İnsanlık tarih boyunca görülen en büyük tehlikelerden birisi ile, ölümcül bir salgın ile karşı karşıya. Bu durum ilk başta sağlık sektörünü vurmuş gibi gözükse de aslında Koronavirüs bütün iş alanlarında geleceğe yönelik çok ciddi değişiklikler yapacak gibi gözüküyor. Çok kolay yayılabilen bu hastalığa karşı insanların almak zorunda oldukları sosyal mesafe önlemleri ise bu değişikliklerin temel sebebi gibi gözüküyor.
Peki Koronavirüs ve sosyal mesafe çalışma hayatını ve insanlığı tam olarak nasıl etkileyecek? İşte geleceğe yönelik 5 Koronavirüs temelli değişim tahmini:
1 ) Dijital Çalışanlar ve Uzaktan İş Fırsatları Artacak
Birçok işletme Koronavirüs’ün yayılması ile beraber daha önce uygulamak istemediği bir çalışma düzenine, uzaktan çalışmaya geçmek zorunda kaldı. Evde çalışma imkanı olan herkes evden çalışmaya başlarken, bu imkana sahip olmayanlar ise işlerini bırakmak zorunda kaldı. Devasa şirketler ise büyük oranda dijital çalışmaya geçiş yaptı ve öğretmenler bile artık eğitimi dijital olarak veriyorlar.
Koronavirüs’ün getireceği en büyük değişim de aslında bu dijitalleşme olarak biliniyor. Ofislerin oluşturduğu ekstra masraf ve buna benzer fazlalıklar, hastalıkların getireceği riskle beraber tamamen dezavantajlı duruma geçilmesine neden oldu ve artık birçok çalışan ile işveren dijital çalışma şeklini benimsedi. Bu durum aslında daha büyük bir değişim için de kapı aralayacak gibi gözüküyor.
2) Attırılmış İş Gücü, Daha Az İş Anlamına Mı Geliyor?
Birçok firmanın uzaktan çalışmaya geçiş yapması aslında dijitalleşmenin de gerçekleşmesini hızlandırdı. Şirketler artık fiziksel ortamda gereksinim duyulan birçok işe ihtiyaç olmadığını fark etmeye başladı. Bu da bazı kişilerin normalden daha fazla iş gücüne sahip olmasına ve şirketlerin çalışan sayısını azaltmasına sebep olabilir. İnsanlar belirli görevlerde artık daha verimli ve etkili çalışma imkanına sahip olacaklar ve “gereksiz” olarak görülen birtakım iş kolları yavaş yavaş doğal seleksiyon ile beraber ortadan kaybolacak.
Bu durum aslında bütün kriz ortamlarında gerçekleşti. Kriz bitip ekonomi eski haline döndüğünde, artık ihtiyaç duyulmadığı fark edilen kişilerin işlerini yeniden elde ettikleri ise pek rastlanan bir durum değil. Büyük Resesyon döneminden sonra da işçilerin eski işlerine kıyasla %17,5 daha az gelir elde ettiği görülmüştü.
Yapay zeka, robotik ve blockchain gibi teknolojiler sayesinde şirketler daha az insanla daha çok verimlilik elde edebilecek gibi duruyor. Koronavirüs ise bunun gerçekleşmesini sağlayan ve süreci hızlandıran bir sebep olarak karşımıza çıktı.
3) Robotlar İşinize Göz Mü Dikti?
Fabrikalarda, perakende sektöründe, ziraat alanında ve aklınıza gelebilecek neredeyse her alanda robotların kullanımı mümkün hale gelmeye başladı. Koronavirüs’ün yayılmacı yapısı da robotların veya makinelerin kullanımını beklenmeyen bir şekilde hızlandırabilir. Hasta olamayan ve 7/24 çalışabilen, işverene ek bir masrafı olmayan robotların özellikle üretim ve fabrika gibi belirli alan ile sektörlerde insanların yerine geçmesi, çok yakında gerçekleşebilir.
4) Küreselleşme Yavaşlayabilir
Tedarik zincirinin böyle bir kriz anında ne kadar kırılgan olduğunun görülmesi şirketlerin küreselleşmeden korkmasına yol açmış gibi gözüküyor. Birçok firma ham maddeye ulaşmak için küresel tedarik zincirini beklemek zorunda ve bu durum üretimin birçok yerde durmasına veya inanılmaz masraflarla yapılmasına yol açtı. Firmaların gelecekte daha yerel odaklı hareket etmesi de Koronavirüs’ün geleceğe yönelik etkilerinden birisi olarak görülüyor.
Birçok firma ve şirket artık Çin yerine daha yerel ve daha yakın kaynaklardan ham madde veya ürün tedariki yapmak isteyecektir ve bu durum küreselleşmeye büyük bir darbe vurabilir.
5) Devletlerin Etkisi Daha da Artacak
İster demokrasi, isterse de otoriter bir rejimde yaşayın, Koronavirüs’ün ortaya çıkması kesinlikle devlete ve hükümetlere olan ihtiyacı ciddi bir şekilde arttırdı. Devlet yardımları ve hükümet destekli krediler şu an küresel ekonomiyi ayakta tutan yegane gelişmelerden birisi olarak biliniyor.
Artık birçok şirketin özelleşme yerine devletin desteğini alarak ilerleme yoluna gideceği tahmin ediliyor. 2008 yılındaki krizde devletler bankaları iflastan kurtarmış olsalar da bu seferki krizde en küçüğünden en büyüğüne kadar bütün şirketlerin ve firmaların önemli olduğu görülüyor. Bu da yıllar boyunca sürecek bir ulusallaşma ve ulus millet anlayışını güçlendirebilir.
Bonus: Kripto Paralar Daha Çok Göz Önünde Olacak
Burada değinilmeyen belki de en önemli değişim, ekonominin dijitalleşmesi ve kripto paraların önünü açılması gibi gözüküyor. Normalde bundan yıllar önce başlayan merkez bankası destekli kripto para projeleri özellikle Koronavirüs salgını sonrası hız kazandı.
Kripto ve dijital paraları çok sert bir şekilde eleştiren Fransa’nın bile Dijital Euro denemelerine başladığı basına yansımıştı. Hastalık bulaştırdığı kanıtlanan fiziksel paraların ve transferi oldukça zor olan, tedarik zincirinin duraksadığı anlarda da imkansız gibi bir hale gelen altın gibi değerli madenlerin en büyük alternatifi ise Bitcoin gibi kripto paralar.
Bitcoin, dakikalar içerisinde dünyanın bir ucundan başka bir ucuna gönderilebiliyor ve bu oldukça düşük işlem ücretleri ile, hiçbir aracıya ihtiyaç duyulmadan gerçekleştirilebiliyor. Bankaların kendi dijital paralarına hız vermeleri de çok yakın bir gelecekte kripto paraların ana akım kitlelerin kullanımına kavuşacağı anlamına geliyor.