Son Bitcoin $98,673 yarılanması (Bitcoin halving) 11 Mayıs 2020 tarihinde gerçekleşti ve bir sonraki Bitcoin halving’in 2024’te gerçekleşmesi bekleniyor. Bu yazımda kripto para topluluğunun Bitcoin yarılanması veya Bitcoin halving olarak bildiği ancak tam şekliyle Bitcoin blok ödülü yarılanması olan olay nedir, BTC fiyatını nasıl etkiler ya da etkilemesi beklenmektedir, Bitcoin madencileri ve yatırımcılar için ne anlama geldiği gibi birçok konuyu ele alacağım. Hazırsanız “Bitcoin Halving Nedir” başlıklı yazıma başlayalım.
Bitcoin Halving Nedir?
‘Bitcoin yarılanması’ olarak da bilinen Bitcoin halving, Bitcoin ağının en merakla beklenen olaylarından birinin adıdır. Yeni BTC’ler, onları kazanmak ya da madencilik yapmak için pahalı elektronik cihazlar/donanımlar kullanan ‘madencilerin’ gösterdikleri çabaları karşılığında üretilen blok ödülleri olarak dolaşıma sokulur. Yaklaşık olarak her dört yılda bir, madencilerin potansiyel olarak kazanabilecekleri toplam BTC miktarı yüzde 50 oranında otomatik olarak azaltılır. 11 Mayıs 2020 tarihinde gerçekleşen son Bitcoin halving etkinliğinin ardından ortalama her 10 dakikada bir dolaşıma giren yeni BTC miktarı yüzde 50 oranında azaldı ve 12.5 BTC’den 6.25 BTC’ye düştü. Bitcoin halving, her 210 bininci blokta bir (yaklaşık dört yılda bir) gerekleşmektedir ve bu halving ile birlikte Bitcoin ağı şimdiye kadar 3 halving’den geçmiştir.
2009 yılında henüz halving görmeyen Bitcoin ağının blok ödülü 50 BTC‘ydi. Bu, ortalama her 10 dakikada bir 50 yeni BTC’nin dolaşıma girdiği anlamına geliyor. Halving süreci, dolaşımdaki BTC sayısı 21 milyona ulaştığında sona erecek. Popüler tahmin bunun 2140 yılına yakın bir tarihte gerçekleşeceği yönünde.
Bitcoin halving ile dolaşıma giren yeni BTC miktarı düşerken, teoride talebin aynı kalması ve Bitcoin fiyatının yükselmesi beklenir. Özellikle Bitcoin madencilerinin ellerinde satabilecekleri daha az miktarda BTC olacak olmasının satın alınabilecek daha az yeni BTC’ye neden olacağı, bunun da fiyat üzerindeki önemli bir satış baskısını azaltarak fiyatı yükseltmesi beklenmektedir. Dolayısıyla halving, Bitcoin fiyat tahminleri ve piyasanın buna nasıl tepki vereceği konusunda en önemli tartışma konularından biridir.
Öte yandan ortalama her 10 dakikada bir dolaşıma giren yeni BTC miktarındaki periyodik düşüş, piyasa değeri bakımından en büyük kripto paranın işleyişi için herhangi bir kısa vadeli fiyat hareketinden daha derin bir öneme sahiptir. Blok ödülü, bu benzersiz sistemin güvenliğini sağlayan, Bitcoin’in en önemli parçasıdır. Önümüzdeki yıllarda blok ödülünün gerçekleşecek halving’ler ile sıfıra düşecek olması Bitcoin ağının güvenliğinin altında yatan ekonomik teşvikleri potansiyel olarak istikrarsız bir hale getirebilir.
Bitcoin Blok Ödülünün Formülü ve Ortaya Çıkış Fikri
Bitcoin’in anonim mucidi Satoshi Nakamoto, çığır açan Blockchain tabanlı ilk kripto paranın yazılımını dünyaya tanıtmasından yaklaşık bir yıl sonra ortadan kayboldu. Dolayısıyla, artık dolaşıma yeni BTC sokmak için neden böyle bir özel formülü seçtiğini net bir şekilde açıklamak mümkün değildir. Ancak Nakamoto tarafından yazılan ilk e-postalar, gizemli ismin bu konudaki düşüncelerine kısmen ışık tutuyor.
Nakamoto, Bitcoin whitepaper’ını (teknik belgesini) yayımladıktan kısa bir süre sonra, seçtiği para politikasının (madencilerin blok ödüllerini alma takvimi) hangi durumlarda deflasyona (bir para biriminin satın alım gücünün artması) ya da enflasyona (bir para birimiyle satın alınabilen mal ve hizmetlerin fiyatlarının artması) yol açabileceğini düşünerek bunun çeşitli yollarını özetlemiştir. Bitcoin’in mucidi neden böyle bir formül seçtiğine dair çok az ayrıntı vererek “BTC’lerin başlangıçta bir şekilde dağıtılması gerekiyor ve sabit bir oranın olması en iyi formül gibi görünüyor” diye yazdı.
