Bitcoin fiyatının 11-12 bin dolar seviyesine çıkışıyla birlikte başlayan, Bitcoin’i manşetlere ve magazinlere taşıyan ilgi artışı, fiyatın bu ilgiyle birlikte yükselişine devam etmesi ve 19-20 bin dolar seviyelerine kadar çıkmasıyla sonuçlandı. Bundan sonra yaşanan çoğu kısa-dönem ‘yatırımcı’ için yıkıcı olan süreci çok güzel bir şekilde özetliyor aşağıdaki video:
“47 Saniyede Son 3 Ayın Özeti” başlıklı bu Reddit girdisinde de görüldüğü gibi, 20 bin dolar seviyesinde bulutların üstünden uçuruma yuvarlanıyor Bitcoin. Ancak ben bu konuda Coin Telegraph yazarı Darryn Pollock ile aynı fikirdeyim. “Bazı pesimistlerin önerdiğinin aksine bu olanlar ne bir ekonomik balon ne de bir market krizidir.” Bitcoin başına 5 bin dolardan fazla kar eden birçok yatırımcı karının bir kısmını realize etmek istiyor olabilir; bu çok daha olağan bir senaryo. Öte yandan yine Pollock’un bir başka yazısında belirttiği gibi, Bitcoin’in uzun-dönemli değer artışı küçük balonlar ve küçük krizlerden oluşan belirli döngülerle ilerliyor. ARK Invest’in eski blokzinciri analisti Chris Burniske’nin ortaya koyduğu üzere bu döngü Google’da “bitcoin” arama sayılarının trendiyle aynı trende sahip.
Yani fiyat arttıkça insanlar Google’da daha çok “bitcoin” diye arama yapıyorlar, bu da piyasada talep artışına neden olduğundan fiyatı daha da körüklüyor. İlgiyle artan fiyatlar ve fiyatla artan ilginin oluşturduğu küçük balonlar elbette sürekli olmuyor ve bittiklerinde ani fiyat düşüşleri bilhassa parasını üç haftada ikiye katlamak için arabasını satıp bitcoin alan ‘yatırımcı’ için yıkıcı olabiliyor. Hüsran öfkeyi, öfke korkuyu tetikliyor ve bu da piyasaya daha çok ‘sat emri’ girilmesiyle sonuçlanıyor. Yükselişi alevlendiren ilginin gücü düşüşün daha sert olmasıyla sonuçlanıyor, ta ki Bitcoin’in uzun-dönemli yükselişi kendini gösterip daha çok talep ile yeni bir yükselişi başlatana dek. Sonra her şey başa sarılıp bu sefer daha yüksek meblağlar ile tekrar yaşanıyor. İşte bu döngüye ‘Satoshi döngüsü’ adı verilmiş.
Eski Satoshi döngülerine şöyle bir göz atarsak, ilk kayda değer fiyat patlamasının Haziran 2011’de 30 dolar civarında sonlandığını, takip eden aylarda fiyatın %93 değer kaybederek 2 dolar seviyesine düştüğünü görüyoruz. Bundan sonraki ‘küçük balon’un 1100 dolar seviyesinde patladığı an ise 2013’ün son aylarıydı. Sonraki sene boyunca Bitcoin %86 değer kaybederek 160 dolar seviyelerine kadar düştü.
Peki, şu anda içinde bulunduğumuz Satoshi döngüsünde neredeyiz? 20 bin dolar seviyesi gerçekten balonun patladığı nokta mıydı? Belki senelerce sürecek bir ayı trendinin başlangıcında mıyız? Ve en çok da: Fiyatlar toparlayacak mı?
Bu sorulara cevap vermek için gelecekten haber getirmenin bir yolunu bulmak gerekiyor. Ben öyle bir yol bilmediğim için cevap vermek yerine konuyu bir başka gözlemle zenginleştiren Pollock’un örneğini kullanacağım. Bitcoin fiyatının son düşüşü daha önceki Satoshi döngülerinde görülmeyen bir başka olayla birlikte meydana geliyor. Bu da Bitcoin’in toplam market değerinin Bitcoin haricindeki kripto değerlerin toplam market değerine kıyasla ciddi bir düşüş göstermesi. Bu linkten, Bitcoin’in tüm kripto paralar içindeki market değeri yüzdesine bakabilirsiniz.
Görüldüğü üzere 2017’den bu yana Ethereum ve diğer kripto değerlerin yükselişiyle birlikte Bitcoin’in piyasa değer dominansı şu an %30’larda. Yani artık Google’da “bitcoin nedir” diye aratan bir yatırımcı kitlesinden, Bitcoin’i görece daha iyi kavramış ve blokzinciri (blockchain) teknolojisinin olanaklı kıldığı diğer projelere de ilgi duyan bir kitleye doğru bir evrilme olduğu söylenebilir. Bu gelişme bana kalırsa marketin uzun dönemdeki istikrarı için son derece pozitif bir somut ilerlemedir, ve Bitcoin düşmeye devam etsin ya da etmesin, fiyatının daha ‘sağlıklı’ olacağının da göstergesidir.