Bloomberg’in baş emtia stratejisti Mike McGlone, en büyük kripto para Bitcoin‘in (BTC) son on yıldaki parabolik yükselişinin ürkütücü bir şekilde 1929’daki borsa balonunun şişmesine benzediğine dikkat çekerek, çarpıcı bir kıyaslama üzerinde uyardı.
Bitcoin’in Yükselişinin Önündeki En Büyük Engel: Fed
McGlone, yüksek faiz ortamının kendisine 1930’da yaşanan büyük borsa çöküşünü hatırlattığını söyledi. Analist, Dow Jones Endüstriyel Ortalaması‘nın (DJIA) 100 haftalık hareketli ortalamasının kırmasından hemen önce ABD Merkez Bankası‘ndan (Fed) alınan krediler için bankalara uygulanan faiz oranını gösteren ABD iskonto oranının 1929’da nasıl zirve yaptığını gösteren bir grafik paylaştı.
Grafik aynı zamanda Fed’in faiz oranını son bir yıl içinde nasıl hızla yükseldiğini ve Bitcoin‘in 100 haftalık hareketli ortalamasından düşüş trendine girdiğini ortaya koyuyor. McGlone, paylaştığı iki kıyaslama grafiğiyle birlikte şu ifadeleri not etti:
Tarihin en iyi performans gösteren varlıklarından biri ve öncü bir gösterge olan Bitcoin’in şu anki durumu 1930’da patlayan borsa balonuna benziyor. İstatistikçi ve girişimci Roger Babson, ekonomist Irving Fisher’ın 1929’da yükselen hisse senetleri için uyarıda bulunmaya başlamıştı. Fed, duruşumuzu Babson’ınkine benzer bir duruma doğru getiriyor.
Bitcoin Büyük Bir Çöküşün Eşiğinde Olabilir
McGlone ayrıca Bitcoin’in doğuşunun yaklaşık 100 yıl önce elektrik, araba, uçak yolculuğu ve telefonların yaygınlaştığı dönemdeki teknolojik gelişmeleri anımsattığını söyledi. Bloomberg’in tecrübeli analistin en büyük kripto paranın parabolik yükselişi ve 1920’lerde devrim niteliğindeki teknolojilerin ortaya çıkışının tam olarak Fed’in faizi düşük tuttuğu dönemlere denk geldiklerinin bunun da ciddi yükselişlere neden olduğunu kaydederek şunları söyledi:
Sizce bunun nesi yükseliş trendi? Bu açıkça bir düşüş trendi. Devrim niteliğindeki teknolojilerin ortaya çıkışı, parabolik fiyat hareketleri, aşırı likidite ve spekülasyon, Bitcoin’in 1929 zirvesine yaklaştığı sırada borsayla olan ortak noktaları olarak öne çıkıyorlar. Aralarındaki en büyük fark, New York Merkez Bankası’nın hisse senedi fiyatlarındaki düşüşün ortasında 1929’un 4’ncü çeyreğinde faizi düşürmeye başlaması oldu.