Teknolojik bütünleşme süreci için önemli gördüğüm kripto para teknolojisiyle ilgili yaşadığımız evreleri tanımlayıp gelecek dönemlerle ilgili kısa bir analiz yaptım. Umarım faydalı olur.
1-Doğum
2008’de Bitcoin’in doğuşundan önce eşten eşe bağlantı kurarak değer aktırımı (p2p) girişimleri olsa da kripto para teknolojisinin doğum tarihini Bitcoin’in doğum tarihi olarak görmemiz daha gerçekçi olacaktır. Fakat Bitcoin’den önce yayınlanan makaleler veya projelerin internetle birlikte bu doğum sürecinin genetik alt yapısını oluşturduğunu görmezlikten gelemeyiz. Bu girişimlerdeki sorunları veya kazanımları gözlemleyen Bitcoin’in yaratıcısı Satoshi Nakamoto’nun makalesi kripto dünyasına yön verdi. Ancak Bitcoin’den önceki süreçlerden örnek verecek olursak en önemli projelerden biri hiç kuşkususuz David Chaum’un kurucusu olduğu DigiCash projesidir. Bu projeyle ilgili bir medium hikayesini de buraya bırakıyorum. (Before There Was Bitcoin, There Was DigiCash https://medium.com/@shortformernie/before-there-was-bitcoin-there-was-digicash-fc2668c1d457)
2- Tanışma
“İnternetin ilk günlerinde porno sektörünün bu alanda bir iş kolu olabileceğini ve hatta en karlı işlerden biri olduğunu kanıtlamasına oldukça benzer bir şekilde Silk Road da Bitcoin’in bir iş koluydu” (Vigna-Casey, Kripto Çağı). Kısacası Bitcoin’in doğumundan sonraki süreci de internetin varoluşsal sürecine benzetebiliriz.
Merkezi otoritenin kurallarından kaçmaya çabalayan sektörlerin teknolojik adaptasyon süreçleri bir hayli hızlı olabiliyor. Bu adaptasyon hızları sadece kendilerine değil teknolojilerin kullanmasına da ciddi katkı sağlıyor. Bitcoin’in doğuşundan sonraki tanışılma evresi de, Ekim 2013 yılındaki “deep web“in en meşhur sitelerinden biri Silk Road’a yapılan operasyon süreci olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Bitcoin, Silk Road’daki transfer trafiğinden önce forumlarda örgütlenen bir grup insanın veya parayı reddetmiş liberal vb. grupların düşük ilgisiyle yaşamını sürdürürken, deep web’te yasadışı ürün ve hizmetlerin ticari aracı olmaya başlamasıyla trafiğini hızlandırmıştı. Fakat interneti porno ile keşfedenlerin sonraki evrelerde interneti farklı iş kollarında kullandığı gibi, Silk Road’da Bitcoin kullanarak ticaret yapanlar da daha sonraki süreçte farklı alanlarda kullanabileceğini gördü. Bitcoin için katalizör işlevi gören bu siteye müdahale eden FBI aslında Bitcoin’in de daha geniş kitleler tarafından tanınmasına aracı oldu. Reklamın bazen kötüsü de fayda sağlayabiliyor.
3-Farkındalık “Yeni altın Bitcoin”
Yasadışı işler için kullanılan algoritmalar farklı grupların da ilgisini çekmeyi başardı. Silk Road’da sadece uyuşturucu alımında değil farklı alışverişler için de kullanılabileceğini hayal eden gruplar bu algoritmaların büyüsüne kapılmıştı artık. Bu yüzden Silk Road’a Bitcoin’in katalizörü diyebiliriz.
Silk Road öncesi ve sonrası, birçok yazılımcının da girişimci olarak ilgi duyacağı bir kripto çağının habercisi gibiydi. Ripple, Litecoin veya Ethereum vb. projeler birbirini takip ederken Bitcoin de her geçen gün borsada daha fazla işlem görüyordu. Bu hızlanan süreçte de bütün projeler Bitcoin’i araçsallaştırdığı için Bitcoin’in değeri aynı hızla artıyordu.
