Kripto para piyasası popüler olmaya başladığından bu yana aslında en çok konuşulan konulardan biri de, kripto para birimlerinin hangi varlık olarak değerlendirileceği konusu… Çünkü düzenleyiciler, kripto para birimleri üzerinde çeşitli düzenlemeler yapabilmek için öncelikle sınıflandırmasını yapmaları gerekiyor.
Nedir Bu Varlık Sınıfları?
Aslında varlık sınıfı dediğimizde; hisse senetleri, tahviller, borsalar, nakit, pazarlanabilir menkul kıymetler, sabit getirili menkul kıymetler ve emtiaların yanı sıra gayrimenkul, sanat eserleri, değerli envanter, damgalar da varlık sınıflarının farklı türleri olarak sayılabilir.
Devletlerin düzenleyici kuruluşları varlıkları bu sınıflandırmalar dahilinde değerlendirir ve hem gerekli düzenlemeleri hem de vergilendirmeleri dahil oldukları varlık sınıfına göre yaparlar. Dolayısıyla kripto para birimlerinin hangi varlık sınıfına dahil olduğunun önem arz etmesi de burada geliyor.
Düzenleyiciler, kripto para birimleri için yeni bir varlık sınıfı mı oluşturulmalı yoksa halihazırdaki varlık sınıflarına kripto paralar dahil edilebilir mi konusunu sıklıkla gündemlerine alıyor. Çünkü artık kripto para birimleri ve özellikle Bitcoin görmezden gelinerek gelip geçmesi beklenen bir varlık olarak görülmüyor.
Bahsi geçen konudaki tartışmaların en çok; hisse senedi, menkul kıymet, ve emtia etrafında döndüğünü görüyoruz:
-
Kripto para birimleri hisse senedi olabilir mi?
Hisse senedi, “Sermaye şirketlerinin ortaklarına paylarını ve ortaklıklarını belgelemek için verdikleri kıymetli evraklara verilen isim” olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla aslında belki ICO’lar ve IEO’ların hisse senedi olarak değerlendirilmesi daha doğru olabilir. Çünkü kripto para birimleri kendi başlarına bir hisse senedi özelliği taşımazlar.
-
Kripto para birimleri menkul kıymet midir?
Menkul kıymet, “Kişilerin yatırım amacı ile edindikleri, ortaklık veya alacak hakkı sağlayan ve Türkiye’de çıkarılması için Sermaye Piyasası Kurulundan izin alınan kıymetli evraklar” olarak tanımlanıyor. Bu tanıma bakıldığında aslında kripto paraların menkul kıymet olarak değerlendirilmesi de çok uygun görülmüyor. Her ne kadar kripto paralardan yatırım amacıyla faydalanılsa da bir menkul kıymet gibi işlem görmüyorlar.
-
Kripto para birimleri emtia mıdır?
Emtia, “Ticarete konu olan altın, gümüş, petrol, doğal gaz, bakır, pamuk, mısır, buğday, şeker, kahve gibi malların tümüne verilen ad” şeklinde tanımlanıyor. Yani aslında Bitcoin’in “dijital altın” olarak değerlendirildiği göz önüne alınırsa bu varlık sınıfları arasında kripto para birimlerine en uygun olanı emtia gibi görünüyor. Bunun yanında emtia fiyatlarını etkileyen faktörler arasında mevsimsel değişiklikler, doğal afetler, ekonomik faaliyetler, politik durumlar, arz-talep gibi unsurlar yer alıyor. Bitcoin’in fiyatı da geçtiğimiz günlerde olduğu gibi politik ve ekonomik gerilimlerden oldukça fazla etkileniyor. Dolayısıyla emtia belki de mevcut varlık sınıfları arasında en uygunu olarak karşımıza çıkıyor.
XRP Emtia Olarak Sınıflandırılırsa Fiyat Nasıl Etkilenir?
Tüm bu bilgiler ışığında aslında XRP’nin emtia olarak sınıflandırılması sürpriz olmaz. Bilindiği gibi Amerika’da XRP ile ilgili devam eden bir dava var ve bu davada XRP’nin hangi varlık sınıfına dahil olduğu tartışılıyor. Bu mahkemeden çıkacak kesin kararın da XRP fiyatında gözle görülür değişiklikler yaratması bekleniyor.
Aslında XRP yatırımcıları uzun zamandır Ripple’ın token’ı olan XRP’de güzel bir ivme yakalanmasını ve fiyatların artmasını bekliyor. Ancak XRP tüm gelişmelere rağmen beklenen ivmeyi yakalayamıyor.
Bazı analistlere göre eğer XRp emtia olarak değerlendirilir ve bundan sonra düzenlemeler ve vergilendirmeler o şekilde yapılırsa varlığın fiyatında çok ciddi bir artış yaşanabilir. Bence bu beklenti mantıklı bir beklenti. Çünkü kripto paralardan uzak duranların çekimser kalmalarının bir sebebi de herhangi bir düzenleme olmaması ve varlıkların şu için “havada kalmış varlıklar” olarak algılanmaları. Yatırımcıların düzenlenmiş bir varlığa daha çok güveneceğini düşünenlerdenim.
Bunun yanında herhangi bir kripto para biriminin devlet ya da finansal kurumlar tarafından düzenlenmesi aslında kripto para birimlerinin ortaya çıkış amaçlarına ters… Çünkü merkezsiz, devlet müdehalesi olmayan ve kişiden kişiye para transferini mümkün kılan varlık olmaları için tasarlanan kripto paralar, emtia olarak değerlendirilmeleri durumunda düzenleyici bir şemsiye altına girmiş olacak. Ancak bu düzenleyici şemsiye sayesinde benimsenme oranlarında ciddi artışlar yaşanabilir…
Dolayısıyla aslında iki seçeneğin de iyi ve kötü yanları bulunuyor… Ben, her ne kadar ileride düzenlenmiş varlıklar gibi işlem görme ihtimalleri olsa da kripto para birimlerinin her zaman özünde özgürlükçü varlıklar olduğunu düşünüyorum.