Geçtiğimiz dönemde Kripto para piyasasının toplam hacmi, fiyat hareketleri ve yeni iş fikirleri /token’ların artışı nedeniyle yükselirken, dünya çapındaki düzenleyiciler, dijital varlıkların kullanımı ve ticareti konusundaki tartışmaları ve görüşmelerini hızlandırıyorlar.
Bu durum, piyasa liderliği ve küresel startup eko sistemi düşünüldüğünde tüm kripto paraları ve özellikle Bitcoin’i etkileyecek gibi görünüyor.
Bitcoin’i yasadışı ilan eden çok az sayıda ülke var. Bunun yanında Bitcoin’e yasal statü veren Japonya ve Tayland’ı saymazsak, kripto paraların çoğu ülkede yasallaştığı da söylenemez.
Şu gerçeği unutmamak gerekiyor;
Bir şeyin yasal statü kazanmaması onun ödeme aracı olarak kullanılamayacağı anlamına gelmez. Sadece tüketici ve tacirlerin bu konuda yasalarla korunmadığı ve kullanımının isteğe bağlı olduğu anlamına gelir. Bunun sonucunda kullanıcılar devlet güvencesinden ziyade kendi risk yönetimi ve tedbirlerini almak zorunda kalır.
Tüm dünyada yargı organları halen bu konuda hangi adımların atılacağını tartışıyor ve yaklaşımlar sürekli değişiyor.
- Zimbabwe gibi bazı küçük devletler bu konuda endişe duydukları için Bitcoin’in yasal olmadığını iddia eden, aceleci beyanlarda bulunuyor.
- Avrupa Komisyonu gibi daha büyük kurumlar ise kripto paralar hakkındaki müzakere ihtiyacını kabul ederken
- Avrupa Merkez Bankası kripto paraların düzenlenmek için henüz yeterli olgunluğa ulaşmadığını iddia ediyor.
- Amerika Birleşik Devletleri’ne bakıldığında ise durum daha da karışıyor. Çünkü düzenlemelerin yasama düzeyinde mi federal hükümet düzeyinde mi bireysel devlet düzeyinde mi yapılacağı henüz belli değil.
Kripto para düzenlemeleri konusunda çoğu ülkede de hala düzenlemeleri, merkez bankalarının mı mali düzenleyicilerin mi yapacağı tartışılıyor. Bazı ülkelerde bu iki kurum aynı yerden yönetiliyor ve aynı kararları alıyor olsa da bazı ülkelerde de tamamen farklı iki kurum olarak görev yapıyorlar.
Kripto paraların ulusal mı uluslararası düzeyde mi düzenleneceği de bir başka tartışma konusu. Örneğin Fransa uluslararası düzenlemelerin yapılmasını istemiş ve G20’de bu konunun görüşülmesi için baskıda bulunmuştu.
Tüm bunların yanında öncelikle kripto paraların ve kripto para işletmelerinin ayrı ayrı düzenlenmesi gerekiyor. Kripto paralar para birimi mi yoksa emtia mı? Ya da kripto para işletmeleri aracı kuruluşlar olarak mı kalacak, lisansa ihtiyaçları olacak mı? Bazı ülkeler tüm bu soruları tek bir çatı altında değerlendirirken bazıları da ayrı ayrı cevaplamaya çalışıyor.
Şimdi ülke ülke düzenlemelere göz atalım:
Avustralya
Ekim 2017’den beri Avustralya Senatosu ülkedeki kripto para borsalarında uygulancak, kara para aklamayı önleyici yasa tasarısı üzerinde çalışıyor. Bunun yanında senatoda, lisanssız faaliyet gösteren borsalar için cezai yaptırımlar uygulamaya yönelik maddeler içeren yasa tasarısı da tartışılıyor.
Ayrıca 2014 yılında kripto para birimlerinin “mal” olarak görüldüğünün açıklanmasının ardından vergi makamları kripto paralarda “çift vergilendirmenin” uygulanmayacağını açıkladı.