Devlet tarafından basılan para birimlerinin çoğunda, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), ABD Merkez Bankası (Fed), Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi bir merkez bankasının elinde dolaşıma Türk lirası, ABD doları, Euro ekleyip çıkarmasını sağlayan birtakım araçlar bulunmaktadır. Örneğin ekonomi daralmışsa TCMB bankalardan menkul kıymet satın alarak dolaşımdaki para miktarını artırabilir ve borç vermeyi teşvik edebilir. Alternatif olarak, TCMB ekonomiyi sıkılaştırmak adına dolaşımdan Türk lirası çekmek isterse hesabından menkul kıymet satabilir.
İyi ya da kötü, her ne olursa olsun Bitcoin’de durum çok daha farklıdır. Birincisi, kripto paranın arz takvimi bir taştan yapılmış gibi sağlam durmaktadır. Devlet tarafından basılan para birimleri için politik süreçler ve insani durumlar nedeniyle ortaya çıkan para politikasının aksine, Bitcoin’in para politikası ağ geneli için kodlanan kodun içine yazılmıştır. Bunu değiştirmek, Bitcoin kullanıcıları arasında muazzam bir koordinasyon ve anlaşmayla sağlanabilir ki bu teoride mümkün olsa da pratikte pek mümkün değildir.
Kripto para cüzdan şirketi Blockchain.com 2016’daki halving etkinliği öncesinde yayımladığı bir blog yazısında, bu önceden belirlenmiş halving’lerin BTC’yi daha az bulunur hale getirdiği ve piyasa değerini büyük ölçüde etkileyen şeyin de bu kıtlığın yanı sıra ortaya çıkan faydaları olduğu belirtilerek “ABD doları ya da Euro gibi aşina olduğumuz çoğu ulusal para biriminin aksine, Bitcoin sabit bir arz ve öngörülebilir bir enflasyon programı ile tasarlanmıştır. Her zaman sadece 21 milyon BTC olacak.” notunu düşmüştür.
Bitcoin’in bir başka benzersiz yönü de Nakamoto’nun blok ödülünü zaman içinde azalacak şekilde programlamış olmasıdır. Bu, Bitcoin’in sistemini merkez bankalarının para arzını kontrol ettiği modern finansal sistemlerinden ayıran bir diğer faktördür. Bitcoin’in ortalama her dört yılda yüzde 50 oranında düşen blok ödülünün aksine fiat paraların arzları sürekli olarak önemli ölçüde artmaktadır. Örneğin ABD dolarının arzı 2000 yılından bu yana yaklaşık üç kat artmıştır.
Öte yandan Nakamoto, Bitcoin’i siyasi ve politik nedenlerden dolayı geliştirdiğine dair ipuçları sunmuştur. Bu bağlamda çıkarılan ilk Bitcoin blokuna (Genesis Block) The Times’ın manşetine taşıdığı başlığa yer verilmiştir: “The Times / 3 Ocak 2009: Şansölye, bankalar için ikinci kurtarma paketinin eşiğinde.”
Birçok kişi bu ifadeyi Nakamoto’nun politik ve siyasi inanç ve hedeflerinin bir işareti olarak yorumlamaktadır. Yaygın olarak benimsenmesi halinde Bitcoin, zor durumdaki kurumların kurtarılması da dahil olmak üzere bankaların ve devletlerin para politikası üzerindeki gücünü potansiyel olarak azaltabilir. Blok ödülünün formülünün gösterdiği gibi, hiçbir merkezi güç katı blok ödülü programı dışında yeni BTC üretemez.
Halving Olayı Bitcoin Fiyatını Nasıl Etkiliyor?
Bitcoin halving olayı, insanların çok dikkatini çekmektedir çünkü birçok kişi bunun fiyatta artışa neden olan bir faktör olduğuna inanmaktadır. Gerçek şu ki, aslında hiç kimse tam olarak ne olacağını bilmemektedir. Bitcoin şimdiye kadar emsal olarak gösterilebilecek üç halving olayı gördü.
2012’deki ilk halving olayı, piyasaların Nakamoto’nun alışılmışın dışındaki arz programına nasıl tepki vereceğinin ilk göstergesiydi. O zamana kadar Bitcoin topluluğu blok ödüllerindeki ani bir düşüşün ağı nasıl etkileyeceğini bilmiyordu. Ancak görüldü ki Bitcoin fiyatı halving’den kısa bir süre sonra yükselmeye başladı. Bu bağlamda 2016’daki ikinci halving olayı da büyük bir merakla bekleniyordu. Her halving ile bu olayın Bitcoin fiyatını nasıl etkileyebileceği/etkileyebildiği konusunda güçlü spekülasyonların yapılmasına neden oldu.
