Bitcoin, madencilik sürecinin enerji yoğun doğası nedeni ile uzun süredir çevresel etkileri açısından inceleme altında. 2008’de hayatımıza giren Bitcoin şimdiye kadar hiç hacklenmedi. İş kanıtı (PoW) sözleşme mekanizması tarafından sağlanan sıkı güvenlik önlemleri kripto paraya değer katmaya devam ediyor. Ancak PoW mekanizmasında enerji tüketimi fazla ve büyük hesaplama gücü gerektiren karmaşık kriptografik algoritmalara dayanıklı.
Bitcoin Madenciliğine Yönelik Önemli Çalışma
Cambridge Üniversitesi’nin araştırmasına göre Bitcoin’in küresel popülaritesi ağ enerji tüketiminin 7 Aralık itibariyle yıllık 147,61 terawatt-saat ile Polonya, Ukrayna ve Malezya gibi ülkelerin yıllık ortalama enerji tüketimine yakın olmasına neden oldu.
Bitcoin’in PoW sözleşme mekanizması değişmez bir güvenlik garantisi haline geldi ancak bazıları bunu çevresel bir kabus olarak görmeye devam ediyor. Bitcoin madencilik endüstrisi bu kaygıları gidermek için giderek yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneliyor ve yeni çalışmalar şimdi başka bir ekolojik soruna işaret ediyor; kripto madenciliğinin yüksek su tüketimi.
Vrije Universiteit Amsterdam ve De Nederlandsche Bank’ta veri analisti ve araştırmacı olan Alex de Vries tarafından kaleme alınan “Bitcoin’in büyüyen su ayak izi” başlıklı yeni bir çalışma, Bitcoin’in su tüketimine yönelik çevreye zarar verme potansiyeline sahip olduğunu ortaya çıkardı.
Bitcoin madencilik endüstrisi her yıl büyümeye devam ediyor ve tüm zamanların en yüksek hash oranlarına ulaşmaya devam ediyor. Bitcoin’in fiyatı yükseldikçe bu eğilim devam edecek gibi görülüyor.
Bitcoin Madenciliği ve Suyun Gücü
Her bilgisayarda olduğu gibi madencilik cihazlarının da en iyi şekilde çalışması için soğutma mekanizması olmak zorunda. Bitcoin madencilik teçhizatları, PoW’un sunduğu karmaşık matematiksel zorlukları çözmeye çalışırken çok yüksek sıcaklıklara ulaşan yüzlerce makineye sahip.
Su, genellikle soğutma sistemleri ve hava nemlendirme sistemleri için kullanılır. Ayrıca su dolaylı olarak elektrik üretmek için de kullanılabilir. Çalışmada belirtildiği üzere, 2021’de Bitcoin’in su ayak izi 2020’ye kıyasla %166 oranında önemli ölçüde artış gösterdi.
De Vries, kamuya açık bilgilerin sınırlı olması nedeniyle doğrudan su ayak izini ölçmenin zorluğunu kabul ediyor. Ayrıca doğrudan ve dolaylı su tüketimini birleştiren elde edilen verilerle, Amerika Birleşik Devletleri Bitcoin madencileri için toplam yıllık su ayak izinin 93 ila 120 gigalitre (GL) arasında değişebileceğini ve bunun yaklaşık 300.000 ABD hanesinin ortalama yıllık su tüketimine eşdeğer olduğunu tahmin ediyor.