Türk kripto para ekosisteminde son bir haftadır çok önemli ve endişe verici gelişmeler yaşanıyor. Öncelikle Thodex borsasının kapanması, CEO’sunun yurtdışına çıkması ve ardından Vebitcoin borsasının kepenk indirmesi Türk yatırımcılar arasında bir paniğe sebep olmuş durumda. Ancak yaşanan olaylar her ne kadar negatif gelişmeler olsa da bu olayların kamuoyuna yansıtılma şekline ve aslında arka planda yaşananlara ilişkin çelişkiler olduğunu düşünüyorum.
Şu anda Thodex ya da Vebitcoin kullanan tüm yatırımcılar mağduriyetlerini dile getirerek platformlardaki paralarının akıbetinin ne olacağının endişesine kapılmışken yaşanan kaos ortamında iki hafta gibi kısa bir süre içinde kripto para düzenlemelerinin “bir noktaya” geleceği yönünde açıklamalar yapıldı.
Peki, bu olayların arka perdesinde aslında neler yaşanıyor? Türk kripto para yatırımcıları nerede hata yapıyor? Kısa sürede gelecek olan düzenlemeler yapıcı mı yoksa yıkıcı mı olacak?
Thodex ve Vebitcoin Gelişmeleri
Eski adı Koineks olan Thodex, son haberlerin ortaya çıkmasından önce uluslararası kripto para dünyasına adım atarak yeniden bir markalaşma süreci yaşayan, kullanıcılarına lüks otomobiller ve kripto para hediyeleri vermeyi hedefleyen bir borsa olarak tanınıyordu.
Son gelişmeler ise tüm bu vaatlerin gerçeği yansıtmadığı ve aslında tamamen dolandırıcılık amacıyla kurulmuş bir sistem olduğu yorumlarının yapılmasına sebep oldu. Yaşanan olumsuz olayların ardından borsa kurucusunun yurtdışına kaçması ise iddiaların doğru olduğunun kanıtı şeklinde yorumlandı. Ancak bu noktada resmi bir açıklamanın olmadığını, hukuki incelemelerin devam ettiğini ve konuyla ilgili net yorumlar yapmanın doğru olmadığının altını çizmek gerekiyor.
Vebitcoin gelişmesinde ise borsa dün yaptığı açıklama ile beklenenin üzerinde gerçekleşen yoğunluk sebebiyle finansal anlamda çok zor bir durumda kaldıklarını ve bu sebeple faaliyetleri durdurma kararı aldıklarını açıkladı. Thodex’in üzerine böyle bir gelişmenin yaşanmış olması Türk kripto para ekosisteminde paniğin artmasına sebep oldu. Ancak yine Thodex’te olduğu gibi Vebitcoin ile ilgili de hukuki süreç devam ediyor ve net bilgiler paylaşılmadan yorum yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum.
Ayrıca her ne kadar bu iki platformun kapanmış olması negatif bir etki yaratmış olsa da Türkiye’de kurulu olan ve faaliyet gösteren, güvenilir ve teknik altyapısı güçlü kripto para borsalarının da olduğunu belirtmek istiyorum. Bununla birlikte Türk yatırımcıların yaşanan son olaylardan sonra kripto para birimindeki yatırımlarını yurtdışı borsalarına taşıdığı ve ülkeden yüksek miktarda fon çıkışı olduğu da iddialar arasında yer alıyor.
Hem yaşanan olaylar hem de ülkeden fon çıkışı olması ise düzenleyicileri kripto para düzenlemeleri konusunda hızlı adım atmaya yönlendirmiş gibi görünüyor. Peki, bu düzenlemeler kripto para yatırımcılarını ülkede tutmaya ve mağduriyetlerin önlenmesine yeter mi?
İki Hafta İçinde Doğru Bir Düzenleme Yapılabilir Mi?
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu dün akşam yaptığı açıklamalarda, iki hafta içinde kripto para düzenlemeleri konusunda bir noktaya gelineceğini kamuoyu ile paylaştı. Kavcıoğlu yaptığı açıklamalarda, 30 Nisan’da uygulanmaya başlayacak kripto para yasaklarından da bahsetti. TCMB, yaptığı bir açıklamada 30 Nisan itibari ile kripto para birimleri ile alışverişin yasak olacağını ve ödeme kuruluşlarının kripto para ile ilgili işlemleri gerçekleştiremeyeceğini belirtmişti.
Kavcıoğlu bu noktada bazı ülkelerde kripto para kullanımının ve yatırımının tamamen yasak olduğunu ancak Türkiye’de böyle bir yasağın söz konusu olmadığının altını çizdi. Ayrıca Merkez Bankası Başkanı yeni düzenlemeler üzerinde çalışıldığını da ekledi.
Bunlara ek olarak iki hafta vurgusunda bulunan Kavcıoğlu kripto paralar ile ilgili, “Bir kere tanımı yok. Bu bir varlık mı, mal mı, nerede saklayacaksınız? Bunların hepsi çok muğlak. Bunlarla ilgili düzenlemeler yapılırken sıkıntılı durumlar var. 2 hafta içerisinde düzenlemeler sanırım bir noktaya gelecek.” sözlerini kullandı.
