Tarihte defalarca örneği görülmüş bir hadise ile karşı karşıyayız: Dünya egemenliğini korumak için genişlemesini sürdürmeye çalışırken, gerçek ekonomiden ve insandan kopmuş rezerv parasını karşılıksız çoğaltarak, enflasyon ile emperyal büyümesini devam ettirmeye çalışan bir imparatorluğun batışı. İşte Roma İmparatorluğu (Batı Roma) işte Kubilay’ın Çin İmparatorluğu (karşılıksız kağıt para basarak) ve işte 19. YY’ın İngiliz İmparatorluğu. Şimdi de American Empire için benzer şeyler, benzer şekilde olmakta. Üretim kapasitelerini çok aşan bir borç sarmalına girip, sonunda sadece kendi rezerv paralarını değil aynı zamanda ülkelerini ve insanlarını da iflasın eşeğine getiren imparatorluklara bir yenisi eklenmek üzere.
Dolar Artık Bildiğimiz Dolar Değil!
Ancak, nasıl bir beyin yıkamadır ki, bugün pek çok insana doların değeri ile ya da tutarlılığı ile ilgili sorular soralım, alacağımız karşılık hep gerçekten uzak olacaktır. Çoğunluk hala doların bir yerlerde altın karşılığı olduğunu sanıyor. Oysa, dolar, son 200 yıllık tarihinin çoğunda altın karşılığı basılırken, geçen 75 yılda altın ile bağı koparılmış, “fiat” tabir edilen ve dilimize “emirle” diye çevirebileceğimiz bir şekilde, metal bir tabana dayanmadan kağıt formunda ve temelsiz (karşılıksız diyeceğim de diyemedim) basıldı.
Trilyonlarca Dolarlık Borç!
Amerikan halkı başta olmak üzere, tüm dünya halkları, ama öncelikle tüm Millennial’lar (1985 ile 2000 arasında doğmuş olanlar) asla ödenmeyecek olan, asla ödenmesi mümkün olmayan uydurma bir borç ile yüz yüzeler. Birbirlerine bakıyorlar ama ben şimdiden size sonucu söyleyeyim… Millennial’lar o borcu ödemeyecekler. Sadece ABD’deki borç yükü 23 Trilyon dolar. Dünya çapında bakarsanız bu miktar 250 Trilyon dolar olmuş.
IMF’in resmi veritabanına göre 2017’de 188 Trilyon dolar borç yükü var insanların. Bu borç hem devlet hem de özel sektör borçlarını ifade ediyor. 2020’de bu miktarın ne olduğunu bulamadım, ama gayrı resmi ifadelerde 250 Trilyon lafı geçiyor. Resmi rakamlardan hareket edersek, 1989’da dünyanın GSH’si 20 Tr. dolarken tüm dünyadaki borç miktarı 10 Trilyon dolarmış (IMF’e göre o sene dünya GDP’sinin %50’siymiş). 2018’de 85 Trilyon GHS’ye gelmişiz dünya olarak, bu defa toplam borcumuz 188 Trilyon dolar olmuş.
Şimdi adama sormazlar mı? Tüm dünya insanları olarak bizler, 30 yılda ürettiğimizi 20T’den 85T’ye çıkarırken, nasıl oldu da aldığımız borç miktarı 10T’den 190T’ye çıkmış?
Yani 65T fazla üretebilmek için nasıl olmuş da 190T borç alınmış? Kim almış bu borcu, kimden almış? Daha iyi söyleyelim, bu üretim artışının tamamını alınan borçla karşılamış olsaydık, ki bu hiç üretmeden yatmamız ve keyif sürmemiz demek olurdu, o zaman da borcumuz 65T olmalıydı. Şimdi ise 125T dolar ekstra var ortada! Bu para nerede? Soruyoruz bizler dünya insanları olarak… Bu para belli ki bir kara deliğe düşmüş.
Düzeni Devam Ettirme Çabası
Bu saçmalığı sürdürebilmek için bu kumarhanenin içeride kullandığı pullarını sürekli değerli kılmaya çalışması gerekiyor. Bunun için de şu anda askerini ve silah depolarını kullanıyor. Yani, aslında ABD dolarının arkasında ne var diye sorulursa gerçek cevap, ABD ordusu ve silahları olmalıdır. Peki, bu orduyu siz yine aynı dolarla besliyorsunuz; peki, eğer yanlış politikalarınız sonucunda dolarınızın değeri diğer dünya paralarına karşısında düşerse o zaman orduya hangi parayla ödeme yapacaksınız? Değeri düşen dolarla mı?
