Trump’ın adıyla piyasaya sürülen resmi kripto para birimi, ilk dönemindeki hızlı yükselişin ardından ciddi bir düşüş sürecine girdi. Lansman sonrası büyük ilgiyle karşılanan token, küresel piyasalarda yaşanan son gelişmeler ve özellikle tarife kararları nedeniyle önemli değer kayıpları yaşadı. Fiyat, önceki zirvesinden %85 oranında gerilerken, yatırımcıların temkinli tutumu dikkat çekiyor. Yüksek işlem hacmine rağmen destek seviyelerinin kırılması, daha sert düşüşlerin kapısını aralayabilir.
Tarife Etkisiyle Gelen Ani Değer Kaybı
Token’ın fiyatı bir dönem $75.35 seviyesine kadar tırmanmışken, kısa sürede %85 oranında düşüş yaşayarak $9.30 seviyesine geriledi. Özellikle son dönemde açıklanan tarife kararları bu sert düşüşü tetikleyen en önemli gelişmeler arasında yer aldı. Duyuruların hemen ardından yaşanan %17’lik değer kaybı, piyasada büyük bir endişe havası estirdi. Piyasa değeri hala milyarlarca dolarla ifade edilse de, bu volatil seyir yatırımcıları temkinli olmaya itiyor.
İşlem hacminde gözle görülür bir artış olsa da, bu hareketlilik yatırımcı güveninin artmasından ziyade fiyatın daha da düşeceği beklentisiyle yapılan satışlardan kaynaklanıyor olabilir. Analistlere göre yatırımcılar, 2021 yılında yaşanan benzer senaryolardan ders çıkarmış durumda. Dolayısıyla sadece fiyat seviyelerine değil, piyasadaki genel ekonomik ve siyasi gelişmelere de dikkatle odaklanıyorlar.
Destek Seviyelerine Göre Fiyat Kritik Noktada
Analizlere göre token fiyatı, $10 desteğini tutunamadığı takdirde $8.20 ve ardından $7.50 seviyelerine kadar gerileyebilir. Bu seviyelerin altına inilmesi durumunda ise daha sert kayıplar yaşanabileceği belirtiliyor. Kripto para topluluğunda bu senaryo artık göz ardı edilmeyen bir ihtimal haline gelmiş durumda. Crypto analisti Martinez de benzer bir öngörüde bulunarak, $10 desteğinin kaybedilmesi halinde token’ın $5’e kadar gerileyebileceğini ifade etti.
Token’ın başlangıçtaki hızlı yükselişi ve ardından gelen tartışmalar, içerden yapılan işlemler ve çıkar çatışmaları gibi sorunlar, güveni zedeleyen etkenler arasında. Bu karmaşa, özellikle düzenleyici kurumların daha sıkı denetim sinyalleri verdiği bir dönemde piyasadaki genel tedirginliği artırıyor. Yatırımcılar bu nedenle sadece teknik verilerle değil, aynı zamanda politika yapıcıların adımlarıyla da stratejilerini şekillendiriyor.
Sonuç olarak token’ın kısa vadeli geleceği, hem piyasanın genel eğilimleri hem de alınacak yeni tarife kararlarıyla şekillenecek gibi görünüyor. Belirsizlik ortamında yatırımcılar, pozisyonlarını güncellemek ve risklerini yönetmek konusunda oldukça dikkatli davranıyor.