Bağımsız bir düşünce kuruluşu olan Committee for a Responsible Federal Budget (CRFB) tarafından yapılan yeni bir çalışma eski Başkan Donald Trump ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris’ın kampanya vaatlerinin ABD’nin ulusal borcunu trilyonlarca dolar artırabileceğini ortaya koydu.
CRFB’nin Tahminleri
CRFB, Trump’ın vergi ve harcama planlarının önümüzdeki on yıl içinde borcu yaklaşık 7.5 trilyon dolar artırabileceğini belirlerken, Harris’ın planlarının aynı dönemde borca 3.5 trilyon dolar ekleyebileceğini öne sürdü. Toplamda bu vaatlerin ulusal borca yaklaşık 11 trilyon dolar katkıda bulunması bekleniyor.
CRFB, her iki adayın da mevcut yasal düzenlemeler altında projeksiyonların üzerinde borç ve açık artışına yol açacağını vurguladı. Çalışma, Trump’ın kapsamlı vergi indirimleri ve artan savunma harcamaları ile Harris’ın çocuk vergi kredilerini genişletme ve sağlık harcamalarını artırma gibi politikalarının borç üzerindeki etkilerini detaylandırdı.
Belirli Girişimler
Harris için çocuk vergi kredilerinin önemli ölçüde genişletilmesi, konut ve sağlık hizmetlerine destek artışı, sınır güvenliğinin artırılması ve eğitim gibi alanlara yapılan harcamalar öne çıkan politikalar arasında yer alıyor. Trump için ise vergi indirimlerinin uzatılması, yeni kurumsal vergi indirimleri, savunma harcamalarının artırılması ve göçmenlik politikalarındaki sertleşme gibi girişimler borç artışına katkıda bulunacak.
CRFB yaptığı analizde “Ulusal borcumuzun büyük ve artan bir seviyede olması, ekonomik büyümeyi yavaşlatabilir, faiz oranlarını yükseltebilir ve ulusal güvenliği zayıflatabilir. Ancak, 2024 başkanlık seçimlerinde yarışan başlıca adayların hiçbiri bu artan borç yükünü ele almak için bir plan sunmadı.” notunu düştü.
CRFB, analizlerinde her iki adayın da kampanya sırasında dile getirdikleri fikirler doğrultusunda geniş bir potansiyel sonuç yelpazesi kullandı. Trump’ın borcu 1.45 ila 15.15 trilyon dolar arasında artırması beklenirken, Harris’ın bu rakamın 0 ile 8.1 trilyon dolar arasında olması öngörülüyor.
Her iki adayın da borç üzerindeki etkisini azaltmak için önerdikleri bazı önlemler bulunuyor. Harris, planlarının maliyetini dengelemek için kurumlar vergisini ve yüksek gelirli hanehalklarından alınacak vergileri artırmayı önerirken, Trump yeni tarifeler uygulayarak ve bazı harcamaları kısarak borç artışını dengelemeyi planlıyor.
Bu planların uygulanması durumunda, ABD’nin ulusal borcunun önemli ölçüde artması bekleniyor. Adayların benzer stratejilerle borç üzerindeki baskıyı azaltma çabaları, ekonomik ve mali istikrar açısından önemli sonuçlar doğurabilir.