Birbirine bağlı bu sebeplerle 2017’ye kadar birçok paydaşın ortaklığı ile de çeşitli ICO’ların sayısı artmaya başlamıştı. Merkezi otoritelerin dar bir piyasa olarak gördüğü ve insanların bu teknolojiyle tanışmasına zımni olarak izin verdiği hatta ATM’lerin kurulmasına bile göz yumduğu dönemde algoritmalar dünyası gençlerin arasında hızla yayılmaktaydı. Bu hıza ayak uydurmak isteyen birçok firma da 2017’nin sonlarına kadar pozitif açıklama yapınca hacim de dikkat çekecek kadar artmaya başlamıştı. Bu yüzden 2017 yılına “kripto farkındalık yılı” da diyebiliriz. Bitcoin’in fiyatı bu olumlu gelişmelere hiçbir zaman kayıtsız kalmıyordu. Her yeni rekor kırdığında da piyasaya yeni yatırımcılar giriyor ve fiyatın çıkışına hareket veriyorlardı. İnsanlar artık sokakta kafede evde okulda “Bitcoin”i konuşuyorlardı. Bu farkındalık süreci de 18 Aralık 2017’de Bitcoin’i tüm zamanların en zirvesine taşıdı: 19 bin 400 dolar… BTCTürk: 79 bin TL
(coinmarketcap.com)
4- Baskılanma
2017 Aralık’ta tüm dünyadaki haber sitelerini Bitcoin’in rekorları süslüyordu. Her geçen gün borsalara on binlerce yeni yatırımcı kayıt yaptıyordu. Kısa sürede yatırımını katlamak isteyenler kripto borsalarından ayrı kaldıkları bir dakikayı bile kayıp görüyorlardı. Bu yüzden yatırımcılar ellerindeki birikimlerinin bir kısmını hatta birikimi olmayan yatırımcılar da buldukları borçların hepsini 🙁 kripto paralara yatırmak için borsalara ilgi gösteriyorlardı. Aralık ayındaki bu ilgili Google trend aramalarına da yansımıştı.
Kripto para teknolojisinin aktörleri de yatırımcılar da rüya gibi bir dönemi yaşıyorlardı. Öyle ki kripto para yatırımında tek üzüntü sebebi daha az “kazanmaktı”. Bu konforlu süreç artık diğer kurumların da ilgisini çekmeyi başarmıştı. Belki daha önce de ilgileniyorlardı ve gözlemliyorlardı fakat bunu hiçbir zaman hissettirmemişlerdi.
İlk ciddi ilgiyi türev piyasalarından gördü. CBOE ve CME Aralık ayında Bitcoin ticaretine başlama kararı aldılar. İlk bakışta olumlu görünen bu haber aslında Bitcoin’in fiyatını baskılayacak bir sürecin de habercisi gibiydi. Nitekim CBOE’de başlayan ticarette fiyatlar yukarı doğru seyir gösterse de sonraki süreçte fiyatlarda baskıyı çoğu zaman hissetti.
2017 Aralık ayında türev borsaların Bitcoin’e ilişkisi gündemdeyken merkezi otoritelerden ardı ardına açıklamalar gelmeye başlamıştı. Ülkeler egemenlik gücünü tehdit edecek bu teknolojiyi artık durdurmak için örgütlü hareket etmek istiyorlardı. Bu konu birçok uluslararası toplantıda gündem olsa da hiçbir zaman yasaklama ve düzenleme ile ilgili ortak karar çıkmamıştı. Ülkeler kripto para çılgınlığı ile daha çok iç hukuk mekanizmalarını devreye sokmaya çalışıyorlardı. Tüm dünyayı etkileyecek örgütlü ciddi kararlar alınmasa da piyasa çok dar olduğu için negatif açıklamalar fiyatları baskılamaya yetmişti.
Merkezi otoritenin en büyük etkisini belki de Amerika Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SEC) müdahelesi ile yaşadık. Karşılıksız Tether (kısacası banka hesabındaki dolar karşılığı) bastığı iddiası ile kripto para borsalarının en büyüklerinden biri olan Bitfinex‘e soruşturma açan SEC’in müdahelesi gündeme bomba gibi düşmüştü. Çünkü piyasaya düzenli Tether basan Bitfinex’in, Bitcoin’in çıkışında ciddi etkisi olmuştu. Bu çıkışın aslında bir manipülasyon olabileceği iddiası piyasalar için korkutucu bir gelişmeydi. Yapılan müdahale piyasaların denetimi açısından önemli bir süreci de işaret etmekteydi.