Kripto para ekosisteminde düzenlemelerin olması, vergilendirme olması ve devletin müdahalesi bekleniyordu. Aslında bu sadece Türkiye’de değil tüm dünya ülkelerinde gerçekleşmesi beklenen bir durum. Ancak burada önemli olan kripto para düzenlemelerinin yapıcı düzenlemeler olması. Çünkü yapıcı düzenlemeler yerine engelleyici düzenlemelerin gelmesi yurtdışına para çıkışını daha da arttırabilir.
Bunlara ek olarak yukarıda da belirttiğim gibi Türkiye’de düzgün bir şekilde hizmet veren ve sanki düzenlemeler varmış gibi çalışan kripto para borsaları da bulunuyor. Ayrıca Türkiye’de kripto paralar ve Blockchain konusunda uzman isimler de var. Bahsi geçen düzenlemelerin bu kurumlara ve uzman isimlere danışılmadan hızlı ve acele bir şekilde yapılmasının ileride Türk kripto para ekosistemine ve hatta Türk ekonomisine zarar vereceğini düşünüyorum. Kısa sürede uygulamaya konulacak düzenlemeler yerine üzerinde çalışılmış, mesai harcanmış, uzmanlarla görüşülerek alınmış kararların ise Türkiye’yi kripto para konusunda ve dolayısıyla gelecekte oluşacak ekonomik düzende bir adım öne taşıyacağı kanısındayım.
İki Tip Mağduriyet Var
TİM Danışmanlık kurucu ortağı Dr. Vedat Güven’in de dün HaberTürk yayınında belirttiği gibi kripto para ekosisteminde oluşan iki tip mağduriyet var ve ben aslında bu mağduriyetlerden birinin gerçek “mağdur olma” durumunu yansıtmadığına inanıyorum.
İlk olarak son olaylarda borsaların kapanması sebebiyle kullanıcıların yaşadığı mağduriyetler var. Bu durumlarla sadece kripto para alanında değil her alanda karşılaşıldığını hatırlatmak gerekiyor. Dolayısıyla sadece kripto para alanına özgü olmayan bu mağduriyetlerde, kişiler bir platforma, bir şirkete ya da bir kişiye güveniyor ve güvenleri boşa çıkıyor. Dolayısıyla burada bir hukuki mücadele başlıyor.
Ancak kolay yoldan para kazanmak isteyen kişiler de kayıp yaşadıklarında mağdur olduklarını ifade ediyor. Ben burada bir mağduriyet olmadığını, para kazanma hırsına yenik düşüldüğünü düşünüyorum.
Daha önce de defalarca dile getirdiğimiz gibi kripto para yatırımına ve hatta genel anlamda yatırıma “oyun” gözüyle bakan kişiler, kısa zamanda paramı 10’a katlarım hırsı ile yatırım yaptıkları için kaybediyor. Çünkü bu kişiler Bitcoin‘in ne olduğunu bilmeden, nasıl bir platform kullandıklarını önemsemeden ve araştırma yapmadan para yatırıyor. Twitter’da takip ettikleri birkaç kişinin tavsiyesi ile alım yapan ve sonrasında kayıp yaşayan bu kişiler suçu Bitcoin’e ya da takip ettikleri Twitter fenomenine atıyor. Ama burada asıl sorunu, kolay para kazanma hırsı oluşturuyor.
İşin özünde aslında yatırım yapılan kripto para biriminin söylendiği gibi yükselmemesi ya da yaşanan yükselişin yatırım yapan kişiye yetmemesi durumu yaşanıyor. Şöyle bir örnek ile açıklayayım: Twitter’da ya da farklı bir yerde takip ettiğiniz kişi A kripto para biriminde büyük artış yaşanacağını söylüyor ve siz de A kripto parasının neden artacağına bakmadan, grafiklerini değerlendirmeden ve artışın temeli olup olmadığını araştırmadan A coin’i alıyorsunuz. Ama A coin yükselmiyor ve belki de düşüşe geçiyor. Böylece yatırımcı kayıp yaşıyor ve mağdur olduğunu dile getiriyor. Ancak bir başkasının tavsiyesi ile hareket ederek ve hiçbir araştırma yapmadan, vakit harcamadan, değerlendirme yapmadan gözü kapalı yapılmış bir işlemde aslında oluşabilecek riskler baştan kabul edilmiş sayılıyor. Dolayısıyla aslında tüm bu kontrolleri ve risk yönetimini yapmadan işlem gerçekleştiren kişi mağdur olmuyor, kolay yoldan çok para kazanma hırsının kurbanı olmuş oluyor.
Kripto paralar özelinde değerlendirecek olursak; bir kripto para yatırımı yapmadan önce mutlaka kripto paranın ne demek olduğunun, Bitcoin’in amacının ne olduğunun, kripto para borsalarında hangi kriterlerin aranması gerektiğinin ciddi bir şekilde araştırılması gerektiğini düşünüyorum.
Son olarak “oyun” olan her şeyde mutlaka bir kazanan ve kaybeden olduğunu, kazananların ise güçlüler olduğunu, bu sebeple yatırımı bir “oyun” olarak değil bir “iş” olarak değerlendirmek gerektiğinin altını çizmek istiyorum.