Ülkemizde gündem yoğun ve bu haftanın en kritik konusu TCMB’nin 26 ay sonraki ilk faiz artış ihtimaliydi. Beklenen oldu ancak artık beklentiyi karşılamadı. Bu da TL’nin oldukça hızlı biçimde değer kaybetmesine neden oldu. Geçmişte birkaç kez daha benzer kur atakları görmüştük ve istikrarlı yukarı yönlü hareket sürüyor.
Bitcoin Boğası ve Türkiye
Michael Saylor milyar dolarlık BTC yatırımıyla şirketi MicroStrategy’nin kaderini kral kripto para birimine bağladı. Bu oldukça riski ancak DOTCOM döneminde yaptıklarını hatırlarsak Saylor’un aşırı risklerden kaçınmadığını biliyoruz. En büyük Bitcoin boğası olarak bilinen Michael Saylor birkaç dakika önce gündemine tekrar Türkiye’yi aldı.
Ülkemizde uzun süredir ciddi anlamda kur artışları yaşanıyor. Sadece 1 yılda Türk Lirası dolar karşısında %34 (tepe-dip) civarında değer kaybetti. Bu çoğunluğu yerel para birimiyle maaş alan vatandaşların alım gücünü önemli ölçüde etkiledi.
Saylor şunları söyledi;
“Bir gecede servetinizin %8,5’ini kaybettiğinizi düşünün. Türk lirası bu yıl %27, Perşembe gününden bu yana ise %8,5 değer kaybetti.”
Son birkaç yıldır bu denli hızlı değer kayıpları normalleşmeye başladı. Dolar karşısında eriyen para biriminin yanı sıra doların %6’nın üstündeki (son birkaç ayın ortalaması) enflasyonunu da düşünürsek alım gücünün nasıl eridiğini daha iyi anlayabiliriz.
TL ile Kripto Para Yatırımı
Dolar ve diğer para birimlerinin TL karşısında değer kazanıyor olması TL birikimlerinin de erimesine neden oluyor. TL’nin alım gücü her geçen gün azalırken vatandaşlar altın, dolar, hisse senedi, emlak, kripto gibi alternatiflere yöneliyor. Birikimlerinin erimemesi için alternatifler arayan insanların haklı endişeleri kriptoya talebi daha da artırdı.
Türkiye merkezli kripto para borsalarında 10 milyar TL’yi aşan hacimler BIST ile yarışıyor. Diğer taraftan son fiyat düşüşü dolardaki artış nedeniyle ülkemizdeki yatırımcılara cazip alım fırsatları da vermedi. BTC yeniden 31.000 dolara yaklaşırken dolardaki artışla birlikte BTCTRY 770.000 TL’yi aştı. ATH seviyesinin 850.000 TL olduğunu düşünürsek yaklaşık %10’luk artışın ardından TL cinsinden zirvede alım yapanların bile zararı sıfırlanmış olacak.
Peki gerçekten zararları sıfırlanacak mı? Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında 5500 TL olan asgari ücret önümüzdeki ay 11.402 TL’den hesaplanacaksa buradaki “zararların silinmesi” konusu bir illüzyona benziyor.