İkinci blok ödülü yarılanmasının gerçekleştiği 16 Temmuz 2016 tarihinde BTC fiyatı yüzde 10’luk bir düşüşle 610 dolara geriledi, ancak daha sonra tekrar eski seviyesine geldi. O tarihteki halving olayının Bitcoin fiyatı üzerindeki ani etkisi küçük olsa da, ikinci halving’i takip eden yıl boyunca piyasanın nihayetinde olaya tepki verdiği görüldü. Bazıları bu yükselişin halving’in gecikmeli fiyatlanması olduğunu öne sürdü. Buradaki teori, yukarıda da belirtildiği gibi Bitcoin arzı düştüğünde talebinin aynı kalması ve bunun fiyatı yukarı yönde hareket ettirmesi. İkinci halving’den 365 gün sonra Bitcoin’in fiyatına bakıldığında yüzde 284 artışla 2 bin 506 dolara yükseldiği görülüyor.
11 Mayıs 2020’deki son ve üçüncü halving olayına bakıldığında ise Bitcoin fiyatının halving’in gerçekleşmesinden tam bir yıl sonra yukarı yönde hareketini sürdürdüğü ve bu sefer yüzde 559’un üzerinde değer kazandığı görülüyor.
Bitcoin Blok Ödülü Neden Var?
Blok ödülleri olmadan Bitcoin ağının çalışması söz konusu olamaz. Bağımsız araştırmacı Hasu’nun da belirttiği gibi, Bitcoin’in çalışması için iki zorlu soruya yanıt verilmesi gerekiyor. İlk zor soru Bitcoin’deki işlemlerle ilişkilidir ve ‘kimin neye sahip olduğu’ sorusunun yanıtıdır. Bu sorunun yanıtı kriptografi ile basitçe matematiksel bulmacaların çözülmesiyle bulunmaktadır. Yalnızca özel bir anahtarın (gizli bir erişim kodu gibi) sahibi Bitcoin harcayabilir. Bitcoin ağını güvence altına alan oyun teorisi, madencilerin dürüstçe bloklar çıkarmak için bir teşvike sahip olmasını ve madencilerin sahtekârlığa teşebbüs etmelerinin bir maliyeti olmasını gerektirmektedir.
Yanıtlanması ikinci zor soru ise ‘ne zaman’ sorusunun yanıtıdır. Bu en zor sorudur ve Bitcoin’den önce bu sorunun yanıtı merkeziyetsiz olarak verilememiştir. Bu sorunun yanıtı olmasaydı insanlar BTC’leri çifte harcayabilecek, yani havadan çok kolay bir şekilde para yaratabileceklerdi.
Genel olarak düşünüldüğünde blok ödüllerinin yokluğunda Bitcoin ağının tam bir kaos içinde olacağı net bir şekilde görülebiliyor. Hasu, yeterli hesaplama gücüne sahip olmaları halinde madencilerin ağa iki şekilde saldırabileceğinin altını çiziyor: BTC’leri çifte harcayarak ya da işlemlerin gerçekleşmesini engelleyerek. Ancak her ikisini de denememek için güçlü bir teşvik söz konusudur, çünkü her iki saldırı girişiminde blok ödüllerini kaybetme yani para kazanamama ve önemli bir kayıp verme riski söz konusudur. Başka bir deyişle, madenciler kurallara uymazlarsa para kaybederler.
Öte yandan madenciler Bitcoin ağına ne kadar fazla işlem gücü yönlendirirse, ağa saldırmak da o denli zorlaşır çünkü bir saldırganın böyle bir saldırıyı gerçekleştirmek için hash rate olarak bilinen bu işlem gücünün önemli bir kısmına sahip olması gerekir.
Blok ödülleri yoluyla ne kadar çok para kazanabilirlerse, Bitcoin’e o kadar çok madencilik gücü gider ve dolayısıyla ağ o denli korunur.
Blok Ödülleri Çok Düştüğünde veya Tamamen Bittiğinde Ne Olacak?
Bitcoin blok ödüllerinin her halving ile periyodik olarak düşüyor oluşu eninde sonunda bir sorun haline gelebilir. Madencilerin yaptıkları işi yapmak için bir teşvike ihtiyaçları vardır. Bunun için sistemden ödeme almaları gerekir. Sonuçta bu pahalı, elektrik tüketen madencilik cihazlarını keyfi olarak çalıştırmaları beklenemez. Ancak Bitcoin blok ödüllerindeki düşüşün beklenen sonucu, eninde sonunda sıfıra inecek olmasıdır. Kullanıcılar Bitcoin ağında gerçekleştirdikleri her işlem için bir işlem ücreti öderler. Bu işlem ücretleri doğrudan madencilere gider. Bu da madencilerinin Bitcoin ağından para kazanmasının bir diğer yoludur.
