2008 yılında Satoshi Nakamoto’nun tasarladığı ‘kripto para’ kavramı, küresel finans çevrelerinde eşine az rastlanır türden bir çığır açtı. Tarihinde 9. yılına girdiğimiz, Bitcoin’le başlayıp altcoin’lerle güçlenen kripto para piyasasındaki gelişmelere her gün bir yenisi ekleniyor, eklenmeye devam edecek.
Bu 9 yıllık süreçte kripto camiası olarak hepimiz, bu yeni kavramla birlikte günlük hayatımızda, alışkanlıklarımızda dahi irili ufaklı birçok değişim tecrübe ettik. Çığ gibi büyüyen ve ardı arkası kesilmeyen gelişmeler de Blockchain’in deneylerinden biri olan kripto para kavramının olgunlaşıp büyümesine katkıda bulundu.
Bitcoin de piyasada öncü kripto para olarak bugüne kadar hakkında en çok şey duyduğumuz, okuduğumuz, yazdığımız Blockchain projesi oldu. Satoshi Nakamoto’nun dünyaya armağanı Bitcoin, 9 yıllık tarihinde belki de en hareketli zamanlarını yaşıyor.
2017 yılı içerisinde hem 3000 dolar eşiğini geçerek tüm zamanlar rekorunu kıran, hem de Ethereum başta olmak üzere altcoin’lerin yükselmesiyle kripto para camiasında koltuğu sallanan Bitcoin’i 1 Ağustos’ta çok önemli bir sınav bekliyor: SegWit (Segregated Witness). Yani, Ayrılmış Tanık.
Kripto para piyasası fork kavramıyla ilk kez geçtiğimiz sene Ethereum sayesinde tanıştı. Hacker’ların DAO’dan para sızdırmasının ardından tüm piyasa karıştı ve Ethereum’un değerinde ciddi düşüşler yaşandı. Yapılan yoğun fikir alışverişleri sonucu Ethereum yönetimi hard fork’a gidip Ethereum Blockchain’ini ikiye ayırma kararı aldı. Bunun sonucunda birbirinden bağımsız iki kripto para doğdu: Ethereum (ETH) ve Ethereum Classic (ETC). Ethereum yönetimi esas parası olarak ETH’yi belirledi ve ETC, ETH ile organik bağı olmayan bir kripto para olarak yoluna devam etti. Süregelen süreçte Ethereum (ETH) Blockchain’i çeşitli protokol özelliklerinin sağladığı avantajlar sayesinde gittikçe büyüyerek Bitcoin’e karşı en iddialı para birimi haline geldi.
Satoshi Nakamoto her ne kadar ezber bozan ve geleneksel finans sistemine meydan okuyan bir kavram ürettiyse de Bitcoin Blockchain’inin yapısında mevcut sorunlar zamanla gün yüzüne çıktı. Öyle ki, Bitcoin’de hard fork (sert çatallanma) ve soft fork (yumuşak çatallanma) tartışmalarının başlangıcı 2015 yılına tekabül ediyor.
Fork (Çatallanma) Nedir?
Peki fork nedir ve Bitcoin’in neden fork’a gitmeye ihtiyacı var? Her şeyden önce bu sorulara açıklık getirelim. Bitcoin’de yapılan her işlem bloklara işlenir ve bu bloklar birbiri ardına eklenerek Bitcoin Blockchain’ini (blok zinciri) oluşturur. Yapılan her işlem göndericinin imzasını ve kişisel anahtar bilgisini beraberinde taşır. İşlemlerin işlendiği blokların boyutu 1MB olarak belirlenmiştir. Bir blok 1 MB’a ulaşınca takip eden işlemler diğer bloka işlenir. Şu ana kadar yapılan tüm işlemlerin yani Blockchain’in boyutu ise an itibariyle 250 GB’ı geçmiş durumdadır.