Dolar ve ABD Ordusu Arasındaki İlişki
Biz tüm Türk çocuklarının tarih dersinde öğrendiğimiz bir şey vardır: Padişahları tahtından indiren hep ordu olmuştur, yani yeniçeriler. Ne zaman ki ulufelerin yani yeniçeri maaşlarının ödendiği sikkeler (paralar) tağşiş edilmiştir (yani çaktırmadan içlerindeki gümüş değeri azaltılmıştır) o zaman ordu ayaklanmış ve padişah tahtından indirilmiştir. Bu defalarca yaşanmış bir hakikattir. Bu dersin ABD ordusu için de tekrar edebileceğini görmemiz ve bizim de aradaki benzerliği şimdiden anlamamız iyi olur. Lütfen bundan sonra bana “Amerikan dolarına bir şey olmaz çünkü arkasında ordusu var” argümanıyla gelmeyin. Gelecekseniz de hem Roma tarihi, hem Çin tarihi hem de Osmanlı tarihini okuyup öyle gelin! (İlber Hoca gibi fırça atmaya başladım ben de ha!)
Başka ne gibi bir senaryo olabilir? ABD, dolarının dünyada rezerv para statüsünden çıkmaya başlaması ile birlikte derhal başka adımlar atıp yeni bir rezerv para sistemini önerebilir mi? Önerebilir.
Alternatif Rezerv: Merkez Bankası Dijital Parası
Evet, bu da makul bir senaryo, zaten bu senaryoyu IMF ve dünya Merkez Bankaları başkanları ve FED dile getirdi, geçenlerde Fedcoin diye bir hazırlık olduğu açıklandı. Ancak bu senaryoda da bir merkezi fiat paradan başka bir merkezi fiat para sistemine geçilmesi düşünülmektedir. Aradaki tek fark, yeni sistemde sadece dijital para olması ve bankalardaki hesaplarımızın kapatılıp onun yerine hepimizin bir Merkez Bankası hesabı olduğu bir yapıya geçmemiz önerilmektedir. Nakite bye bye, bankalara da bye bye… Diyorlar ki: (orijinal dilinde bıraktım…)
“This technology will bring Fedwire into the 21st Century. Tentatively called Fedcoin, this Federal Reserve cryptocurrency could replace the dollar as we know it”.
Yukarıdaki cümlede “could” diye bir yardımcı fiil kullanılmış. Fedcoin’e geçebiliriz diyor cümle. Geçeceğiz demiyor. Neden çekinceli olduklarını yazımı okumaya devam edin, altlarda göreceksiniz.
Yine 6 Şubat 2020 tarihli Reuters haberinde de şöyle deniliyor:
“FED’in bölgesel valilerinden (evet vali deniliyor bunlara!) Bayan Lael Brainard, yaptığı açıklamada, Federal Rezervin potansiyel olarak kendi dijital para birimini yayınlamakla ilgili politika, tasarım ve yasal konular da dahil olmak üzere dijital ödemeler ve para birimleriyle ilgili çok çeşitli konulara baktığını söyledi. Ödemeleri dijitale dönüştürerek, daha düşük maliyetle daha fazla değer ve kolaylık sağlama potansiyeline sahip olacağız”.
Bakın tehdit olarak neyi gördüklerini söylüyor Bayan Vali:
“Ama riskler var”, diye sözlerine devam eden Bayan Vali, kendisi de dahil diğer küresel merkez bankacılarının bir kısmının, Facebook’un Libra projesi de dahil olmak üzere kripto para sistemlerinin ve para birimlerinin yükselişiyle ilgili endişeleri olduğunu dile getirdi. Dünya genelinde merkez bankaları, potansiyel olarak düşük maliyetle neredeyse anında ödeme sözü veren dijital finans teknolojilerini ve bitcoin’in altyapısında olan dağıtık defter sistemlerini nasıl yöneteceklerini (nasıl durduracaklarını diye okuyorum ben) tartışıyor.
Ancak Fed’in ayrıca, “dağıtılmış defter teknolojileri ve CBDC (merkez bankası dijital para birimi) potansiyeli dahil olmak üzere dijital para birimleri için potansiyel kullanım alanlarıyla ilgili araştırma ve deneyler yürütmekte” olduğunu da ekledi.
Bitcoin Onlar İçin En Büyük Tehdit!
Tüm bu konuşmaların sonunda, tüm bu merkez bankacıları asıl tehditin ne olduğuna da belirtmeden edemiyorlar: Bu “yarın itibariyle dolardan Fedcoin’e geçiyoruz” haberinin vereceği panik ile Amerika çapında insanların bankalara koşup paralarını çekmek isteyeceği gerçeği… Biliyorsunuz bunlar daha önce Kıbrıs’ta, Yunanistan’da ve daha başka ülkelerde yaşandı.
İşte böyle… Doların rezerv para statüsünden çıkması ile ilgili tartışmalarda dijital olarak kendilerine MerkezParası yapmak istiyorlar. Ama bunu yapmakla da sorunlarını çözemeyeceklerinin farkındalar. Bitcoin’i rakip olarak görüyorlar, Libra’yı bile tehdit olarak algılıyorlar..