Kripto para piyasası yaşadığı boğa piyasası sonrasında Mart ayında bütün geleneksel piyasalarla birlikte dibi gördü. Yaşanan resesyon veya daha bilinen tanımı ile ekonomik durgunluk, tahmin edildiği gibi kripto para birimlerinin de sonunu getirebilir mi?
Aslında 2020 birçok açıdan oldukça “olaylı” ve sıkıntılı bir yıl olarak başladı. Avustralya’da baş gösteren yangınlar, devamındaki Üçüncü Dünya Savaşı korkuları ve şimdi de bütün dünyayı etkisi altına alan salgın. Salgın ilk çıktığı bazı ülkelerde kontrol edildi ve bunun bütün dünyaya yayılması durumunda bile salgından pek de hafif kalmayan bir tehlike, ekonomik durgunluk kapıda gözüküyor.
Peki ekonomik durgunluk lider kripto para birimi Bitcoin‘i (BTC) ve genel olarak diğer kripto para birimlerini nasıl etkiler? Mali buhran sektörü sanıldığı kadar sert etkileyebilir mi?
Mali Kriz Nedir?
Bunun Bitcoin’i nasıl etkileyeceğini daha iyi anlamak için mali krizin ne olduğunu ve bunun nasıl ekonomik durgunluk olarak adlandırılan olaya sebep olduğunu incelemek gerekiyor.
Mali kriz, piyasada büyük bir istikrarsızlık ve belirsizlik yaratan, hızlı gelişen bir olay olarak anlatılabilir. Bir mali balonun patlaması veya hisse senedi piyasalarında sert ve beklenmeyen bir düşüş iş ilişkilerinin çalışma prensibini ciddi anlamda değiştirip krize yol açabilir.
Endüstrilerin birçoğu birbiri ile bağlantılı olduğu için de mali kriz taraflar arasındaki ödemelerin aksaması nedeniyle büyüyüp kartopu etkisi yaratacak seviyeye kadar gelebilir. Bu da tahmin edildiği gibi küçük bir olayın domino taşı etkisi gibi ekonomik durgunluk yaratmasına yol açar. Bir şirket yaşanan kriz nedeniyle parasını alamadığında da ödeme yapması gereken şirkete ödemesini gerçekleştiremez ve sistem tıkanır.
Bu dönem ekonomik açıdan belirsizlik yarattığı için mali kriz esnasında işletme iflasları daha sık görülür ve hisse senedi piyasası da düştükçe düşer. Resesyon yani durgunluk terimi de birçok ekonomik etkinliğin düşüş trendine girdiği bir ara dönem olarak açıklanabilir. Ekonominin gerilemesi genellikle gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) azalması, işsizlik oranlarının artması ve tüketici güven endeksinin düşmesi ile beraber gerçekleşir.
Normalde bir ülke GSYİH’nın iki çeyrek dönem üst üste negatif büyüme sergilemesi sonrası resesyon ilan edebilir. Bunun yanı sıra hükümetlerin aylık GSYİH verilerine dayalı olarak resesyon ilan edebildiği istisnai birkaç durum da vardır.
Bu olay başladığında ise resesyon durumu piyasa kendisini toparlayana kadar devam edebilir ki bu da birkaç çeyrek dönemden birkaç yıla kadar sürebileceği anlamına gelmektedir. Resesyonun sebeplerine gelindiğinde ise ekonomide genel bir düşüşe neden olacak birden fazla etken olduğu ortaya çıkar ve bunlar şöyle sıralanabilir:
- Piyasaya olan aşırı güven.
- Piyasadaki sahte başarı görüntüsü
- Ödenemeyecek seviyeye gelen krediler
- İşsizlik
- Tedarik zincirinde kopma
- Alım ve ödeme konusunda ayrışma
- Savaş
- Afet
- Salgın Hastalık
Her şeyin birbiri ile bağlantılı olduğu günümüzde finansal sistem de en ufak bir durumdan toplu darbe almaya meyilli hale geldi. Küresel ekonomide yaşanan bir düşüş ise şüphesiz dünyanın bütün ülkelerinde hissedilecektir.
