bitcoin madenciliği yapan ilk on ülke olan Çin, ABD, Kazakistan, Rusya, Malezya, Kanada, Almanya, İran, İrlanda ve Singapur, Bitcoin’in küresel karbon ayak izinin %92’sinden sorumluydu.
Madencilik Sektöründe Yeşil Enerji
Şebeke talebini karşılamak için daha yeşil alternatiflere yönelik küresel baskı ile birlikte Bitcoin’in ve kripto ekosisteminin karbon ayak izi de azalacaktır. Kısa bir süre önce dünya çapında 400 megawatt’ın (MW) üzerinde enerji üretimine sahip bir madencilik ve veri merkezi şirketi olan Genesis Assets Limited (GDA), İsveç’te ülkenin gelişen yenilenebilir enerji fazlası sayesinde 1.900 Bitcoin madencilik makinesi çalıştıran yeni bir veri merkezi açtı.
BT CX’in kurusu Christian Anders, verdiği bir demeçte Bitcoin madenciliğinin yüksek enerji fiyatlar nedeniyle çok popüler olmadığını söyledi ve şu yorumda bulundu:
“İsveç, Finlandiya ve Norveç’te enerji fazlası ve zaman zaman negatif enerji fiyatları var ve öncelikle dağıtımı zor olan uzak bir konumda hidroelektrik şeklinde yenilenebilir enerji var.”