Teoride, bu ücretler isteğe bağlı olarak ödenir, ancak ağ tıkalıysa (yoğun işlem söz konusuysa) bu ücret olmadan bir işlemin işlenerek yerine getirilmesi için çok uzun süre beklenmesi gerekir; ücretin büyüklüğü kullanıcı veya cüzdan yazılımı tarafından belirlenmektedir. Blok ödülü düştükçe işlem ücretlerinin madenciler için daha önemli bir gelir kaynağı haline gelmesi beklenmektedir. Bu konudaki öngörüsü Bitcoin’in ilk günlerinde paylaşan Nakamoto, “Birkaç on yıl içinde blok ödülü çok düştüğü, işlem ücreti madenciler için ana gelir kaynağı haline gelecek. Eminim ki 20 yıl içinde ya çok büyük işlem hacmi olacak ya da hiç hacim olmayacak.” notunu düşmüştür.
Ancak Bitcoin araştırmacıları uzun bir süredir işlem ücretlerinin yeterli olmayacağı ihtimalini göz önünde bulundurarak yorumlar yapıyorlar. Gerçekten de ağın güvenliğini sağlamak için işlemlerin zaman içinde daha pahalı hale gelmesi gerekiyor. Ne olacağını tahmin etmek imkansız, ancak 100 yıl dayanabilecek bir sistem isteniyorsa en kötü senaryoya hazır olmak gerekiyor. Bu konuda uzmanların ortak görüşü yüksek işlem ücretlerinin olmadan Bitcoin ağının çalışmayacağı, çünkü büyük miktarlardaki işlemlerin işlem ücreti olmadan gerçekleşemeyeceği yönünde.
Yukarıda da belirtildiği gibi, madencilik ödülleri Bitcoin’e daha fazla bilgi işlem gücü çekerek ağın katı kurallarını atlatmaya çalışan saldırılara karşı Bitcoin’i güçlendiriyor. Bu noktada gelecekte düşmüş, sıfıra inmiş bir blok ödülü işlem ücretleriyle desteklense bile madenciler için ağ aynı cazibeye sahip olmayabilir.
Hasu, “Bu halving olaylarının Bitcoin’i önemli ölçüde daha az güvenli bir ağ hale getireceğini sanmıyorum, ancak 8 ila 12 yıl içinde kendimizi hiç istenmedik bir durumun ortasında bulabiliriz” diyerek potansiyel bir soruna dikkat çekiyor. Buradaki sorunun önemli bir kısmı, Bitcoin’in doğuşundan sonra on yıldan uzun bir süre sonra insanların hala ağı saldırganlardan korumanın gerçek maliyetini tespit etmeye çalışıyor olmasından geliyor.
Bitcoin ağını güvende tutmak için gereken doğru güvenlik seviyesini kimse bilmiyor. Şu anda Bitcoin ağı korunması karşılığında madencilere yıllık 5 milyar dolar gibi bir ödeme yapıyor ve ağa dönük olarak gerçekleştirilen hiçbir saldırı henüz başarıya ulaşabilmiş değil. Ancak ağın güvenliğinin maliyeti için de gerçek bir tespit yapılabilmiş de değil. Bu Bitcoin ağının güvenli kalması için fazladan ödeme yapıyor olabileceği anlamına geliyor. Bitcoin ağının saldırılardan korunması için gereken minimum güvenlik seviyesini gerçekten tespit etmek için, madencilik ödüllerinin saldırıların başladığı noktaya kadar düşürülmesi ve ardından saldırılar durana kadar artırılması gerekiyor. Ancak bu şekilde net bir saptama yapabilmek mümkün. Ancak tahmin edilebileceği gibi böyle bir şey yapmak şu anda tasarlandığı şekliyle Bitcoin ağı için tam bir felaketle sonuçlanabilir.
Öte yandan bazı uzmanlar en sonunda işlem ücretlerinin Bitcoin ağının güvenli kalmasını sağlamak için yeterli olacağını umuyorlar. Bu görüşteki uzmanlara göre Bitcoin için en büyük tehdit devletler. Onlara göre Bitcoin ne kadar büyüyecek olursa devletler için o denli büyük bir tehdit haline gelebilir ve sonunda ona karşı harekete geçerek bir tepki vermek zorunda hissedebilirler. Gerçekten de bu durum şu an için her ne kadar kulağa uzak gibi gelse de Bitcoin’in gelecekteki potansiyel durumunu değerlendirirken üzerinde düşünülmesi düşünülmesi gereken bir konu olarak öne çıkıyor.