Kripto para yatırımcılarını artık küresel belirsizlikler, makro ekonomik gelişmeler de ilgilendiriyor. Kripto dönüşüyor. Bugün yüzbinlerce kripto para yatırımcısı Pelosi’nin içinde bulunduğu uçağı canlı olarak izledi. Neyse ki Çin büyük bir çılgınlık yapıp uçağı düşürmedi. Eğer böyle bir şey olsaydı borsalardaki Bitcoin satış butonu büyük ihtimaller bozulurdu.
Vix Korku Endeksi Nedir?
Bir kripto para yatırımcısı Vix Korku Endeksini neden merak etsin ki? Eğer kripto paralar huy değiştirip hisse senedi piyasalarını izleyen birer ETF’e dönüştüyse merak etmeleri normaldir. Vix Korku Endeksi, S&P 500 piyasasını izler. Vadesine 23 günden fazla, 37 günden az kalan alım/satım opsiyonlarının zımni volatiliteleri kullanılarak hesaplanır.
Vix Korku Endeksi Kaç Olmalı?
Normal şartlarda 20-30 aralığı makul kabul edilir. Yani piyasalar genel olarak standart hareket ediyordur. Ancak 60 ve üzerine çıkarsa hisse senedi piyasalarında büyük bir panik yaşanıyor demektir. Peki hiç 60 üzerine çıktı mı? 20 Mart 2020 tarihinde 66 seviyesini gördü, 30 Ekim 2020 de 33’ü aştı. 26 Nisan ve 13 Haziran 2022 tarihinde de 30’un üzerine çıktı. Dikkat ederseniz tarihler ya Rusya savaşı ya da pandemiyle ilgili önemli günleri işaretlemiş. Yani öncü bir indikatör olduğu söylenemese de işlerin ne kadar iyi veya kötü olduğunu göstererek kısa, orta vadeli tahminleri destekler nitelikte bir indikatördür.
Endeks yükseldiğinde belirsizlik artar, güvensizlik piyasaya hakim olur ve satışlar artar. Endeks düştüğünde güven artar, alımlarla piyasa yukarı tırmanır. Yani düz mantıkla düşünebilirsiniz. Endeksin oluşturulmasındaki ana amaç 30 günlük öngörülen volatilitenin tahminidir.
Vix Korku Endeksi Grafik
Endeks bu yıl 4 Nisan tarihinde 18’e kadar düşmüştü. Ardından 34’e kadar çıktı (13 Haziran) ve 29 Temmuz tarihinde yılın en düşük üçüncü gününü yaşadı.
Kripto Paraları Neden İlgilendiriyor
Bugün Pelosi’nin uçağını izleyen yatırımcılar artık Vix korku endeksini de takip ediyor. Çünkü kripto paralar birkaç yıldır büyük bir dönüşüm yaşıyor. Artık daha fazla kurumsal yatırımcının piyasaya dahil olmasıyla birlikte hisse senetlerini olumsuz etkileyen gelişmeler Bitcoin’i de etkiliyor. Eskiden altın ile kıyaslanan Bitcoin, bir süredir S&P 500 veya Nasdaq performansını izleyen birer ETF’e dönüştü. Bunun iki büyük sebebi var.
-
Kurumsal Yatırımcılar
Hali hazırda ABD borsalarında işlem gören birçok şirket kripto paralara direkt veya dolaylı olarak yatırım yapıyor. Tesla, MicroStrategy veya alanı daha da genişletip Metaverse’ü de dahil edersek Meta, MicroSoft ve daha onlarcası diyebiliriz. Bitcoin henüz spot ETF’e dönüşmemesine rağmen çok sayıda kurumsal yatırımcının kaderi ona bağlı görünüyor.
Bu kısa vadede kötü görünse de uzun vadede iyidir. Yeniden 1 triyon doların altında bir piyasa değerine gevşeyen Bitcoin için daha fazla büyüme alanı oluşuyor. Kısa vadede kötü olan ise dünyanın büyük bir kaosun ortasında olması. Pandemi sonrası bambaşka bir dünyaya uyandık. Küresel enflasyon (ülkemizde hissedilen kesinlikle çok daha fazla), Rusya savaşı, tahıl krizi, yaklaşan kış öncesi enerjinin bir tehdit aracına dönüşmesi, artan ve daha da artması beklenen enerji fiyatları ve daha onlarca şey sayılabilir.
-
Bireysel Yatırımcı Tabanının Büyümesi
Kurumsal yatırımcıların oyuna dahil olmasıyla kripto paralara ilgi duyan bireysellerin de sayısı hızla arttı. Bireysel yatırımcı dediğimiz kesim dünyadaki gelişmelerden kendini izole etmiş değil. Artan enflasyon ve düşen alım gücü sebebiyle yoksulluk sınırının altına düşen insanların kripto paralara daha fazla bütçe ayırması zaten mantıklı değil. Bir de buna şartların daha da kötüleşeceğini düşünerek son parasını zararına çekip piyasadan ayrılanları dahil edelim. Milyarlarca dolarlık kripto para satışını balinaların yapması gerekmiyor. Düşük sermayeli çok sayıda yatırımcının küresel ölçekte yaşanan gelişmeleri izleyip satışa yönelmesi de piyasaları aşağıya çekiyor.
İkinci kısım direkt olarak hisse senedi piyasalarıyla ilişkili değil. Ancak hisse senedi piyasalarıyla, bireysel yatırımcıların risk iştahı duyarlılığı bir noktada kesişiyor. Evet, makro ekonomik gelişmeler.