Dünya Bankası’nın 2016 yılında yaptığı bir açıklamaya göre dünya üzerinde 2 milyar insan banka kullanmıyor. Bu rakam pek önemli bir veri gibi görünmese de teknoloji çağını yaşadığımız şu günlerde banka hesabı sahibi olmak, finansal sisteme ve ekonomiye atılmış ilk adım olarak yorumlanıyor. Bu yüzden banka hesapları, 2 milyar insanı ekonomik anlamda konumlandırmamıza yardımcı oluyor.
Dünya Bankası’nın da çözüm üretmeye çalıştığı bu bankasızlık süreci en çok Afrika bölgesinde karşımıza çıkıyor. Daha önceki haberlerimizden de bankasızlık durumlarına en iyi çözümün Blockchain teknolojisi ile getirildiğini biliyoruz. Bu anlamda özel sektörde bazı atılımlar da yaşanıyor. Humaniq ve Ericssan Consumer Labs, Aftika’da akıllı telefon ve dijital para teknolojisini blockchain ile birleştiren önemli örneklerden.
Özel sektör kadar devletlerin de ekonomik gelişmişlikte blockchain teknolojisinin neresinde durduğu önemli. Afrika devletlerinin, Blockchain’e yaklaşımı konusunda ise kadınların katkısı azımsanmayacak düzeyde.
Orta Afrika’da yer alan Ruanda, kurulduğu yıldan bu yana kadınların mecliste temsil edilme oranı en yüksek olan ülke olarak tarihte yer alıyor. Ruanda’nın, Blockchain alanında devlet bazında verdiği destek ise hiç de azımsanacak nitelikte değil.
Malavi (2012 ve 2014 yılları arasında ilk kadın Başkan’ını gördü) ve Liberia da (2006 yılında %80 oranla seçilen kadın başkanı olması dolayısıyla) kadınların yaşadığı ayrımcılığı önleme konusunda büyük adımlar atmış olan ülkeler. Bu ülkelerin Blockchain teknolojisine yaklaşımı, kadınların ekonomiye olumlu katkısı olarak da yorumlanabilir.
Kadınların sesinin daha yüksek çıktığı Amerika ve Avrupa gibi Dünya Bankası’nın merkezi olan ülkelerde de hala aşılacak çok engel olduğunu söyleyebiliriz. Mesela Ocak ayında yapılan kuzey Amerika Bitcoin Konferansı’nda 84 erkeğe karşılık sadece 3 kadın yer aldı. Bunun yanında DateCoin’in, facebook reklamında mayo giyen bir kadının ICO teklifinin kabul edilmesi için “ICO’ma dokunun” sloganıyla ortaya çıktı. Daha da ileri gidersek “Blockchain bros” teriminin yaygınlığı hep erkek egemen bakış açısının demokratikleşmeden uzak cinsiyetçi söylemlerine dönüştüğüne tanıklık etmiş oluruz.
Ancak yine ABD’den gelen bazı çabaların da hakkını vermek zorundayız. Bu ay içerisinde San Francisco’da gerçekleşecek olan, bazı kripto para dünyası liderlerinin, kadınları bu alana çekmeye yönelik etkinlikleri olacağını biliyoruz.
Kripto alanında kadınların yeri konusunda, ilk kripto para yatırımcılardan biri olan Arianna Simpson’ın yorumu; kadınların hep yeterlilikleri ile sorgulandıkları yönünde oldu.
İçinde yaşadığımız sistemde, kadınlara neredeyse her alanda yetersiz olduklarını hissettirmeye çalışan tüm güçlere rağmen ayakta kalmayı başarmak zor olsa da, kripto para alanına girmek için doktora sahibi olmayı beklememelerini öneriyor.
Dünyamız gerçeğinde Afrika örneğinden yola çıkarsak Blockchain ve kripto eko sistemin finansal anlamda yaşanan eşitsizliğe sunduğu katkıyı bir nebze olsun cinsiyet eşitsizliğine de sunmasını beklemek umarız ki ütopik bir coşku olmaktan öteye gidebilir. Umarız güçler arasındaki bu adaletsizlik kadınların bu pastadan pay almasının önüne geçmez.