Önde gelen kripto para analisti Miles Deutscher, yakın tarihli bir Twitter paylaşımında, Celsius ve Three Arrows Capital (3AC) krizlerinin ardından Solana’nın (SOL) fiyatının da tehlikede olduğunu söyledi.
Solana: Solend Krizi
Terra (LUNA) krizi ile çalkantılı bir sürece giren kripto para piyasası, önemli bir testten geçiyor. Solana tabanlı “merkeziyetsiz” kredi protokolü Solend, SOL fiyatlarındaki düşüş ve balina hesaplarının devasa marj çağrıları nedeniyle likidite krizinden kaçınmak için mücadele ediyor. Daha önce, Solend protokolü balina hesaplarını acil durum yetkileriyle aşmayı planlıyordu. Ancak bu, topluluktan büyük tepki gördü. Likidite riski, Solend üzerinde gezinmeye devam ederken. prorokol borçlanma limitine bir üst sınır koymayı ve maksimum tasfiyeleri azaltmayı amaçlayan üçüncü bir teklif olan SLND3’ü tanıttı.
Analiste göre, Celsius ve 3AC piyasayı alt üst ettikten sonra, Solana da ekosistemdeki kritik gelişme nedeniyle risk altında. Analist şu anda piyasada üç büyük tasfiye olduğunu açıklıyor. Bunlar arasında SOL’un durumu Deutscher için en ilgi çekici olanı gibi görünüyor. Bunun nedeni, büyük bir SOL balinasının 108 milyon dolarlık riskli girişimi. Bu pozisyon tasfiyeye yaklaştıkça, kullanıcı fonlarının riske atılabileceğine dair korkuları tetiklemeye başladı. Solana’nın son zamanlardaki istikrarsızlığı, kitlesel bir tasfiye olayının ortasında potansiyel sorunlara yol açıyor. Ek olarak, yüksek tasfiye nedeniyle kullanıcı fonları savunmasız olabilir.
En Önemli Ders: Şeffaflık!
Deutscher, buna karşılık olarak Solend protokolünün bir çözüm bulmak amacıyla balinaya ulaşmaya karar verdiğini ekliyor. Ancak balina yanıt vermedi. Bildirildiğine göre, Solend daha sonra balinanın hesabını geçici olarak devralmak için acil durum yetkisi çerçevesinde bir teklif yayınladı. Beklendiği gibi, bu girişim ekosistemde iyi karşılanmadı. Analist şu açıklamayı yaptı:
Celsius ve 3AC krizlerinden öğrendiğimiz en önemli ders, zincir üstü şeffaflığın kripto para ekosisteminin en çok ihtiyaç duyulan bir bileşeni olduğudur. DeFi’nin çözmeyi amaçladığı sorun tam olarak budur.
Tepkilere rağmen oylamaya katılanların %97,5’i karara evet oyu verdi. Ancak oyların %90’ından fazlası tek bir kullanıcı tarafından verildi. 270 milyon doların kaderi bu nedenle tek bir varlık tarafından belirleniyor. Deutscher, oylama gücüne DAO varlıkları tarafından karar verildiğinden, bunun sistemdeki büyük bir kusur olduğunu iddia ediyor. Deutscher ayrıca bu kararın toplumda daha fazla bölünmeye yol açtığını vurguladı. Analist, DAO’nun işlevini sorguladı.