2008 Resesyonu
Aslında 2008 yılında yaşanan kriz, bütün dünyanın bunu hissetmesine ve resesyonun etkilerine şahitlik etmesine yol açtı. ABD’de Mortgage piyasasının yarattığı balon patladı ve ABD’nin yıllardır görmediği büyüklükte bir kriz yaşamasına neden oldu. Mortgage destekli menkul kıymetlerin, kredilerin ödenememesi yüzünden patlaması sadece ABD’yi değil, bütün dünyayı ve finans sistemlerini etkisi altına aldı.
Bu da birçok kişinin bildiği gibi lider kripto para birimi Bitcoin’in icat edilmesine yol açtı. Bitcoin aslında tam da bu gibi durumlar için üretildi ve üretiminden bu yana ilk defa böyle bir kriz ile karşı karşıya kaldı. Aslında 2019 yılında tahvil piyasasının resesyona yol açacak finansal krizi getireceğinden neredeyse emin olunsa da bu kötü durum senaryosu gerçekleşmedi ve kurşun ıskaladı.
Buna rağmen 2020 yılında kimsenin tahmin etmediği Koronavirüs salgını beklenen krizi getirdi. Neredeyse bütün dünya karantinaya alındı ve ekonomik etkinlik büyük ölçüde sonlandırıldı. Uzmanlar ise bunun beklenen tetikleyici olabileceğini düşünüyorlar.
Mevcut durum en çok seyahat ve konaklama şirketlerini vurmuş gibi gözüküyor. Dow Jones Endüstriyel Endeksine, FTSE 100 Endeksine ve S&P 500 Endeksine bakıldığında ekonominin genel olarak ne kadar sert düştüğü daha iyi anlaşılabiliyor.
Bütün hisse senedi piyasaları dibi gördü ve tedarik zinciri durma noktasına geldi. Ekonomik etkinliklerin birçoğu ya durdu ya da durma noktasına geldi. Çalışanlar da bu sebeple birçok ülkede ödemelerini yapamaz hale geldi ve neredeyse resesyon için gerekli olan bütün koşullar karşılandı.
Panik Satışları ve Nakit İhtiyacı
Normalde resesyonun bariz olduğu bu gibi dönemlerde insanlar altın, gümüş, devlet tahvilleri gibi güvenli liman varlıklarına yatırım yapsalar da Koronavirüs bunların hepsini ortadan kaldırdı. Yaşanan panik satışında insanlar sadece nakit paraya ilgi gösterdi ve altın da dahil neredeyse bütün varlıklar 12 Mart tarihinde düşüş yaşadı. Bunun sebebi de daha önce benzeri görülmemiş bir durumda insanların psikolojik olarak güvenlik ihtiyacını karşılamaya yönelmesi olarak ifade edilebilir. Hisse senetlerine veya menkul kıymetlere yatırım yapmak ise güvenlik ihtiyacı karşılandıktan sonra atılacak adımlar arasında yer alıyor.
Likiditeye yönelik bu benzersiz talep artışı, devasa satışlara neden oldu ve neredeyse hiçbir şey geçtiğimiz haftalarda tuvalet kağıdına olan talebin seviyesine ulaşamadı. Peki kripto paralar bundan nasıl etkilendi veya etkilenecek?
Kripto Paraların Çöküşü: Bitcoin, Resesyona Karşı Üretilmedi Mi?
Yukarıda da söz ettiğimiz gibi Bitcoin aslında tam da bu gibi durumlar için piyasaya sürülen bir varlık. Merkezi finans sistemine ve geçtiğimiz haftalarda görüldüğü gibi sınırsız para basılmasına karşı üretilen BTC’nin düşüş yaşaması ise birçok kişiyi şaşırttı.
Hem belirli bir arza sahip olması ile enflasyonun işlemediği, hem de dijital yapısından dolayı altına alternatif olarak görülen BTC, gerçek bir değer saklama aracı olarak biliniyor. Ancak yaşanan düşüşte BTC’nin değeri neredeyse 10.000 dolardan 4.000 dolara kadar geriledi ve kısa süreli dip görüldü.
