Piyasa değeri bakımından dünyanın en büyük kripto parası olan Bitcoin (BTC), on yıldır kesintisiz çalışarak tarihinde önemli bir dönüm noktasına ulaştı ve yeni bir merkeziyetsiz finans (DeFi) çağının önünü açmış oldu. Reddit kullanıcısı Tasigur1 tarafından 17 Mart’ta paylaşılan BitcoinUptime’dan alınan veriler, Bitcoin ağının son 10 yıldır 7 gün, 24 saat kesintisiz çalıştığını ve hiçbir sorun yaşamadığını gösteriyor. Bu, Bitcoin’in 3 bin 650 gündür kesintisiz bir şekilde çalıştığı anlamına geliyor.
Bitcoin Ağında Yaşanan Kayda Değer 2 Kesinti
Bitcoin’in Satoshi Nakamoto tarafından 2009 yılında piyasaya sürülmesinden bu yana ağda iki büyük kesinti gördü. Kayda değer ağ kesintilerden ilki 2010 yılında, bir blokun koddaki taşma nedeniyle astronomik sayıda BTC yaratan bir işlem içeriyor olmasıyla yaşandı. Ancak, topluluk sorunu hızla tespit ederek düzeltti ve Bitcoin ağının bütünlüğünü sağladı. İlginç bir şekilde, Bitcoin’in çalışma süresi 2010 yılında yüzde 99,908 olarak kayıtlara geçti.
İkinci kayda değer ağ kesintisi ise 2013 yılında, daha önce görülenden daha fazla işlem girdisi içeren bir blokun çıkarılmasıyla ortaya çıktı ve Blockchain‘de bir fork’a neden oldu. Topluluk sorunu hızla tespit edip çözerek ağa önemli bir zarar gelmesinin önüne geçti. Bu olay 2013 yılında Bitcoin’in yüzde 99,932’lik bir çalışma süresine sahip olmasıyla sonuçlandı.
Bitcoin Ağının 10 Yıllık Çalışma Süresi Ne Anlama Geliyor?
Bitcoin ağının on yıldır kesintisiz şekilde çalışıyor olması, üzerine kurulduğu Blockchain teknolojisinin esnekliğinin ve güvenilirliğinin önemli bir kanıtı. Özellikle de merkeziyetsiz yapısı, herhangi birinin ağı hedef alarak saldırması veya güvenliğini tehlikeye atmasını son derece zorlaştırmaktadır.
Çalışma süresi, Bitcoin‘in geleneksel finans sektörünün eksikliklerini çözmeye yönelik kurulma misyonunu doğruluyor. 7/24 kullanılabilirlik, konumlarından bağımsız olarak kullanıcılar için ağın her zaman erişilebilir ve kullanılabilir olduğu anlamına geliyor. Bu, Bitcoin’i normal bankacılık saatleri dışında işlem yapmak isteyen ya da geleneksel bankacılık hizmetlerinin bulunmadığı ülkelerde yaşayan kişiler için cazip bir seçenek haline getiriyor.
Öte yandan bu dönüm noktası, bankaların peşi sıra iflas etmesiyle ABD’de bankacılık krizinin patlak verdiği bir döneme denk geliyor olması bakımından daha ilginç bir hal alıyor.