Her madalyonun iki yüzü olduğu gibi, yeni teknolojilerin de riskleri bulunuyor. Eigenlayer’ı beğensek de, bu teknolojiyi dikkatli bir şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Bu nedenle Eigenlayer kullanmanın beraberinde getirdiği riskleri keşfetmek gerekiyor. Restaking (yeniden stake etme), karmaşık bir alt yapı teknolojisiyle çalışan yenilikçi bir kavram sunuyor. Potansiyel risklere bakalım.
Slashing/Kesim Riski
Restaking koşulları, artan ödülleri teşvik etmek için ek kesim koşulları içerebilir. Protokolün koşullarına bağlı olarak, Slashing denen risk, doğrulayıcılar için önemli bir varlık kaybı riski oluşturabilir.
Bu nedenle, sözleşme kurallarına uymayı taahhüt eden stake ediciler, kötü niyetli davranışlar için kesim cezalarıyla karşı karşıya kalabilirler. Aslında, restaking yapan kullanıcılar hem ETH hem de Aktif Onay Hizmetleri (AVS) tarafından uygulanan cezalara maruz kalabilirler.
Getiri Riskleri
EigenLayer, güvenliği sağlamak için Ethereum‘dan yararlanmayı amaçlıyor. Ancak, restakerlar öncelikle varlıklarını yatırdıkları protokollerin ödül sistemleri tarafından teşvik edilmekte.
Restaker’lar, getirilerini maksimize etmek için daha yüksek getirili protokollere öncelik verebilirler. Yatırımcıların, restaking işlemini hızlı ve kolay bir kaldıraçlı finansal ürün olarak algılaması, layer-1 ağı üzerinde potansiyel etkiler yaratma endişelerine yol açıyor.
Merkezileşme ve Gizli Anlaşma Riski
Ethereum doğrulayıcı setini koordine etmek ve yayınlamak için merkezi bir aktör (CA) kullanmak, farklı bir varlığın kontrolü altına girerek ağda bir tür merkezileşmeye yol açar. Bu varlık, bir DAO veya kar amacı gütmeyen bir kurum olabilir. Ancak böylesi bir gelişme Ethereum zincirinin temelinden farklı hedeflere ve yönetişim prosedürlerine sahip ayrı bir grup oluşturur.
Merkezileşme riski, tek bir doğrulayıcının ağın yaklaşık %33’ünü kontrol etmesi durumunda belirgin hale gelir. Bu durumda, çevrimdışı kalan bir doğrulayıcı, zincirin sonluluğunu bozabilir. %50’nin üzerindeki bir kontrol, tüm zincirin geleceğini etkileyebilir ve %66’yı aşan bir kontrol, zincirin geçmişini potansiyel olarak tersine çevirmeye olanak tanır.
Bu saldırı eşikleri Ethereum’un White paper’ında iyi bir şekilde açıklanmış durumda. Bu kritik eşiklerin aşılması durumunda, zinciri koruyacak bir fork’a ihtiyaç duyulacağı da belirtiliyor. Ayrıca, birden fazla operatörün aynı anda bir dizi AVS’ye saldırarak ağın güvenliğini tehlikeye atabileceği potansiyel bir gizli anlaşma riski de bulunuyor.
Ek Riskler
- ETH stake edilmek zorunda. Bu durum ister istemez stake süresi boyunca likidite eksikliğine neden olabilir.
- Anlık likidite eksikliği.
- EigenLayer akıllı sözleşme riski.
- Likiditenin mevcudiyeti ve istikrarı ile ilgili riskler.
- Restaking protokolünde varlıkların yoğunlaşmasıyla ilişkili potansiyel riskler.
- Bazı protokoller para çekme sürecini başlatmamış olabilir ve bu da belirsizliklere yol açabilir.
Ethereum’un Güvenliğine Dair Ek Riskler
Temelde, kullanıcılar yeniden stake etme yoluyla, zaten stake etmenin doğasında bulunan risklere karşı hassas olan bir token’ı kullanarak ek riskleri bir araya getiriyor. Böylece katmanlı güvenlik açıklarına neden oluyor. Bu çerçeve üzerindeki daha ileri gelişmeler, daha fazla karmaşıklık ve ek risk getirecektir.
Restaker’larla ilgili bireysel risklerin yanı sıra, Ethereum Geliştirici topluluğu, özellikle Ethereum consensus’unun aşırı yüklenmesine karşı uyarıda bulunan Vitalik’in makalesinde belirtildiği gibi, Restaking ile ilgili endişelerini dile getirmiş durumda. Restaking ile ilgili zorluk, stake edilen ETH‘nin, diğer zincirleri güvence altına almak için seçilen AVS’lerden biri olması nedeniyle yeni risklere maruz kalmasıdır.
Sonuç olarak, diğer protokollerin kurallarına göre yanlış davranışlar, stake edilen depozito üzerinde bir kesinti cezasına yol açabilir. Geliştiriciler ve EigenLayer arasında devam eden görüşmeler, Ethereum’un bu teknik ilerlemelerin ortasında sağlam kalmasını sağlamak için çabalarını koordine etmeyi amaçlamakta. Diğer taraftan Ethereum’un güvenliğinden sorumlu önemli katmanın yeniden tasarlanması da zor bir görev.
Risk Yönetimi Zorlukları
Ek olarak, yeniden stake edenler (restaker’lar) için izin verilen risk yönetimi seviyesi çok önemli. Restaker’lar kötü niyetli ağlar tarafından kesme riskini azaltmak ve potansiyel yeni saldırı vektörlerini azaltmak için hangi AVS’nin restake edileceğini kişisel olarak incelemeyi ve seçmeyi tercih edebilir.
Varlık Değerlemesi, Tasfiye Zafiyetleri ve LUNA Çöküşü ile Karşılaştırmalar
Buna ek olarak, bir varlığın değerini yeni Wrapped Token’lar veya Token‘lar yaratarak yükseltmek, gerçek değerinden saparak piyasa enflasyonuna katkıda bulunur. Platformla ilgili etkilerin yanı sıra, ağdaki doğrulayıcılar tarafından kilitlenen değeri temsil eden varlıkların sürekli kullanılması, stablecoin olauşturmak için kullanılabilir ve bu durum, riski yoğunlaştırarak orijinal varlıkları daha yüksek bir tasfiye riskine maruz bırakır.
Oluşan ETH çeşitleri karmaşıklığı artırıyor çünkü bir tanesinin ele geçirilmesi birden fazla varyantta potansiyel güvenlik açıkları yaratabilir. Tabi böyle bir durum akıllara direkt olarak LUNA çöküşünü getiriyor. Bazıları yeniden yükselişin bir sonraki boğa koşusunu destekleyebileceğini savunurken, aynı zamanda potansiyel olarak sonunu da tetikleyebileceğini iddia ediyor.
Terra/Luna Blockchain’deki yüksek ancak sürdürülemez getirilerin cazibesi, kripto için rekor seviyelere denk gelen 2021 dalgalanması sırasında yatırımcıları cezbetti. Ancak, Terra‘nın Mayıs 2022’deki çöküşü derin bir etki yaratarak tüm kripto ekonomisinde önemli bir gerilemeye neden oldu.