2017 yılının sonlarına doğru, dünyanın birçok yerinde sahte kripto para projelerinin mantar gibi çoğaldığı bir dönem olmuştu. ICO’lar (Initial Coin Offerings) yaparak piyasaya çıkan onlarca dolandırıcı proje de borsalarda listeleniyordu. Bir web sitesi, bir makale ve bir ekiple milyon dolarlar toplayan gruplar birçok mağdurun yaratılmasına sebep olmuştu. Örneğin, SEC’in talebi ve suçlamasıyla Centra’nın kurucusu bu sebeple tutuklanmıştı (http://www.parakriptik.com/centranin-kuruculari-tutuklandi-1147h.htm) .
SEC’in müdaheleleri bir yandan desteklenirken bir yandan da meşru sebeplerle müdahale eden merkezi otoritenin daha sonraki süreçte merkeziyetsiz projelere zarar vereceği korkusu da piyasaları etkiliyordu. Ama artık tether manipülasyonu ve sahte projelerden birikimlerini kaybeden birçok insanın mağduriyeti haber sitelerinde daha sık görünür olmuştu.
Vadeli işlem piyasaları, merkezi otoritelerin baskın açıklamaları, scam projeler, deneyimsiz yatırımcının mağduriyetleri, borsaların hacklenmesi vs. sebeplerden dolayı düşüşü durdurmak artık imkansız olmuştu. 800 milyar dolara kadar çıkan piyasa daha yolun başında 250 milyar (12.07.2018) dolarlara kadar geriledi. Tepe fiyatlardan alım yapan birçok yatırımcı da çıkmak için fiyatın tekrar aldıkları noktalara gelmesini bekliyor.
Baskılama süreci fiyatı etkilese de kripto para teknolojisine olan inancı durdurabilmiş değil. Bu yüzden fiyatlar baskılansa da yatırımcı kriz yaşasa da kripto para teknolojisi bu süreçte evrimleşme sürecini devam ettirmektedir.
5- Uygulamalar
Doğdu, tanıştık, farkındalık kazandık ve baskılandı. Şimdi artık bu kripto para teknolojisinin fiyatlardan bağımsız bir süreçle yaşamımızda alan kazanması için toplulukların projeler üretmesi gerekmektedir. Bir değer transferi olarak görevini yerine getirebildiğini ispatlayan Bitcoin’in birçok alternatifi ile birikimlerimizi ve satın alımlarımızı yönlendirmek için itibari paradan daha hızlı, daha maliyetsiz ve daha güvenli olduğunu test ettik. Bu yüzden ilk uygulama alanı olan para transferi tarafını geçtik sayılır. Bunun farkında olan bankalar blockchain mekanizmasında çalışan Ripple teknolojisiyle bir dizi anlaşmalar yaptılar. Merkeziyetsiz paralar için önemli bir geçiş olduğunu düşünüyorum.
