Amerika Birleşik Devletleri’nin 10. büyük bankası olan TD Bank, kara para aklamadan suçlu olduğunu kabul ederek 3 milyar dolar ceza ödemeye hazırlanıyor. Bankanın ABD merkezli birimi, Banka Gizliliği Yasası’nı ihlal ettiğini de kabul etti.
Yasal İhlaller ve Cezalar
TD Bank, 1,8 milyar doları Adalet Bakanlığı’na ve 1,3 milyar doları Finansal Suçları Önleme Ağı’na (FinCEN) aktaracak. Savcılar, bankanın trilyonlarca dolarlık işlemi düzgün şekilde takip etmediğini belirtti.
İddialara göre, uyuşturucu kaçakçıları ve diğer suçlular, bankanın zayıf kontrol sistemleri sayesinde büyük miktarda nakdi riskli ülkelere transfer edebildiler. Bazı durumlarda, TD Bank çalışanlarının da suçlulara yardımcı olduğu ve işbirliği karşılığında hediyeler aldığı bildirildi.
Uyarılar Görmezden Gelindi
Bankanın kendi personeli ve düzenleyiciler tarafından uyarılmasına rağmen, prosedürlerini yıllarca düzeltmediği belirtildi. New Jersey Bölgesi Savcısı Philip R. Sellinger, sorunların son derece ciddi olduğunu ve suçluların gündüz vakti bankaların gişelerinde büyük miktarda nakit bırakabildiğini sözlerine ekledi.
“Denetimdeki şaşırtıcı ve yaygın eksiklikler nedeniyle, bankalar aracılığıyla aklanmış yüz milyonlarca doların akmasına izin verdi.” Philip R. Sellinger.
Başsavcı Merrick Garland, soruşturmanın henüz tamamlanmadığını ve TD Bank’ın yasa dışı faaliyetlerine karışan bireylerin kapsam dışında bırakılmadığını ifade etti.
“Hizmetlerini suçlular için kolaylaştıran TD Bank para kazanma hırsını yasalarla uyumun önüne koydu.” Merrick Garland.
Bu olay, finansal kurumların kara para aklama ile mücadelede ne kadar önemli bir rol oynadığını tekrar gözler önüne seriyor. TD Bank’ın cezaları, benzer hataların tekrarlanmaması için diğer bankalara da bir uyarı niteliğinde olabilir.
Öte yandan kripto para şirketlerini sürekli olarak suçluların işini kolaylaştırmakla suçlayan ABD’li siyasilerin son örnekte gördüğümüz gibi sayısız rezaleti görmezden geldiği de yadsınamaz bir gerçek.
Finans sektöründe şeffaflık ve etkili denetim mekanizmalarının önemi, TD Bank örneğinde olduğu gibi büyük cezalara yol açabileceğini gösteriyor. Bu tür ihlallerin önlenmesi için bankaların iç kontrol sistemlerini güçlendirmeleri ve düzenleyici kurumlarla işbirliği içinde olmaları kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.