Başlarda piyasada bulunan kişi sayısı oldukça az olsa da kripto para camiası günümüzde milyonlarca kişiden oluşmaktadır. Büyüyen sektör, sorunları da beraberinde getirmiştir. Kişi ve işlem sayısının azlığından ötürü başlarda kullanıcı işlemleri madenciler tarafından hızlı ve oldukça düşük masraflı bir şekilde işlenmekteydi. Ancak artan işlem hacimleri ve kullanıcı aktivitesiyle birlikte madencilerin işi giderek zorlaştı, işlemlerin onay alma süresi ve işlem için ödenen ücretler arttı. Saniyede 4 ile 7 arasında işlemin yapılabildiği Bitcoin Blockchain’inde eskiden dakikalar içinde onay alan kullanıcılar, ağ sıkışıklığından ötürü artık günlerce onay beklemek durumunda kalabiliyor. Eskiden işlemler için ödenen birkaç cent’lik cüzi miktarlar artarak dolar cinsinden ifade edilmeye başladı. Bu sebeplerden ötürü eski işlevselliğini kaybeden Bitcoin ağında kullanıcılar işlemlerini çabuk onaylatabilmek için daha yüksek ücretler ödemeye başladı. Buna bağlı olarak eskiden bitcoin ağının gurur kaynağı mikro ödemelerin işlenmesinde daha uzun gecikmeler tecrübe edilmeye başladı.
Hard fork vs. soft fork
Bu soruna bir çözüm arayan Bitcoin camiasında öne çıkan iki çözüm teklifi oldu: soft fork (SegWit) ve hard fork (Bitcoin Unlimited – Bitcoin Sınırsız).
Bitcoin Unlimited ile 1 MB olan blok boyutu protokolünün değişmesi ve bu sınırın kaldırılması öneriliyordu. BU daha çok Çinli maden şirketleri ve eski Bitcoin guruları (Mike Hearn, Roger Ver vb.) tarafından destekleniyordu.
Bitcoin Core geliştirici ekibinin teklifi ise SegWit oldu. SegWit ilk başta blockchain’de zaman zaman meydana gelen çifte harcama, iki kez gönderilen bitcoin ve çakışan veya onaylanmayan işlemler gibi sorunları (malleability/değiştirilebilirlik) çözmek için geliştirilmişti.
SegWit teklifi temel olarak işlem bilgisi içinde bulunan kullanıcı imzasının (tanık) blockchain’den ayrılmasını kapsıyordu. Bunun işlemin boyutunu yüze 60 oranında düşüreceği ve en nihayetinde bloklardaki sıkışmaya, halihazırda yaşanan sorunların birçoğuna çözüm olabileceği düşünülüyordu. Gönderici imzalarının işlenmesi için chain dışı yöntemler, uzatılmış bloklar veya sidechain denilen yardımcı chain’lere başvurulması tasarlandı. SegWit’in sistemde meydana gelen malleability sorunlarını çözüm getirmesi de bir başka avantajı.
Eksikler, eleştiriler, atışmalar, dedikodular
Bitcoin Unlimited’a yönelik en büyük eleştiri hard fork’un iki ayrı para birimi doğuracağı şeklinde oldu. Bitcoin’in Ethereum gibi bir duruma düşmesinin marka değerini ve piyasa imajını telafi edilemeyecek kadar kötü bir şekilde etkileyebileceği savunuldu. Öte yandan artan blok boyutu seneler sonra Blockchain’in boyutunu fahiş değerlere çıkarabilir. Bir madencinin işini yapabilmesi için halihazırda 120 GB’ı aşan Blockchain’in tamamını indirmesi gerekiyor. Artan blok boyutunun GB’lardan perabyte’lara ulaşacağı ve böyle bir depolama alanını yalnızca çok büyük şirketlerin sağlayabileceği düşüncesi SegWit kanadı tarafından sürekli dile getirildi. Bu durumun halihazırda büyük şirketlerin elinde olan ve Bitcoin’in doğasına oldukça ters olan madencilik piyasasındaki “merkezilik”, tekellik durumunu daha da artıracağı; bunun da Bitcoin’in geleceği için oldukça tehlikeli olabileceği savunuluyor.
BU kanadı ise SegWit’i chain dışı yöntemleri devreye sokmak istemeleri yüzünden eleştiriyor. Bu yöntemlerden şu ana dek en bilineni Lightning Network. SegWit bundan önce Litecoin ağında test amaçlı denendi. Bu süreçte hızlı işleme yapabilmek için imzalar Lightning Network’ten yararlanılarak chain dışına taşındı. BU savunucuları bir başka deyişle Bitcoin Core ekibinin bazı üyelerinin Blockstream şirketinde görev yaptığını vurgulayarak ekibin chain dışı bir yönteme başvurma suretiyle kendilerine kazanç sağlamak istediği eleştirisini getiriyor. Öte yandan kullanıcı imzalarının Blokchain dışına taşınmasıyla bir nevi üçüncü partilere gerek duyulacağı, bunun bankacılık sistemiyle aynı mantıkta olduğu ve Bitcoin’in “merkezsizlik” ilkesine gölge düşüreceği görüşü sık sık dile getiriliyor.
