Birçok Asya ekonomisi teknolojiye oldukça açık. Tayland, Singapur ve Japonya bunlardan sadece birkaç tanesi. Dünyanın ABD ve Çin gibi büyük ekonomilere kripto paralarla temkinli yaklaşıp oldukça yavaş ilerleme kaydederken Japonya daha kesin ve ileri adımlar attı. Güney Kore ve Çin 2017’de ICO’ları yasakladı, Japonya ise kapılarını açmıştı. Japonya bununla birlikte bir takım düzenlemelere imza attı.
Japonya Ekonomisi
Çin kripto paraların yasa dışı kullanımından çekinerek yasaklarken Japonya’nın kripto paralara yatkın olmasının birkaç nedeni bulunuyor. Japonya’da iş dünyasında ağırlıklı olarak nakit para kullanıyor. Dijital paralara geçiş doğal bir gelişme gibi görülebilir ancak bir taraftan da ülkenin ekonomisi oldukça gergin. Araştırmacılar Japon ekonomisinin 1989-90 emlak balonundan sonra ağır darbe aldığını öne sürüyor. O zamandan bu yana ekonomik zorluklar karşısında Japon hükümeti çok fazla Yen bastı. Ülkedeki teknoloji severler ve vatandaşlar hükümetin parasına alternatif olabilecek, takip edilebilir para birimleri arayışına girdiler.
Mt Gox felaketle sonuçlansa da Mark Karpeles Japonya’ya Bitcoin tohumlarını eken isimlerden biri oldu. Bitcoin’i tanıtabilmek için binlerce Bitcoin dağıttı ve Bitcoin’in fiat para birimlerinden üstün olduğunu savundu. Mt Gox’un hack’lenmesinin ardından gelen düzenleme Japonya pazarını daha güçlü hale getirdi ve kripto para borsaları için standartlar belirlendi.
Mrs. Watanabe
2017 yılında yaşanan boğa koşusu hakkında ilginç söylentiler vardı. Söylentilere göre yüksek eğitimli ev hanımları Bitcoin almaya başladılar ve bir pump başlatmışlardı. Sonradan bu analojiye Mrs. Watanabe adı verildi. Japonya’da kadınlar nadiren yüksek statülere gelebiliyor, geleneklerine bağlı Japon toplumunda kadınlar çocuk sahibi olduklarında çalışmıyorlar ancak evin finansal düzeninden sorumlu oluyorlar. Bunun sonucunda yatırım yapılacak alanı da ev hanımları seçiyor, sonuçta Japon ev hanımları 2017 sonunda Bitcoin’den oldukça iyi kar ediyorlar.