2017 sonunda ise kripto para borsalarının, finansal istihbarat ajansına kaydolması ve müşteri doğrulama ve kayıt koruma yasalarına uyması kararlaştırıldı.
Şu an için Avustralya adına daha fazla düzenlemesi hamlesi yok. Bunun yanında Merkez Bankası da kripto paraların ödeme aracı olarak düzenlenmesine gerek olmadığını söylüyor.
Arjantin
Ülkede bulunan geniş kripto para eko sistemine rağmen kripto para birimleri henüz düzenlenmemiştir. Yalnızca Merkez Bankası’nın kripto paralara karşı dikkatli olunması gerektiğini belirten açıklamaları var.
Bangladeş
2015 yılında Bangladeş, kripto para kullanımının bir suç olduğunu ve cezai yaptırımlarının olacağını açıkça belirtti.
Bolivya
2014 yılında Bolivya Merkez Bankası resmi olarak devlet tarafından çıkarılmadığı sürece herhangi bir kripto para kullanımı yapılmasının yasak olduğunu ilan etti.
Çin
Kripto para borsaları ve ICO’lar yasaklanmış olsa da Çin, bu konuda İnovasyon merkezi konumunda. Bitcoin’in doğduğu yıllardan bu yana piyasaya yön veren en önemli güçler arasında yer alıyor.
Kanada
Kanada 2014 yılında, kripto para işletmelerini “yasal para işletmeleri” olarak adlandıran ilk ülkelerden biri oldu. Kanada 2014 yılında getirdiği “Bitcoin yasası” ile birlikte kara para aklamanın önlenmesi ve müşteri kayıtlarının zorunluluğu kurallarına uyulması gerektiğini açıkladı.
Hükümet Bitcoin’in yasadışı olmadığını belirtti. Ayrıca vergi dairesi faaliyet türüne bağlı olarak Bitcoin işlemlerinin vergiye tabii olduğunu da kabul etti.
Avrupa
Avrupa Birliği, kripto paraları destekleyici kuralların hazırlanmasında sektör katılımcılarını dahil etmeye yönelik ihtiyatlı bir yaklaşım benimsiyor. Yeniliklerin arttırılmasına ve eko sistemin ihtiyaçlarına odaklanıyorlar. Bunu layıkıyla yapabilmek için de konuyu her ayrıntısıyla öğrenmeye çalışıyorlar.
Bununla birlikte, Avrupa Merkez Bankası, kara para aklamanın önlenmesi için kapsamlı ve sıkı tedbirler üzerinde çalışırken yargı karmaşıklığı hala devam ediyor. 2017’nin sonlarına doğru Merkez Bankası’ndan Bitcoin’i tehlike olarak görmedikleri ve düzenlemek için henüz yeterince olgun olmadığı yönünde açıklamalar da gelmişti.
Hindistan
Hindistan Merkez Bankası Bitcoin hakkında birkaç resmi uyarıda bulundu. 2017 sonunda ise Maliye Bakanı, Bitcoin’in yasal bir varlık olmadığını açıkladı. Bunun yanında hükümet tavsiye vermenin dışında henüz kripto paralar konusunda bir düzenleme yapmış değil.
Japonya
Japonya açıkça Bitcoin’i yasal varlık olarak ilan eden ilk ülkedir. 2017 yılında çıkarılan bir yasa ile kara para aklamayı önleme ve “müşterini tanı”(KYC) kuralları geçerli olacak şekilde ülkede kripto para borsalarının faaliyet göstermesine izin verildi. Ayrıca Finansal Hizmetler Dairesi de yasal düzenlemelerle ilgili çalışmalarını sürdürüyor.
Meksika
2014 yılında Meksika Merkez Bankası, bankaların dijital paralarla işlem gerçekleştirmelerini engelleyen bir bildiri yayımladı. Ancak ertesi yıl Maliye Bakanlığı, Bitcoin’i yasal varlık olarak görmese de ödeme aracı olarak kullanılabileceğini ve bu yüzden kara para aklamayı önleme yasalarına tabii tutulduğunu açıkladı.
