Analist Jamie Coutts, dünya çapında bireylerin karşılaştığı yaygın bir zorluğa ışık tutuyor ve itibari para biriminin değer kaybetmesi nedeniyle minimum %9’luk bir engel oranına vurgu yapıyor. Coutts, finansal statükomuzu korumanın bu engelin üstesinden gelmeyi gerektirdiğine ve Avustralya‘nın ortalama %11,5’lik bir değer kaybı oranı yaşadığına dikkat çekiyor. Özellikle bu oran, para arzının her 6,4 yılda bir iki katına çıkması anlamına gelmekte ve para biriminin değer kaybının önemli etkisini göstermektedir.
Görünmeyen Zorluklar ve Bitcoin BTC’ye Kitlesel Girişler
Coutts, küresel nüfusun yalnızca küçük bir bölümünün yaklaşık %3-4’ünün bu finansal ortamın sonuçlarını gerçekten kavradığına inandığını ifade ediyor. Bununla birlikte, fiat kredi odaklı parasal düzenin incelikleri hakkında eğitim aldıkça insanlar arasında artan bir farkındalık olduğunu belirtiyor.
Fiat paraların değer kaybının yarattığı zorluklara potansiyel bir çözümün altını çizen Coutts, Bitcoin‘e büyük bir giriş olacağını öngörüyor. Amerika Birleşik Devletleri’ne dikkat çekerek, 75 milyon baby boom kuşağında olanların toplu olarak tahmini 80 trilyon dolarlık varlığa sahip olduğunu ortaya koyuyor. Baby boom kavramının 1946 ile 1964 yılları arasında doğanları kapsadığın belirtelim.
Bitcoin ETF‘lerinin beklenen onayıyla birlikte Coutts, bu servetin bir kısmının kademeli ancak önemli ölçüde Bitcoin’e kayacağını öngörüyor.
Bitcoin’in Ana Akım Yatırıma Yolculuğu
Bitcoin meşru bir varlık olarak kabul gördükçe ve tanındıkça, Coutts yatırım yöneticileri için Stratejik Varlık Tahsisi (SAA) politikalarına dahil edilmesini öngörüyor. Coutts, servetin hemen Bitcoin‘e geçmeyen kısmı için bile, kripto para biriminin baby boom kuşağı arasında nesiller arası servet transferinin normalleştirilmiş bir bileşeni haline geleceğini öngörüyor.
Özetle Coutts, itibari paranın değer kaybetmesinin yarattığı zorluklara karşı küresel bir uyanışın resmini çiziyor. Farkındalık arttıkça, varlıkların Bitcoin‘e doğru önemli ölçüde hareket edeceğini ve kripto para biriminin yalnızca enflasyona karşı bir koruma olarak değil, aynı zamanda uzun vadeli yatırım stratejilerinde temel bir unsur olarak konumlandırılacağını öngörüyor.
Bitcoin’in ana akım finansal uygulamalara entegrasyonu kaçınılmaz bir sonuç gibi görünmekte ve bireylerin ve yatırım yöneticilerinin para biriminin değer kaybı karşısında servet koruma yaklaşımlarında dönüştürücü bir değişime işaret etmektedir.