15 Haziran tarihindeki müjdenin ardından BlackRock’ın hamlesiyle ilgili düzinelerce iddia ortaya atıldı. Abartılı iddialar. Bu iddiaları ortaya atanlar ve onların savunduklarıyla ilgili bugün kapsamlı bir yazı gelecek ancak önce doğrulara odaklanalım. Çoğu kripto yatırımcısının yanlış bildiği şeylerden başlayalım.
BlackRock Nasıl Doğdu?
Kuruluştan önce biraz daha geriye gitmeliyiz. Pear Protocol’ün kurucu ortağı hufhaus9 bu konuda kapsamlı bir değerlendirme hazırladı. Burada yanlış bilinen birçok şeyle birlikte BlackRock’ın nasıl doğduğuna da odaklanılıyor.
Lark Fink Hayatı
Şirketin kurucusu ve CEO’su Fink oldukça önemli bir isim. Larry 1976’da Wall St’e girdi. Zekiydi ve para kazandı. Borç menkul kıymetleştirme (farklı kredilerin tahvil olarak paketlenmesi) fikrine öncülük etti. Daha sonra bu İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetler (MBS) için ticaret masasını yönetti. Evet, 2008 krizine yol açan tahviller.
BlackRock Doğuşu
Larry daha sonra bir hata yaptı ve faiz oranları üzerine yanlış bir bahis oynayarak 90 milyon dolardan fazla para kaybetti.
Ardından iki ilkeye odaklandı;
- Risk Yönetimi
- Müşteri Güveni
Böylece hırslı Larry, bu iki ilkeye odaklanan kendi şirketini kurmaya karar verdi. Başlamak için Blackstone Group’taki arkadaşına gitti ve 5 milyon dolarlık bir kredi hattı aldı. Böylece Blackstone Finansal Yönetim doğdu. 20 yıl (ve çok sayıda birleşme ve satın alma) sonra bu, bugün yaklaşık 9 Trilyon dolar varlığa sahip olan ve dünyanın en büyük varlık yöneticisi olan BlackRock doğdu.
Lary Fink Siyasi Gücü
Ancak harika bir iş kurmak Larry için yeterli değil. 2016 yılında Hillary Clinton’ın Hazine Bakanı olarak lanse ediliyordu. Siyasi bağlantıları son derece güçlü, sesi çok çıkan bir Demokrat ve sık sık “Washington’a söylediğim gibi…” dediği duyuluyor.
Bu yönüyle Demokratların kontrolündeki SEC’in Spot Bitcoin ETF başvurusunu onaylama ihtimali güçlü görünüyor.
Bitcoin’in Sonu Mu?
Bazıları hatta çok eğitimli insanların bazıları kulağa oldukça inandırıcı gelen bir abartıyı seslendirmeye başladılar. Bu da “BlackRock Bitcoin’i bitirmek için geliyor” spekülasyonudur. Fakat bunu söyleyenlerin varlık yönetim şirketlerinin ne iş yaptığını bilmedikleri açık. BlackRock hiçbir şeye sahip değil, müşterileri sahip. Şirket sadece varlıkları yönetir. Saklama özellikleri yoktur. Bir banka değiller.
Peki o zaman nasıl çalışıyor? Çok basit. Diyelim ki ABD hisse senetlerine yatırım yapmak istiyorsunuz. Dışarı çıkıp tüm hisse senetlerini kendiniz satın almak ve sık sık yeniden dengelemek/her işlem için vergi ödemek yerine, bir Blackrock ETF veya Blackrock aktif olarak yönetilen fon satın alırsınız ve bunu sizin için yaparlar. ETF/aktif fona % sahipliğinizi onaylayan bir makbuz alırsınız ve bu makbuz daha sonra bu temel varlıkların değerini ve performansını takip eder. Blackrock bu varlıklarla, onları tutmak için saklama bankalarını kullanmak dışında pek bir şey yapamaz
Benzer şekilde Blackrock, Coinbase‘deki saklama hesabına giren spot Bitcoin ile fazla bir şey yapamaz. Çünkü BTC onlara ait değildir. Sadece fiyat/performansa erişebilmeniz için bir hizmet sunarlar.