2017 sonunda ise Meksika, Merkez Bankası’nın gözetimi altında kripto para borsalarının açılmasını sağlayacak bir tasarıyı onayladı.
Rusya
2018 mart ayında kripto paralar ile ilgili yasa tasarısı resmen Duma’ya sunuldu. Yasa tasarısı düzenlenirken vatandaşları dolandırıcılara karşı korumaya ve kripto para işletmelerinin yasal olarak faaliyet gösterebilmesine odaklanıldı.
Güney Kore
Güney Kore 2018 yılında isimsiz kripto para hesaplarını yasakladı. Bunun yanında hükümet kripto para birimi ticaretini desteklediklerini ancak borsaların daha fazla denetlenmesi üzerinde de çalıştıklarını söyledi.
İngiltere
İngiltere Finansal İdare Kurumu Bitcoin’i bir “meta” olarak görüyor ve bu yüzden düzenleme yoluna gidiyor. Bitcoin’in yanında diğer kripto paraların da düzenleneceği belirtiliyor. Kurumun uyarıların ardından tüketicileri korumaya yönelik bu tarz önlemler alınmaya başlanıyor.
Amerika
Amerika federal düzeyde katmanlı yargı bölgelerinden oluşuyor. Bu yüzden kripto para düzenlemesi karmaşıklığı da çözülebilmiş değil.
Bazı eyaletler kripto para birimlerindeki düzenlemeler yönünden daha ilerideler. Örneğin New York 2015 yılında, Bitcoin’in işletmelerinin faaliyet göstermesine resmi olarak izin verdi. 2017 yılının ortalarında ise Washington, para transferlerinin Bitcoin borsalarında kullanılmasına izin veren bir tasarıyı onayladı.
Federal düzeyde ise Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu, menkul kıymet olarak Blockchain temelli varlıkların kullanımını odak noktası olarak alıyor.
Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu ise kripto para birimi “emtia” olarak tanımlanırsa düzenlemede daha çok söz sahibi olacaktır. Bu komisyon henüz net düzenlemeler hazırlamamış olsa da son zamanlardaki çabaları gelecekteki Bitcoin vadeli işlem piyasasını izlemeye yönelik.
Yani Amerika eyaletlerden oluştuğu için tüm Amerika’da nasıl bir yol izleneceği hala kesinleşmiş değil. Bitcoin’i yasal olarak tanıyan eyaletler olduğu gibi yasaklanmasını isteyen eyaletler de mevcut.
Türkiye
KPMG Türkiye’den Abdulkadir Kahraman’ın, Türkiye yorumu şöyle:
“Konu ‘kurumlar vergisi’ olunca değerlendirme kolay. Çünkü kurumların elde ettikleri her tür kazanç kurumlar vergisine tabi. Ancak Bitcoin kazancını elde eden ‘gerçek kişi’ olduğunda sorun karmaşık hale geliyor. Çünkü Gelir Vergisi Kanunumuz gelir unsurlarını tek tek saymış. Buna göre 7 gelir türü var. Vergileme için gelirin bunlardan birinin kapsamında olması şart. Diğer taraftan gerçek kişiler açısından Gelir Vergisi Kanunu’na göre bir ödeme aracı olan paranın (ister yerli ister yabancı olsun) değer artışları vergiye tabi değil.
Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, Merkez Bankası ve SPK’nın bu konuyu değerlendirerek Bitcoin’in ‘menkul kıymet’, ‘emtia’ veya ‘para’ olarak tanımlanması alternatifleri üzerinde durulması gerekiyor.
SPK MEVZUATINA GÖRE
“Sermaye Piyasası Kanunu’nun 3’üncü maddesine göre ‘para, çek, poliçe ve bono’, menkul kıymet tanımı kapsamında değil. Aynı maddedeki ‘sermaye piyasası araçları’ tanımı ise ‘menkul kıymetler ve türev araçlar ile yatırım sözleşmeleri dâhil olmak üzere kurulca bu kapsamda olduğu belirlenen diğer sermaye piyasası araçlarını’ ifade ediyor. SPK’nın Bitcoin’i ‘kurulca bu kapsamda olduğu belirlenen diğer sermaye piyasası araçları’ yetkisine dayanarak kapsama alma yetkisi var.
