Kripto para piyasaları artık bu yıl yeni bir sürece evirildi. ABD seçimleri kripto paralar için artık daha da önemli. Biden’ın kripto bağışları için çalışmaları devam ediyor. Trump ise çoktan kripto yatırımcılarının gönlünü kazanmanın yollarını arıyor. Yıllar önceki kripto konusunda itici tavrındansa eser yok.
Trump ve Kripto Para Bağışı
Gemini borsasının kurucusu kardeşler Trump’un kripto konusundaki tutumunu ödüllendiriyor. Biden yönetiminin spot ETH ETF onayını zorlayan şey Trump’ın kripto oylarına göz kırpmasıydı. Tam da bu yüzden SEC istemeye istemeyen ETH konusunda 180 derece dönüş yaptı. Elbette kripto konusunda Trump’ın sağladığı bu fayda ödüllendirilecekti. Gemini borsası kurucusu kardeşler bugün 1 milyon dolar değerinde BTC cinsinden bağış yaptıklarını açıkladılar.
Gemini’den Tyler Winklevoss şunları yazdı;
“Donald Trump’a 1 milyon dolarlık bitcoin (15,47 BTC) bağışladım ve Kasım ayında ona oy vereceğim. İşte nedeni:
Geçtiğimiz birkaç yıl içinde, Biden Yönetimi kriptoya karşı açıkça savaş ilan etti. Sektörümüzdeki iyi aktörleri yok etmek amacıyla zorbalık yapmak, taciz etmek ve dava etmek için birden fazla devlet kurumunu silahlandırdı. Bu Yönetimin eylemleri, tamamen inovasyon, Amerikan vergi mükellefi ve Amerikan ekonomisi pahasına, tamamen çarpık siyasi kazanç için kullanılan eşi görülmemiş bir güç kötüye kullanımından başka bir şey değildir. Biden Yönetiminin bu noktada aksini iddia etmek için yapabileceği veya söyleyebileceği hiçbir şey yoktur.
Bazı önemli noktalar şunlardır:
Bankacılık sisteminin kripto şirketlerine ve onların yöneticilerine karşı silahlandırılması. Halk arasında Choke Point 2.0 Operasyonu olarak bilinen bu durum, OCC (ulusal bankalara lisans veren ve düzenleyen federal bir kurum) ve FDIC’nin (bankalara mevduat sigortası sağlayan federal bir kurum) “rehberlik” vermesi ve kapalı kapılar ardında bankalara kripto şirketlerine banka açmamaları talimatını vermesiyle başlıyor. Emirlere uymayan her banka tehdit ediliyor.
Konuşma şöyle devam ediyor: “Güzel bir bankanız var. Bazı kripto şirketlerini bankaya yatırdığınız için başınıza bir şey gelirse çok yazık olur.” Eğer bu taktik bir bankayı korkutup hizaya getirmek için yeterli olmazsa, müfettişler her şeyi alt üst etmek için gönderilecektir. Bu neredeyse kesin olarak bir “bulguya” yol açacaktır – bana bankayı gösterin, size suçu göstereyim – bu da büyük bir para cezası veya bir bankanın çalışma yeteneğini sakatlayan yeni denetim kuralları ve koşulları ile sonuçlanacaktır. Risk çok büyük. Bankalar ya kripto şirketlerini bankaya yatırmamayı seçebilir ya da bu seçimi onlar için yapabilirler.
Bu kurumlar bankalar üzerinde Tanrısal bir güce sahiptir çünkü “güvenlik ve sağlamlık” kaygılarını öne sürerek istedikleri zaman lisanslarını ya da FDIC mevduat sigortalarını iptal edebilirler. Bu nedenle Godfather’dan fırlamış karakterler gibi davranabilir ve bankaları istedikleri müşteri ya da müşteri segmentini bırakmaları için korkutabilirler. Tamamen yasal olan ancak ideolojik olarak gözden düşmüş sektörleri bankasızlaştırmaya yönelik bu davranış, Başkan Joe Biden’ın Başkan Yardımcısı olduğu Obama Yönetimi döneminde başladı. O dönemde buna Choke Point 1.0 Operasyonu adı verilmişti ve Obama Başkanlığı’nda iyi belgelenmiş bir lekedir. Biden Yönetimi oyun kitabının tozunu aldı ve kripto endüstrisine karşı tam hızda çalıştırıyor.
Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) kriptoya karşı silahlandırılması. Biden Yönetimi’nin SEC’i, katılımcılarının bu yeni varlık paradigması için düzenleyici ortamda nasıl gezineceklerini anlamalarına yardımcı olmak için kripto endüstrisi için tek bir kural yazmadı. Bu tasarım gereğidir.
SEC, kripto için herhangi bir yeni kural yazmayarak, 1946’da Florida’daki bir narenciye bahçesi hakkında, çoğu evde telefon bulunmadan ve ticari internetin ortaya çıkmasından 50 yıl önce verilen bir Yüksek Mahkeme kararına dayanan mevcut kuralların amaca uygun olduğunu samimiyetsiz bir şekilde söyleyebilir. Ama değiller.