Fakat bu paraları kullanabilmemiz için yaşam alanımızı çevreleyecek bir blokchain atağına ihtiyacımız var. Bu evreye geçmemiz gerektiğini düşünüyorum. Devletler, kurumlar ve bireyler merkeziyetsiz uygulamaları yaratıp kullanmazsa bu baskılama sürecinde sadece Bitcoin’in değerinin artması için yağmur duasına çıkan bir grup insanın verisiyle yatıp kalkacağız. Dat-com sürecinden sonra xxx.com adresilerine yatırım yapmaya kimsenin inancı kalmadığı bir dönemde Facebook, Twitter, Google projeleri yaşam alanımıza girdi. Bugün de sosyal ilişkimizi, tüketim tercihlerimizi, haber alma ihtiyacımızı gibi bir dizi alanda uygulamaya aracı olan bu şirketler sayesinde dat-com krizine rağmen web sitelerine yatırım yapıyoruz. Kripto para teknolojisi için de bu süreç ilerlemeli. Katıldığım ulusal-uluslararası zirvelerde de uygulamanın önemi belirtilip değer transferinde yaşamın her alanında merkeziyetsizlikle uygulama yaratılması gerektiğine vurgu yapılması sevindirici gelişmeler olarak görüyorum. Sağlık, sanat, kültür, spor, sosyal ilişkiler vs. her ilişkide bu alanda uygulamalar yaratılmalıyız. Bu yüzden bu yeni evrede insanların hayallerini merkeziyetsiz projesiyle çalışacak uygulamalar süslemesine yardımcı olmak gerekmektedir. Kripto para topluluklarındaki bireylerin ilgisini ivedilikle bu evreye çekmemiz gerekiyor. Daha fazla uygulama yaratabilecek ve hayatımızı blockchain uygulamalarıyla dönüştürecek genç istihdama yönlendirmek de merkezi otoritelerin hedeflerinden biri olabilir. Bu evreyi önce yaşayan toplulukların, kripto para teknolojisinin geleceğini de yön vereceğini düşünüyorum.
Türkiye’de kripto para sahibi olmak yasak değil. Devlet borsaları vergi mükellefi yaparak aslında zımni bir legalleştirme sürecine de girmiş durumda. Fakat kayıt dışı ekonomiyi engelleyecek süreci ve gerekli entegrasyonun sağlanması için alt yapımızı blockchaine taşımalıyız. Türkiye devletinin halen bir yasak getirmeyerek olumlu açıklamalar yapmasını da teknolojinin geleceği açısından faydalı görüyorum. Umarım zaman kaybetmeden genç istihdamımızı teşvik edecek bir şekilde uygulama yaratılmasına aracı oluruz.
6- Yaygınlaşma
Bitcoin’den sonra yaşamımızı saracak birçok proje sayesinde tıpkı Web 1 Web 2 gibi yaygınlaşma sürecini yaşacağız. Örnek vermek gerekirse Google, Facebook veya Twitter bu teknolojilerin yaygınlaşma süreçlere aracı olan uygulamalardır. Bitcoin farkındanlık ve deneyim için görevini yerini getirse de uygulama olarak yaygınlaşma için yeteri kadar süreciyi tamamlayamadı. Para transferimizi, sosyal medya iletişimlerimizi, telekomünikasyon hizmetlerimizi, ticari sözleşmelerimizi vb. ihtiyaçlarımızı blockchain ekosistemine taşıdıkça bu süreç yaygınlaşmış olacaktır. Bu sürece geçebilmemiz için daha fazla fikri blockchain ekosisteminde denememiz gerekiyor.
7-Doygunluk ve evrimleşme süreci
Yaşamımızda araçsallaştırdığımız hiçbir aracıyı tümden çöpe atmayız aslında. Evrimleştirerek yeni özellikler yükler ve süreci devam ettiririz. Bitcoin de doğumundan itibaren her konuda evrimleşmeye devam ediyor. Fakat teknik esasından tamamen uzaklaşacağımız kadar doygunluğa ulaşamadık. Çünkü evrimleşmeye ihtiyaç duyacak kadar kullanmadık. Fakat bugün merkeziyetsiz Steemit’tin kullanımı yaygınlaştıktan sonra diğer blogları kullanımızı vazgeçtiğimiz gibi bir gün blockchain teknolojisinden de vazgeçeceğiz. Aynı gerçekler doygunluk oluştuktan sonra da blockchain teknolojisinde gerçekleşecektir. Fakat şimdilik bu konu üzerine uzun uzun analiz yapmaya gerek yok. Bulunduğumuz evrede fırsatları kollayarak adaptasyon sürecimizi sağlıklı işletmeliyiz. Özellikle girişimci olmak isteyen bireyler hayallerini merkeziyetsiz çalışacak bir teknolojinin dünyasına göre şekillendirmelidir…
Bir sonraki hikayemizde görüşmek üzere… 🙂
Alıntı: https://steemit.com/bitcoin/@cosmos28sec/kripto-para-teknolojisinde-hangi-evredeyiz