KAMBİYO MEVZUATINA GÖRE
1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu’na ile ilgili 32 sayılı kararın 2’nci maddesine göre ‘banknot şeklindeki bütün yabancı ülke paraları’ efektif, ‘efektif dahil yabancı parayla ödemeyi sağlayan her tür hesap, belge ve vasıtalar’ ise döviz (kambiyo) olarak tanımlanmıştır.
Aynı maddede ‘sermaye ve para piyasalarında işlem gören her türlü Türk ve yabancı menkul kıymetleri’ ‘menkul kıymet’; ‘her tür ve şekilde altın, gümüş, platin ve paladyum’, ‘kıymetli maden’, ‘kıymetli madenler veya kıymetli taşlardan yapılmış ya da bunları içeren eşyalar’ ise ‘kıymetli eşya’ olarak tanımlanmıştır. Bitcoin bir ülkeye ait olmadığı için döviz veya efektif tanımına uymuyor.
VERGİ MEVZUATINA GÖRE
Gelir Vergisi Kanunu’nun 70’inci maddesinde gayrimenkul sermaye iradı tanımlanıyor. Ancak bu madde kapsamındaki tanımlar dijital çağın mal, hak ve hizmetlerini kavramaktan uzak.
Yine de bu maddenin 5’inci bendindeki ‘…sanayi ve ticaret ve bilim alanlarında elde edilmiş bir tecrübeye ait bilgilerle gizli bir formül veya bir imalat usulü üzerindeki kullanma hakkı veya kullanma imtiyazı gibi haklar…’ tanımının Bitcoin için kullanılması hakkında net bir şey söylemek zor. Fakat Bitcoin işleyişine bakıldığında gizli bir formül olduğu aşikar. Formül veya kriptolar ancak Bitcoin arayanlarca çözüldüğünde Bitcoin arzı artıyor. Bu durumda Bitcoin alım – satım kazançları Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80’inci maddesinin 5’inci bendi kapsamında değer artışı kazancı olarak gelir vergisi kapsamına girecektir.”
Gelir Vergisi Kanunu’nda yer alan diğer bir düzenleme ise geçici 67’nci maddedeki “diğer sermaye piyasası araçları” ibaresi. “Diğer sermaye piyasası araçlarının” elden çıkarılması ve elde tutulması sürecinde elde edilen gelirler stopaj suretiyle de olsa gelir vergisine tabi.
SPK TANIMLARSA VERGİLENDİRİLİR
Kahraman, “Sonuç olarak Bitcoin alım satımından elde edilen kazancın vergilendirilmesi ‘diğer sermaye piyasası aracı’ veya ‘gayri maddi hak olması’ ile mümkün olacak. SPK yetkisini kullanıp Bitcoin için ‘diğer sermaye piyasası aracı’ adlandırmasını yaparsa elde edilen kazançlar GKV geçici 67’nci maddesi kapsamında değerlendirilebilecektir. Bu çerçevede SPK’nın Bitcoin’i ‘diğer sermaye piyasası araçları’ kapsamında alması en doğru yaklaşım görünüyor.
Bu yapılabilirse geçici 67’nci maddedeki “diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan gelirler”, stopaj yapılmak suretiyle de olsa verginin konusuna giriyor. Kanaatim SPK’nın bu yetkisi var ve gerek Bitcoin için yatırılan paraların ödeme aracı olmaktan çıkması gerekse diğer ülke vergi uygulamaları bunu destekliyor.
Diğer taraftan Bitcoin alım – satımının süreklilik arz etmesi elde edilen kazancı ticari kazanç niteliğinde olacaktır. Bu değerlendirmeler sonrasında Bitcoin emtia olarak kabul edilirse söz konusu işlemler KDV’ne tabi olacaktır. Ancak Avrupa Adalet Divanı kararına ve AB KDV Direktifi’ne göre bu işlemlerin KDV’den muaf olduğunu göz önünde bulundurmakta fayda var.