Son zamanlarda millet NFT’den parayı bulmak için bu alanı pompalıyor diyenler çıktı. Peki NFT ve metaverse parayı bulmak için bir araç mıdır? Twitter üzerinden Türk çizerlerine seslenenler onların neden bu bataklıktan (!) uzak durmaları gerektiğini uzun uzadıya anlattı. Peki bunların ne kadarı doğru?
Blockchain
Eğer NFT’leri karşınıza alacaksanız öncelikle temellerine saldırmalısınız. Blockchain tabanlı bir dijital dünya hayali yıllardır topluluğun içine işledi. Blockchain, değiştirilemez ve güvene dayalı olmayan yapısı sayesinde farklıdır. Hakkınız olanı korumak için kimseye, hiçbir kuruma güvenmeniz gerekmiyor.
Blockchain’e karşı çıkanların baş argümanı, “madencilere ihtiyaç var” ve onlara ödül olarak verilen kripto paraların alıcı bulması için piyasa sürekli “spekülasyona muhtaçtır” şeklinde oluyor. Yüksek enerji maliyetlerinden bahsediliyor ve bu üretim sürecinde ciddi miktarda nakdin havaya gittiği söyleniyor.
Peki aynı şeyi neden altın için söylemiyorlar? Geleneksel bankacılık sisteminin tükettiği enerji Bitcoin $90,606’den daha mı az? Ethereum $3,204’un PoS algoritmasına bu yıl geçişiyle birlikte madenciliğin neredeyse tamamı Bitcoin için devam edecek. Peki Bitcoin ne kadar enerji harcıyor?
Bitcoin madencileri yaklaşık 120 terevat elektrik harcıyor, Türkiye’nin tüketiminin kabaca %41’i kadar diyebiliriz. Belirli ülkelerin tüketimiyle karşılaştırırsak aşağıdaki tablo oluşuyor.
Peki altın üretimi ve geleneksel bankacılık sisteminin devamı için ne kadar enerji harcanıyor? Sonuçta binlerce bankanın sayısız sunucusu günün her saati çalışıyor, on binlerce banka şubesi her gün mesai yapıyor ve ATM’ler günün her saati müşterilerini bekliyor.
Michael Novogratz’ın kripto para şirketi Galaxy Digital yukarıdaki grafiği tahmini olarak hazırlayabildi. Nitekim Camridge Bitcoin Elektrik Tüketimi Endeksi gibi araçlar ile anlık olarak Bitcoin’in tükettiği enerjiyi görebilsek de bankacılık sistemi ve altın için aynı imkana sahip değiliz. Tüm bunlara ek olarak Çin’in madencileri ülkeden kovmasıyla birlikte yenilenebilir enerji kaynaklarıyla Bitcoin madenciliği oranı artıyor. Çin, enerjisinin önemli bir kısmını özellikle madencilerin yoğun olduğu bölgelerde kömürden üretiyordu. Bitcoin madencilik konseyi tarafından geçtiğimiz yılın sonuna doğru yapılan açıklamada Bitcoin madencilerinin %50’nin üzerinde yenilenebilir enerji kaynaklarına geçtiği söylendi. Buna ek olarak kendi güneş santrallerini kuran, enerji maliyetini azaltarak çevreye zararını sıfırlayan madencilik şirketlerinin sayısı her geçen gün artıyor.
Şeffaflık ve Maliyetler
Evet blockchain şeffaftır, geleneksel sistemde herhangi bir devlet kurumunda rüşvetle kendinize menfaat sağlayabilirsiniz. Ancak blockchain tabanlı bir tapu kayıt sisteminde yaptığınız usulsüzlüğün üzerini örtmek imkansızdır. Blockchain şeffaftır, dilediğiniz zaman Bitcoin’in yaklaşık enerji tüketimini güvenilir kaynaklardan teyit edebilirsiniz.
