JPMorgan analistleri, Ethereum (ETH) staking’indeki son artışın merkezileşmenin artmasına ve staking getirisinin düşmesine neden olduğunu bildirdi. Analistler Ethereum stake etme aktivitesinin büyük çoğunun Lido’nun kontrolünde olduğunu belirtti.
Stake Getirisi Düşen Ethereum Ağı Artık Daha Merkezi
Nikolaos Panigirtzoglou liderliğindeki JPMorgan analistlerinin yayımladığı son yatırımcı notunda The Merge ve The Shanghai güncellemelerinden bu yana ETH stake etme eğilimindeki artışın, Ethereum ağının daha merkezi hale gelmesi ve genel stake etme getirisinin düşmesi şeklinde birtakım bedelleri olduğuna dikkat çekildi.
Eylül 2022’de gerçekleştirilen The Merge güncellemesi, Ethereum’u İş Kanıtı’ndan (Proof of Work) Hisse Kanıtı (Proof of Stake) Blockchain‘ine dönüştürerek ETH stake etmenin önünü açtı. Nisan ayında gerçekleştirilen Shanghai güncellemesiyle ise doğrulayıcıların ağda kilitleyerek stake ettikleri ETH‘leri çekip yeniden yatırım yapmalarına olanak tanıyarak stake işlemlerinde artışın önünü açmış oldu.
Lido ve Merkezileşme Endişeleri
Ethereum’da stake etmenin büyümesine en büyük katkıyı sağlayanlar Lido (LDO) gibi likit staking sağlayıcıları oldu. JPMorgan analistleri, “İlk 5 likit stake sağlayıcısı Ethereum ağındaki stake işlemlerinin yüzde 50’sinden fazlasını kontrol ediyor ve özellikle Lido neredeyse üçte birini oluşturuyor” dedi. Analistlere göre Lido gibi platformlar, merkeziyetsiz likit stake platformları olmalarına rağmen yüksek derecede merkezileşmeye neden oluyor.
Analistler, “Herhangi bir kuruluş veya protokol tarafından merkezileştirmenin Ethereum ağı için riskler yarattığını söylemeye gerek yok, çünkü yüksek sayıda likidite sağlayıcısı veya düğüm operatörü tek bir başarısızlık noktası olarak hareket edebilir veya saldırıların hedefi haline gelebilir veya örneğin belirli işlemleri sansürleyerek veya son kullanıcıların işlemlerini ön plana çıkararak topluluğun çıkarları pahasına kendi çıkarlarını destekleyecek bir oligopol piyasası oluşturmak için iş birliği yapabilir” eklemesini yaptı.
Analistler, merkezileşmenin yanı sıra, likit staking‘in büyümesinden kaynaklanan bir başka endişe kaynağının da likidite token’lerinin aynı anda birden fazla DeFi protokolünde teminat olarak kullanılmasını içeren yeniden ipotek uygulaması olduğuna dikkat çekti. Bu uygulamanın, stake edilen bir varlığın değerinin aniden düşmesi ya da kötü niyetli bir saldırı veya bir protokol hatası nedeniyle hack’lenmesi veya protokolün bağlantısının kopması durumunda kademeli tasfiyelere yol açabileceğini de ekledi.