Amerika Birleşik Devletleri Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu komisyon üyelerinden biri davalıların icra davalarını karara bağlarken kurumun iddialarını eleştirmelerini yasaklayan bir kuralın düzenleyici bütünlüğe ve ifade özgürlüğüne zarar verdiğini söylüyor. Özellikle son dönemlerde SEC tarafından ele alınan kripto davalarında bu süreçlerin yaşanması birçok yetkili ismin dikkatini çekmeye devam ediyor.
SEC Yetkilisinden Dikkat Çeken Açıklamalar
SEC komiseri Hester Peirce 30 Ocak’ta yaptığı bir açıklamada, kurumunun 1972 tarihli tıkaç kuralının değiştirilmesine yönelik bir dilekçeyi reddetmesine karşı çıktı. Bu kural, davalıların bir uzlaşma sonrasında SEC’in iddialarını reddetmesini veya kabul etmemesini yasaklıyor. Peirce, konuya ilişkin şu ifadeleri paylaştı:
“Davalıların bir uzlaşmayı imzalandıktan sonra kamuoyu önünde eleştirme hakkını reddetme politikası gereksizdir; düzenleyici bütünlüğü zayıflatır ve Birinci Değişiklik kaygılarını artırır.”
Kural, davalıların şikayetteki herhangi bir iddiayı doğrudan veya dolaylı olarak reddeden veya şikayetin gerçeklere dayanmadığı izlenimini yaratan herhangi bir kamu açıklaması yapmayacaklarını veya yapılmasına izin vermeyeceklerini kabul etmeleri gerektiğini belirtiyor:
“Bu ifadeye bakan bir davalı, ifadenin nerede bittiğine dair hiçbir fikre sahip olmayacaktır. Komisyon’un iddialarını etkili bir şekilde eleştiriden koruyor.”
Peirce, davalıların iddiaların inkar edilmesine izin vermemeyi kabul ettikleri maddenin de aynı derecede sorunlu olduğunu çünkü başkalarının SEC’in yargısına şüphe düşürebilecek şeyler söylemesini engellemeleri gerektiğini öne sürdüğünü söyledi. Peirce’e göre bu inkar etmeme politikası, SEC icra davalarının en yaygın çözümü olan uzlaşmalarında zorunlu, müzakere edilemez bir şart. SEC, ihlal edilmesi halinde sanıkları mahkemeye geri çağırabilir.
Kripto Piyasası ve SEC
Düzenleyici kurumun kripto sektörü ile ilgili yaptırım eylemleri 2023 yılında kripto firmalarına karşı 46 eylem ve uzlaşmalardan toplanan 281 milyon dolarlık ceza ile 10 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. SEC, Kasım 1972’de inkar etmeme politikasını benimsediğinde iddia edilen davranış aslında gerçekleşmediğinde, bir kararnamenin girildiği veya bir yaptırımın uygulandığı izlenimi yaratmaktan kaçınmayı amaçladığını açıkladı.
Peirce bu iddiaya karşı çıktı ve bu politikadan önce SEC’in onlarca yıllık dava çözme deneyimine sahip olduğunu ve davalıların yanlış yaptıklarını inkar etmelerine izin veren anlaşmalar yaptığını yazdı:
“Bu tür inkarlar Komisyon’un yaptırım programını zayıflatmış gibi görünmüyor. Federal Ticaret Komisyonu gibi diğer federal kurumların da uzlaşmaya varan davalıların görevi kötüye kullanma iddialarını reddetmelerine açıkça izin veriyor.”