Peki ya bankacılık sistemi? Kredi veya banka kartınızla markete gittiğinizi düşünün. Burada yaptığınız 100 liralık alışverişin 98 TL’si bankanın belirlediği şartlarda satıcıya ulaşır. Arkadaşınıza 100 TL transfer etmek istediğinizde 1-3 TL arası masraf ödemeniz gerekir. Bitcoin ve Ethereum gibi blockchainlerin yüksek işlem ücretleri sebebiyle sürdürülemez olduğunu savunanlar farklı bir dünyada mı yaşıyor? Acımasızca bu argümanlarla Bitcoin ve Ethereum’un sadece yutturmaca olduğunu savunanlar ölçeklendirme çözümlerinden habersiz olabilir mi? Bitcoin Lightning Network ile anında ve ucuz transferler yapabiliyorsunuz. Bitcoin’in değer deposu olarak altının yerini alması veya kripto paraların günlük ödemelerde yaygın kullanımı önümüzdeki 10 yılda yaşayarak tecrübe edeceğimiz bir gerçektir. O günler geldiğinde daha az enerji tüketen bir finans sistemimiz olacak. Borç almak isteyenler bankalara gitmek yerine merkezi veya merkezi olmayan platformlara başvuracak, borç vermek isteyenler aynı yolu izleyecek. Bankalar büyük büyük kazançlar elde edemeyecek ve 100 TL’nin 2 TL’si de artık halkta kalacak.
NFT ve Metaverse
Gelecek hakkında konuşacağız, web3.0’dan bahsediyoruz. O halde bize fikir vermesi için öncelikle geçmişe göz atalım.
Dün Bize Ne Söyler?
Yıl 1993, 12 Nisan tarihinde Türkiye’nin yurt dışı internet bağlantısı yapıldı. İlk bağlantı hızı 64 Kbps idi. Bundan 2 yıl sonra internet hızı iki katına 128 Kbps’e yükseldi. 1996 yılında Hotmail ile tanıştık ve internet hızı 512 Kbps’ye çıktı. 1 Mbps internet hızına 2003 yılında ulaştık. Bugün ise Türkiye’deki ortalama internet hızı 27,64 Mbps olarak ölçülüyor.
1993 yılına ışınlanalım ve internet hakkında biraz bilgisi olan birini bulup ona 2021 yılından bahsedelim. Gün gelecek dakikada;
- 28 bin kişi Netflix üzerinden film/dizi izleyecek
- Instagram üzerinden 695 bin hikaye paylaşılacak
- Whatsapp ve Messenger üzerinden 69 milyon mesaj atılacak
- Youtube platformuna 500 saatlik içerik yüklenecek
- 200 bin Tweet atılacak
- 198 milyon email gönderilecek
- Facebook uygulamasında 1,4 milyon kaydırma yapılacak
Uzar gider, bunları 1993 yılında 64 Kbps hızla interneti tanıyan birine anlattığımızda bize kesinlikle gülecektir. Çünkü 2 eposta gönderen biri 70 kb tüketim yapar oda 0.07 Mbps’dir.
Yani 1993 yılında 1 gün boyunca internetiniz sürekli indirme yapsaydı 86,4 Mbps veriye ulaşabilirdiniz. Bugün biz bu miktarda veriyi saniyeler içinde indirebiliyoruz. Şöyle bir örnek verelim 30 dakikalık 720p kalitede bir video 1 GB tüketime eşittir. 1993 yılında bu kabaca 2 haftalık maksimum tüketimi temsil ediyordu.
Yukarıda 2005 yılındaki YouTube’u görüyorsunuz. Bir de bugün neye dönüştüğüne bakın!
Gelecek Neler Getirecek?
1899 yılında Amerika Patent Dairesi Başkanı Charles Duell şunu söyledi;
“İcat edilebilecek her şey icat edildi”.
Bugün ona gülüyoruz ve nasıl böyle saçma bir görüşe sahip olduğunu anlayamıyoruz. Gelecek bugünden çok daha farklı olacak. Çünkü geçmişte hep böyle oldu. Sadece 20 yıl geriye gittiğimizde bile bugünkü dünyadan bambaşka bir şeyle karşılaşıyoruz. Biz NFT ve metaverse kavramını 1993 yılında Facebook’u anlatır gibi anlatıyoruz. Buna kesinlikle gerek yok, yıl 2005 olduğunda Youtube doğacak ve internet hızı her zaman 64 Kbps kalmayacak.
NFT’lerin günlük hayatta kullanım alanlarına dair birçok şey yazdık çizdik, bunlara girmeyeceğim. Metaverse ne değildir daha önce diye uzun uzun konuştuk, buna da değinmeyeceğim. Bugün konumuz dijital sanatçılara seslenen ve onları bir bataklıktan kurtulmaya davet edenlerdir.