İşte bir örnek. Eğer ether bir menkul kıymet ise, ki bu 48 saat öncesine kadar açık bir soruydu, o zaman akıllı telefonunuzdan bir arkadaşınıza ether gönderirseniz menkul kıymetler yasalarını ihlal etmiş olursunuz. Neden mi? Çünkü bir menkul kıymeti yalnızca bir aracı kurumun transfer etmesine izin verilir. Ve bunu yalnızca başka bir komisyoncu bayiye yapabilir. Sadece bu örnekten bile, ether gibi bir kriptoyu menkul kıymet olarak sınıflandırmanın onun faydasını nasıl azaltacağını ve merkezi olmayan bir geleceği başlatma yeteneğini nasıl yok edeceğini herkes anlayabilir. Bu bir otomobilden at gibi davranmasını istemek gibi bir şey. Yine de Biden SEC’in neredeyse her kriptoya karşı aldığı pozisyon budur. Bunu sonuçlarını anlamadığı için değil, anladığı için yapıyor. Bunlar tam da istediği sonuçlar. Kriptoyu öldürmek.
SEC, neredeyse her kriptonun bir menkul kıymet olduğu gibi saçma bir pozisyon alarak, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki herhangi bir kripto projesine ve şirketine karşı dava açmak için kendisine makul ve açık çek verdi. Oyun çok basit. Uyumu imkansız hale getirin, sonra da uymadıkları için herkesi dava edin. Ve Biden-SEC’in bu alandaki iyi aktörlere defalarca yaptığı şey de tam olarak budur. SEC’in kripto için kurallar koyması yerine – birkaç gün içinde yapılabilecek bir şey – kurallar, SEC’in kötü niyetle hareket ettiğini ve başından beri yanıldığını belirleyen yargıçlar ve jüriler tarafından yıllar sonra yazılacaktır. Zaman ve ekonomik israf muazzam olacaktır. Zarar verilecektir. Ama mesele de bu zaten.
Biden Yönetimi bu kurumların misyonunu kirletmiş ve bütünlüğünü bozmuştur. Hepsi de Başkan Biden’ın emirlerini yerine getirmek üzere atadığı seçilmemiş bürokratlar tarafından yönetilmektedir. Bu piyadelerin ahlaki pusulası siyasi kazançtır ve daha yüksek görevleri siyasi güçtür. Kongre onlara hiçbir zaman kripto endüstrisinin ya da Amerika’daki herhangi bir yasal endüstrinin kaderini belirleme yetkisi vermemiştir ve ülkemizdeki ekonomik hayatın bekçileri olarak hareket etmek için tamamen niteliksizdirler. Bu piyasanın rolüdür.
Yine de kripto endüstrisi yalnız değil. Biden Yönetimi sürekli olarak Amerikan iş dünyasına saldırmış ve en büyük kahramanlarını kötülemiştir. Suç her zaman başarıdır ve ödül her zaman alay, para cezaları ve daha da fazla bürokrasidir. Ancak açık olmak gerekirse, Biden Yönetimi başarıdan tamamen nefret etmiyor. Sadece kendi kontrolü dışında kalan türden başarılardan nefret ediyor. Başarıya nasıl el koyacağını ya da onu nasıl zorlayacağını bulduğunda, Biden Yönetimi başarı konusunda oldukça hevesli hale gelir, onu neşeyle manipüle eder ya da oy satın almak için şeffaf bir girişimle yeniden dağıtır. Yeterince uzun bir zaman ölçeğinde, bu politikaların ekonomimizi ve ülkemizi nasıl yıkıma götüreceğini görmek kolaydır.”
Donald Trump Doğru Kişi
Kripto dostu şirketlerin böylesi açık destekler göstermesi son yıllarda Biden yönetiminin attığı dayakların sonucu. Hukuk eliyle kripto endüstrisinin kırılmadık kemiğini bırakmayan ve dünyadaki tüm kötülüklerin kaynağı olarak kriptoyu göstermeye çalışan Demokratlar artık geri adım atmak zorunda.
İran, Kuzey Kore ve diğer yaptırıma konu ülkelerin kripto kullanmasının ABD için dünyanın sonu gibi bir şeye dönüşmesini imadan tutun teröristlerin sadece Bitcoin ile silah alabildiği gibi saçma hikayelere kadar denemedikleri yalan kalmadı. FTX çöküşünün düzenleyicilerin beceriksizliği ve kural oluşturmamanın sonucu olduğu açıktı. Bunu bile kriptonun doğasıyla bağdaştırmak için çabaladılar. Fakat olmadı.
“Başkan Donald J. Trump, Bitcoin yanlısı, kripto yanlısı ve iş dünyası yanlısı bir tercihtir. Bu konu tartışmaya açık bile değildir. Size aksini söyleyen herkes ciddi şekilde yanlış bilgilendirilmiş, kuruntulu ya da doğruyu söylemiyor demektir. Ülkemizi geri almanın zamanı geldi. Kripto ordusunun Washington’a bir mesaj göndermesinin zamanı geldi. Bize saldırmak siyasi intihardır. İşte bu nedenle Kasım ayında oyumu Başkan Trump’a vereceğim ve umarım siz de verirsiniz. İleri!”
Eğer Gemini kurucularının bu hamlesi beklenen desteği bulursa gerçek boğa piyasası için hikayenin başladığı nokta burası olacak. ABD seçimlerinin tetiklediği büyük kripto boğası olarak da tarihe geçecektir.