Piyasada madenciler, borsalar, geliştiriciler ve kullanıcılar arasında yapılan fikir teatisi sonucu geçtiğimiz aylarda şu karara varıldı: SegWit’e gidilmesi için node desteğinin yüzde 80’i gerekiyordu. Bu desteğe çok geçmeden ulaşıldı ve Bitcoin’in önde gelen isimlerinin Mayıs’ ayında New York’taki toplantısında SegWit2x kabul edilerek şu kararlara varıldı:
- Yüzde 80 destek eşiğinde SegWit’in aktive edilmesi
- 6 ay içinde 2 mb hard fork’a gidilmesi
Yani SegWit2x şeklinde isimlendirilen çözüm önerisi bir nevi user activated soft fork (kullanıcı aktivasyonlu soft fork) ile hard fork’u aynı potada eritiyor. Eğer yüzde 95 node desteğine ulaşılsaydı yalnızca SegWit aktive edilecek, 3 ay sonra 2 mb’lık hard fork’a gidilmeyecekti.
Bundan sonra bizi ne bekliyor?
1 Ağustos tarihi için hazırlanan web sitesi 1august.org kullanıcıları ne yapmaları gerektiği konusunda yönlendiriyor. 1 Ağustos’tan sonra kullanıcı anahtarları, işlem yapılan platformun inisiyatifinde olacak. Örneğin kripto para borsalarında hesabı olan yatırımcılar, üyesi oldukları borsa hangi fork’u destekleme kararı alırsa alsın borsanın kararına riayet etmek zorunda kalacak. Daha açık bir ifadeyle cüzdanının tam kontrolünü elinde bulunduramayacak. Kullanıcıların cüzdanlarının tam kontrolünü yapabilmesi için hesaplarını 1 Ağustos’tan önce borsalardan taşımaları gerekiyor. Bunun için 1august.org üç farklı yöntem öneriyor: Cüzdan uygulamaları, kâğıt cüzdanlar ve elektronik cüzdanlar. Kâğıt cüzdanların kullanım zorluğu, trezor gibi elektronik cüzdanlara duyulan yoğun talep sebebiyle Mycelium ve Electrum gibi cüzdan uygulamalarına Bitcoin’lerinizi taşımak en uygun yol olarak görülüyor.
Kullanıcıların çoğunluğu 1 Ağustos’tan sonra UASF sinyali gönderip BIP148’i benimserse chain bölünmesi yani hard fork gerçekleşmeyecek. UASF desteğinin gelmemesi halinde madencilik şirketleri user activated hard fork’u aktive edebilir. Bu, Bitcoin Blockchain’inin ikiye bölünmesi ve iki ayrı Bitcoin oluşması demek.
1 Ağustos’a bir aydan az bir süre kalmışken piyasadaki belirsizlikler biraz olsun giderilmişe benziyor. Ancak yine de her kullanıcının kendi bacağından asılması ve kendi önlemini kendi başına alması gerekiyor.
Yararlanılan kaynaklar:
https://1august.org/
https://cointelegraph.com/explained/segwit-explained
https://cointelegraph.com/explained/bitcoin-scaling-problem-explained
https://bitcoincore.org/en/2016/01/26/segwit-benefits/
https://lists.linuxfoundation.org/pipermail/bitcoin-dev/2017-March/013921.html
https://www.crypto-news.net/what-is-segwit2x-and-how-could-it-affect-bitcoin/
https://www.crypto-news.net/the-history-of-whats-leading-bitcoin-to-the-august-1st-fork/
https://medium.com/@DCGco/bitcoin-scaling-agreement-at-consensus-2017-133521fe9a77
https://en.bitcoin.it/wiki/Transaction_Malleability
https://www.reddit.com/r/Bitcoin/comments/5dkkto/what_is_segwit/
https://medium.com/@octskyward/on-block-sizes-e047bc9f830