Kripto para piyasaları birçok ülkede yeni düzenlemelere maruz bırakılıyor. Japonya ise stablecoinler için harekete geçti. İtibari para birimlerine endeksli değeri sabit kripto paralar (stablecoin) Amerika’da da düzenleyicilerin ana gündem maddesi, yakın zamanda birçok ülkenin bu konuda daha somut adımlar atması bekleniyor.
Japonya Kripto Düzenlemesi
Nikkei’nin bildirdiğine göre, Japonya’nın en üst düzey finansal düzenleyicisi olan Finansal Hizmetler Ajansı (FSA), Tether gibi önde gelen ihraççılara bir darbe olarak yalnızca bankaların ve banka havalesi şirketlerinin stablecoin ihraç etmesine izin verecek bir yasama teklifi üzerinde çalışıyor.
Fiat destekli kripto para birimlerinin rezerv varlıklar tarafından desteklenmesi gerekecek. Devlet kurumu ayrıca ülkedeki kara para aklamayla mücadele düzenlemelerini güçlendirmeye odaklanmış durumda.
Geçen Aralık ayında, Tokyo merkezli BT devi GMO’nun bir yan kuruluşu, Japon yeni değerine sabitlenmiş ilk düzenlenmiş stablecoin‘i piyasaya sürdü. Geçen ay Hazine Bakanlığı, Kongre’yi “yeterli” koruma sağlamak için bankalar gibi dolar destekli kripto para birimlerini denetlemeye çağırdı.
Kripto Para Düzenlemeleri
Dünyanın her yerinde devam eden kripto düzenlemelerinde stablecoin başlığı ciddi ilgi görüyor. Özellikle kara para aklama ve vergi kaçakçılığı gibi konularda bir kaçış yolu olarak görülen stablecoinler, düzenleyici kurumlar tarafından ciddi anlamda inceleniyor. Denetleme mekanizmaların oluşturulması, ihraççıların şeffaflaştırılması ve teminatların güçlendirilmesi gibi birçok alt başlıkta stablecoinler değerlendiriliyor.
ABD tarafında stablecoinler için herhangi bir yasak sinyali gelmedi ancak mevcut düzenlemelerin stablecoinleri güvenli hale getirmediği de kabul ediliyor. Bankalar kadar katı şartlara maruz bırakılmayıp belli şartları sağlamaları şu an gündemdeki yerini koruyor.
Tether, USDC ve diğer stablecoinleri on milyarlarca dolarlık bir ekonomiyi temsil ediyor. Ülkeler, ekosistemin büyümesiyle birlikte risklerinin de arttığına dikkat çekiyor. Japonya bu tarz konularda çok daha katı adımlar atarak vatandaşlarını korumayı hedefliyor. Türkiye ve ABD ise henüz düzenlemeler üzerinde çalışıyor. Mevcut çalışmaların kapsamlı regülasyonlara dönüşmesi, tüm dünyaya hızla bu düzenlemelerin yayılmasını sağlayabilir.