Meşhur karayip korsanı kaptan Jack Sparrow’u çoğumuz tanıyoruzdur. He oldu ki bu isimle çıkartamıyorsanız (?) son zamanlarda sosyal medyayı meşgul eden Amber Heard ile aralarında geçen kavgadan hatırlarsınız. Konunun NFT’ler ile ne ilgisi var diyeceksiniz ama bu kavga olayından dolayı Amber Heard’e karşı açılan karalama davasını kazandıktan birkaç hafta sonra Johnny Deep, Never Fear Truth NFT‘lerini sattıktan sonra, Los Angeles’taki eski karısıyla bağlantılı dört çocuk hastanesine büyük miktarda (yaklaşık 800.000 $) bağışta bulundu. Twitter’da da bu durum kendisinin çıkarmış olduğu Never Fear Truth NFT topluluğu tarafından doğrulandı ve parayı alan kişilerin isimlerini paylaştı.
Never Fear Truth topluluğu paylaşmış olduğu başka bir tweet’te;
“Bu projeyi bugüne kadarki en hayırsever NFT satışlarından biri yapan bu büyük başarı için Never Fear Truth topluluğuna minnettarız ve çok müteşekkiriz. Bu başarıyı geliştirmek ve gelecekte daha da büyük bir fark yaratmak için heyecanlıyız.”
Never Fear Truth NFT Nedir?
Johny Depp’in NFT’leri , hem dijital hem de fiziksel yüksek çözünürlüklü baskıları içermeleri bakımından benzersizdir. Profesyonel akrilik mürekkepler kullanılarak Somerset 410gsm Saten kağıda basılmıştır ve benzersiz NFT’niz ve Johnny Depp’in resmi sanat sertifikası ile sunulmuştur. Bu baskılar, sahip olduğunuz NFT’niz gibi benzersiz bir sanat eseridir ve yalnızca NFT sahibine sunulmaktadır. Amerikalı aktörün NFT koleksiyonu, Marlon Brando, Elizabeth Taylor, Hunter S Thompson, Heath Ledger, Lily-Rose Depp, Tim Burton ve Depp’in rahmetli köpeği Mooh gibi arkadaş, kahraman ve aile portrelerini içermektedir. Ayrıca oğlunun rüyalarından birinin konusu olan Tavşan Adam’ın kurgusal bir oto portresi ve tasviri vardır.
Bu yüzden bu koleksiyon karayip korsanı kaptan jack sparrow’un sanatsal özelliklerini ortaya çıkarmıştır. Eski karısı ile aralarında geçen dava sonucunun lehine sonuçlanması ile beraber koleksiyonundan sağladığı kazanç ile güzel bir bağış yapmıştır. Tabi bu bağış ile eski karısına da gönderme yapıp yapmadığı da düşündürmüyor değil. 🙂
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
Ben Sercan.