BlackRock ve Gücü
İşin ilginçleştiği nokta Blackrock’un ABD Hükümeti ve Federal Rezerv ile olan ilişkisi. 2008 yılında Fed, Bear Stearns’ten devraldığı toksik varlıkları yönetmek için kime başvurdu? Blackrock. Ve 2020’de J. Powell/Fed ekonomiyi desteklemek için bazı şirket tahvilleri satın almaya başlamak istediğinde kime başvurdu? Blackrock. Ve işte burada işler ilginçleşiyor, bilin bakalım FDIC, Signature ve Silicon Valley Bank’ın portföylerini tasfiye etmek için kime geldi? Blackrock.
Bu yüzden Eric Balchunas Blackrock’ın Bitcoin spot ETF’si için başvuruda bulunmasının “büyük bir olay” olduğunu haklı olarak belirtiyor.
BlackRock ve Kripto Paralar
Firma daha genel olarak Dijital Varlıklar hakkında ne düşünüyor? Yıllık Raporlarının 19. sayfasından başka bir yere bakmaya gerek yok. Şirket kendileri için ilginç olan birkaç şey belirlemiş, ancak özellikle hisse senetleri ve tahviller de dahil olmak üzere RWA’nın Tokenleştirilmesi! Unutmayın, bu adam borç menkul kıymetleştirmesi üzerine büyük bahis oynayan ve büyük kazanan adam yani finansal inovasyonun gücünü (özellikle bir şeyleri paketleyerek) ve bunun yeni ürünler, sermaye verimliliği, maliyet avantajları vb. için potansiyelini tamamen anlıyor.
Ancak Blackrock’un kriptodaki tek hamleleri bu değil. Daha önce Fidelity ve birkaç diğeriyle birlikte Circle’a 400 milyon dolar yatırım yaptılar. Circle, rezervlerinin bir kısmını yönetmelerine yardımcı olması için BlackRock’dan yardım alıyor.
Ayrıca şirket spot bitcoin ETF‘si için saklama kuruluşu olarak Coinbase’i seçti. Yani SEC’in hedefindeki Coinbase’i. ABD’nin en eski ve en güvenilir bankası olan BNY Mellon da bu hizmeti verebilirdi.
Riskler ve Olacaklar
SEC’in ETF’yi hala reddedebileceği iki gerekçe var. BlackRock’a rağmen bunu yapabilirler. Bunlardan ilki spot fiyatı manipüle edilebilirliği. Hele hele likiditenin azaldığı bugünlerde kolayca Bitcoin fiyatı 40 milyon dolarlık nakitle 1000 dolar hareket ettirilebilir. Binance borsasında bunu yapmak için uzun süredir 40 milyon dolar yeterli oluyor.
İkinci gerekçe Nasdaq ile Gözetim Paylaşım Anlaşması kapsamında halihazırda ‘yeterli büyüklükte’ bir spot borsanın bulunmaması nedeniyle de ret gelebilir. ETF başvurusunda Nasdaq kontrolcü olacak ama sorun daha büyük.
Peki Binance borsası ABD tarafından tehdit olarak görülüyorken (davalar, düzenleyici baskı, Voyager anlaşmasının baskıyla iptal ettirilmesi vs) spot Bitcoin ETF fiyatının onun tarafından yönlendirilmesine izin verilecek mi? Bu önemli bir soru.
Spot Bitcoin ETF onayı gelecek. Çok büyük ihtimalle 1-2 yıl içinde geldiğini göreceğiz. Ancak o geldiğinde kimlerin olmayacağını, yeni hangi oyuncuların piyasaya hakim olduğunu bugünden bilemeyiz.