Yeni yılda Türk Lirası dolar karşısında değer kaybetmeye devam ediyor ve 30 TL üzerine demirledi. Çift haneli enflasyon ve yorucu hayat pahalılığı Türkiye’de yaşayanlar için oldukça zorlayıcı. Bugün popüler Türk ekonomik Mahfi Eğilmez yeni bir döneme girildiğini duyurdu peki bu ne anlama geliyor.
Küresel Enflasyon ve Türkiye
ABD yüzde 2’ye düşürmeye çalışırken hissedilen enflasyon orada bile oldukça yüksek. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerdeyse enflasyon fiyatların uzun süredir sürekli yükselmesine neden oldu. Mahfi Eğilmez günümüzde dünyanın farklı bölgelerinde farklı enflasyon görünümleri oluştuğundan bahsediyor.
Skimpflasyon Nedir
Eğilmez, farklı görünümlerden birinin Skimpflasyon olduğunu yazdı. Ürünün fiyatının aynı kaldığı ancak içeriğinin, kalitesinin düşürüldüğü yani daha değersiz malın aynı fiyattan satılmaya çalışıldığı ortam diye bunu tanımlayabiliriz.
Bu dönemde enflasyondan etkilenmemiş görünen mallar aslında yalancı bir nötr enflasyon dönemi yaşar. Satışların düşmesinden endişelenen üreticinin maliyetini ciddi anlamda düşürerek bunu fiyat artışı yerine karını dengelemek için kullanması şeklinde yorumlayabiliriz. Mahfi Eğilmez 600 TL fiyattan satılan Terayağ’ın %10 Margarin eklenerek aynı fiyattan satılması durumu örneğiyle bunu açıklıyor.
Shrinkflasyon Nedir?
Bu ilkiyle benzerdir ve bunu aslında uzun süredir yaşıyoruz. Shrinkflasyon dediğimiz şeyde malın fiyatı yine aynı kalır ancak ürünün gramajında, hacminde düşüş yaşanır. Örneğin bardak ayranlarda bu epeydir sosyal medyada tartışılan bir durumdu. Veya diğer paketli ürünlerde örneğin bisküvilerde 10-15 gram civarında düşüşlerle bunun yapıldığını çok gördük.
250 gram ekmeğin 10 TL fiyattan satılırken 225 grama düşürülüp 9 TL’lik ürünü aynı fiyattan satan fırıncı görünüşte fiyatı sabit tutmuş hissiyatına neden olsa da ekmeğin fiyatını artırmıştır.
Sonuç
Her iki durumda da tüketicinin aleyhine büyük bir sorun ortaya çıkıyor. Satıcı yine benzer cirolar yaparak para kazanmaya devam ederken resmi enflasyon rakamı düşüyor gibi görünüyor. Bu da çalışanların emeğinin asıl karşılığını almakta aciz kaldığı kötü bir ortamın oluşmasına neden oluyor. Enflasyon karşısında maaşı ezilen çalışanlar, emekliler aynı zamanda daha az malı aynı paraya almak durumunda kalıyor.
Son bölümde Mahfi Eğilmez eğer enflasyonla mücadele edilecekse “gerçek enflasyonun” ne olduğunu kabul etmek ve buna göre politika geliştirmek gerektiğini söylüyor. Bunlar olmadan faiz ve dolaylı vergileri artırmanın enflasyonu dizginlemede işe yaramayacağının altını çiziyor.