Ancak burada unutulan nokta, kripto paraların da özünde insanların düşüncesi ve görüşü kadar değerli olduğu gerçeği. Aynı hiçbir şeye endeksli olmayan itibari paralar gibi kripto paralar da bunlara yatırım yapan kişilerin verecekleri veya vermek istedikleri para kadar değerlidir.
Bu da kripto paraların yaşadığı düşüşün panik satışlarından kaynaklı olduğunu gözler önüne seriyor. Bunun yanı sıra kripto paraların geleneksel piyasalardan en büyük farkı ise volatilitesi. BTC daha önce de benzer düşüşler yaşadı ve mevcut gerileme kripto paralar için son anlamına gelmiyor.
Bitcoin ve altcoin’ler çok daha sert düşüşlerden kurtulmayı başardılar ve bu CoinMarketCap üzerinden bile rahatlıkla görülebilir. Peki kripto paraları ve yatırımcıları bekleyen en kötü senaryo ne? İnsanlar neye hazırlıklı olmalı?
Kripto Paraları Bekleyen En Kötü Senaryo
Kripto paraları bekleyen en kötü senaryo tahmin edileceği gibi hepsinin değerinin sıfıra inmesi. Peki bunun gerçekleşme oranı ne? Aslında sektör bireysel yatırımcılardan çok balina olarak tabir edilen daha varlıklı yatırımcıların kontrolünde olarak biliniyor. Balinalar toplu bir şekilde alış veya satış yaparak fiyat konusunda ciddi oynamalara sebep olabiliyorlar. Eğer balinalar düşüş için ellerinde ne var ne yok satmaya karar verirlerse, Proof-of-Work (iş ispatı) tabanlı coin’ler için korkulan olabilir.
Fiyat belirli bir seviyenin altına düşerse ağın güvenliğini sağlayan madencilerin işlemlerine devam etmesi de hem çok masraflı hem de gereksiz bir hal alabilir. Bu da madencilerin ağı terk etmelerine ve hem güvenlik hem de işlemlerin onaylanması konusunda dip noktaya gelinmesine yol açabilir.
Ancak Proof-of-Stake (iş ispatı) veya başka konsensüs algoritması kullanan kripto paralar böyle bir durumdan bile kurtulabilirler. Buna rağmen eğer Koronavirüs bütün dünyayı sarıp durdurulamaz bir hal alırsa, internet ortadan kalkar ve çalışmayı durdurursa bütün dijital dünya da ulaşılamaz bir hala alacaktır. Tabii ki bu bir nebze kıyamet senaryosu olsa da, başlıktan da anlaşılacağı gibi en kötü senaryoları ele almak bunu gerektiriyor.
Ancak yine de dünyanın Mad Max filmlerindeki gibi bir hal alması hayli uzak bir ihtimal olarak duruyor.
En İyi İhtimal?
Kripto para birimleri ilk başta %60 üzerinde değer kaybetseler de Bitcoin toparlanmayı başardı ve 6.500 dolara kadar çıktı. Panik ile yapılan satışları bireysel yatırımcıları toplamaya başladı gibi gözüküyor. Bitcoin yeniden güven topladığında ve kripto para piyasalarına olan ilgi arttığında, eşi benzeri görülmeyen bir yükseliş gelebilir.
Finansal kriz ve itibari paralara olan güvenin kaybolması, en iyi ihtimalle Bitcoin’i ana akım kitlelere tanıtma görevi görebilir. Bu da yaklaşan Bitcoin Halving ile daha da azalan arza, rekor bir talebin eşlik edeceği anlamına geliyor.
Bunun yanı sıra fiziksel altına olan erişimin durdurulan uçak seferleri ve durma noktasına gelen tedarik zinciri ile imkansıza yakın bir hal alması, dijital altın olan Bitcoin’e yönelik talebi daha da arttırabilir. Federal Rezerv’in faizleri sıfıra indirip sınırsız parasal genişleme duyurusuna %10 tepki veren BTC, durumun daha kötü bir hal alması ile tüm zamanların rekorunu bile kırabilir.