İşlem ücretleri diyorlar fakat üstünkörü okudukları birkaç makale dışında teknik bilgileri yok. Hiç Solana ağında NFT transferi yaptınız mı? İşlem ücretleri sıfıra yakındır ve gelecekte belki de ücretsiz işlem yapılabilen ağların da yaygınlaştığını göreceğiz. Facebook kullanıcılarından bir ücret almıyor, gelecekte daha büyük kitleleri kendine çekmek isteyen ağların işlem ücretlerini göğüslediğini de göreceğiz. Tıpkı Facebook’ın sayısız sunucu masrafını kullanıcılarından tahsil etmediği gibi bu blockchainler de aynı yolu izleyecek.
NFT, Metaverse ve Web 3.0 Neden Kötüdür?
Gelecekte bu üçünün hayatımızda olmayacağını düşünenlerin birçok dayanağı var. Bunlardan ilki uzun uzun anlattığımız blockchain madenciliği, işlem ücretleri gibi problemlerdir. Ancak bunu dışındaki bazı gerekçeleri de kısa kısa cevaplandırmak gerekir.
- PoW (iş kanıtı algortiması) maliyetli, bu yüzden PoS’a geçiyorlar fakat onda da birçok sorunla karşılaşıyorlar.
Hali hazırda PoS (hisse kanıtı) algoritmasıyla çalışan birçok blockchain bulunuyor. Ethereum yakın zamanda geçişini tamamlayacak ve sorunlar çözülmek için vardır.
- Madencilerin gerçek paraya ulaşabilmesi için spekülasyona ihtiyaç vardır. İnsanlar FOMO sebebiyle kripto para alır ve sıcak para piyasaya akar, madenciler aç kalmaz.
Bunu söyleyen biri tüm kripto para piyasalarını bir ponzi olarak görüyor demektir. Fakat kripto para ekosistemi kendi içinde onlarca farklı alanda bir değer üretiyor. Örneğin DeFi ile bankadan daha iyi oranda kazançlı yatırım yapabilirsiniz. DAO’lar ile kripto şirketlerinin bir nevi ortağı olursunuz. Bunu uzun uzadıya açıklamaya gerek yok açıkçası, çünkü temeli olmayan bir şeye karşı savunma yapmak imkansızdır.
- 0’da her adımınız paralı olacak
Bunu da söylerken bir internet sitesi paylaşıp alın her yoruma 1 dolar para veriyorsunuz diyorlar. Şu an bile 1 cent altında işlem ücretleri olan ağlar varken bundan 10 yıl sonra daha farklı alternatifleri olmayacak mı? Yukarıda ücretsiz Facebook örneğinden bahsetmiştik.
- NFT alıp satanlar, bir esere veya eserin telif haklarına sahip olmazlar.
Bu iddiayı savunmak için akıllı sözleşmelerden habersiz olmak gerekiyor. Birçok NFT projesi, topluluğuna airdrop, stake geliri gibi avantajlar sağlıyor. Geçen paylaştığımız BAYC oyuncu seçimleri için koleksiyonere ödenecek 10.000 dolarda bu telif konusuna iyi bir örnektir.
- Blockchain hırsızlığa kapı aralıyor. Çalınan NFT’nizi geri getiremezsiniz, onu istediği gibi satabilirler.
Sokakta biri paranızı çaldığında veya evinize giren hırsız bir tablo çaldığında ne yapıyorsunuz. Bir ıslık çalıyorsunuz ve hırsız hemen bunları geri mi getiriyor? Kripto hırsızları, gerçek dünyadaki hırsızlardan farklı değildir. Cüzdanların izi sürülerek kimlikleri tespit edilir ve gerekli yaptırımlara maruz kalırlar. İnternette sayısız örneği var. Cüzdanlar kara listeye alınır ve dolaşımı sınırlandırılır. Peki nakit paranız çalındığında hırsızı bunu özgürce harcamaktan alıkoyan şey nedir?
- OpenSea üzerindeki NFT’lerin %80’inin çalıntı, spam ve fake
Online ürün satışı yapan tüm sistemler dolandırıcıların hedefi olabilir ve %80 iddialı bir rakam
Sonuç olarak bu yazı ne kadar uzun olursa olsun eksik kalacak. En azından farklı bir bakış açısı sunması ümidiyle, okuduğunuz için teşekkürler.