Kripto para topluluğu ve genel olarak kripto piyasası, son zamanlarda XRP‘nin hukuki durumuyla ilgili olarak endişe, belirsizlik ve şüphelerle dolu bir ortama sahne oldu. Bu durumu aydınlatmak amacıyla avukat Bill Morgan, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalarda XRP’nin hukuki durumuyla ilgili kapsamlı bilgiler sundu. Özellikle, Coinbase ve Terraform Labs gibi kuruluşlara karşı alınan önemli kararlar üzerine yapılan bu açıklamalar, kripto endüstrisindeki çeşitli mahkeme kararlarının yol açtığı belirsizlikleri gidermeye yönelikti.
Morgan XRP İçin 3 Önemli Konuyu Vurguladı
Morgan’ın değindiği üç ana FUD (korku, belirsizlik ve şüphe) anlatısı şu şekilde sıralanabilir:
- Ripple‘ın XRP dağıtımının token fiyatını baskıladığı iddiası.
- Yargıç Torres’in kararından sonra XRP’nin hukuki netliği sorunu.
- Önerilen stablecoin’in XRP’ye olan talebi potansiyel olarak azaltmayla ilgili endişeler.
Özellikle ikinci noktaya odaklanan Morgan, XRP’nin hukuki netliğinin eksik olduğu iddialarına karşı çıkıyor. Morgan, “Mahkemenin XRP’nin kendisinin bir menkul kıymet olmadığına dair net bulgusuna rağmen, bazıları yanlış bir şekilde belirli satışların token’ı bir menkul kıymet haline getirebileceğini iddia etmeye devam ediyor” diyerek, bu iddiaların yasal dayanağının olmadığını vurguluyor.
Morgan, özellikle son yargı kararlarının yarattığı kafa karışıklığına dikkat çekiyor. SEC’in Coinbase ve Solana‘ya yönelik iddialarını Ripple’a karşı açılan dava ile karşılaştırarak, bu farklı yasal işlemlerin geniş topluluk tarafından yanlış yorumlanmasından kaynaklanan anlam karmaşalarına değiniyor.
Anlam Kargaşalarının Temeli Ne?
Morgan’a göre, bu anlam karmaşalarının temelinde farklı davaların incelenmesindeki nüansların birleştirilmesi yatıyor. Özellikle, Yargıç Failla’nın Coinbase aleyhine verdiği kararın XRP’nin statüsü üzerinde etkisi olduğu iddiasını çürüten Morgan, mahkemenin kripto varlıkların satıldığı ve pazarlandığı bağlamın önemine vurgu yapıyor. “Mahkemeler, teklif sahibinin yatırımcıları makul bir şekilde anlamaya ve beklemeye davet ettiği şeye bakmalıdır” diyerek, bu noktadaki hassasiyeti vurguluyor.
Morgan, Ripple’ın pazarlama stratejilerinin, diğer davalarda incelenen stratejilerden farklı olduğunu belirtiyor. Ripple’ın pazarlama çabalarının daha çok kurumsal alıcılara yönelik olduğunu ve perakende piyasasından daha çekingen bir şekilde yürütüldüğünü ifade ediyor.
Kripto Para Alanındaki Her Dava Kendine Özgü
Morgan, kripto para alanındaki her davanın kendine özgü gerçeklere ve koşullara bağlı olduğunu belirterek yasal manzarayı daha da inceliyor. Ripple davası ve XRP’nin yasal durumu, SEC’in diğer kuruluşlara karşı eylemlerinden farklı bir temele dayanıyor. Yargıç Torres’in XRP ile ilgili kararına SEC’in itiraz etmemesi, sınıflandırmayla ilgili belirsizliği temelden ortadan kaldırdı.
Morgan ayrıca, Ripple davasının kendi nev’i şahsına münhasır olduğunu vurgulamak için doğrudan yasal işlemlerden alıntı yapıyor ve şöyle diyor:
“SEC’in Ripple’ın XRP’yi bireysel alıcılara sattığını gösterememesi, davanın temelini oluşturan benzersiz koşulların bir kanıtıdır. Bu sadece bir görüş değil; yasal bir gerçek meselesi.”
Morgan, yorumunu topluluğa ve kripto endüstrisine, her bir hukuki vakanın farklılığını kabul etme çağrısıyla sonlandırıyor. “Ripple davasını diğerleriyle birleştirmek, içinde faaliyet gösterdiğimiz yasal ortamı yanlış anlamaktır” diyen Morgan, kripto varlıklarına yönelik düzenleyici eylemlerin daha derinlemesine anlaşılması gerektiğini vurguluyor ve şöyle diyor:
“XRP için yasal netlik, diğer token’lara veya varlıklara karşı devam eden veya gelecekteki davalara bakılmaksızın sağlanmıştır. FUD’un ötesine geçmenin ve önümüzdeki yola odaklanmanın zamanı geldi.”