Kripto yatırımcısı Dan Tapiero, kripto varlıklar alanında belirli bir sektör için büyük bir büyüme potansiyeli görüyor. Raoul Pal ile gerçekleştirdiği yeni röportajda, Tapiero, ABD merkezli merkezi olmayan finansın (DeFi) düşmanca düzenleyiciler nedeniyle ülke dışında bırakıldıktan sonra büyüme potansiyelinin arttığını belirtti.
DeFi’nin ABD’deki Geleceği
Tapiero, alanında kurduğu çeşitli girişim sermayesi firmaları ile, kurumların DeFi dünyasının finansal piyasaların geri kalanına kıyasla ne kadar küçük olduğunu fark etme aşamasında olduğunu ifade ediyor. Bu durumun, önümüzdeki iki yıl içinde ABD merkezli DeFi’nin büyük bir ivme kazanabileceğine işaret ediyor.
Tapiero, özellikle Coinbase ve Kraken gibi merkezi borsaların, kullanıcıların DeFi’ye geçişini kolaylaştırdığını vurguladı. Bu borsalar, kullanıcıların Bitcoin $97,963.4 ve Ethereum $3,701.1 gibi kripto paralarını ETF’ler aracılığıyla sahiplenmelerini sağlarken, DeFi’nin daha geniş kitleler tarafından benimsenmesini mümkün kılıyor. DeFi ile entegrasyon adımları DeFi dünyasını alternatif olarak daha cazip hale getirdi. Örneğin Coinbase kendi l2 ağını başlattı ve kullanıcıları bunu deneyimlemesi için teşvik etti.
DeFi ve Büyüme Potansiyeli
Tapiero, DeFi’deki toplam kilitli değerin (TVL) $100 milyar olduğunu, bu miktarın kripto para ve (kripto) hisse senetleri dahil tüm piyasaların toplam değeri olan yaklaşık $4 trilyonun sadece %2’sini oluşturduğunu belirtti. Bu oranın gelecekte değişeceğini düşünüyor.
“Kurumsal oyuncular Bitcoin ve Ethereum’larını ETF aracılığıyla sahiplendikçe, merkezi olmayan finans dünyasının büyüme potansiyelini daha iyi anlayacaklar.” – Dan Tapiero
DeFi’nin büyüme potansiyeli, mevcut TVL’nin toplam finansal piyasalara oranla ne kadar küçük olduğu göz önünde bulundurulduğunda, önemli bir fırsat olarak görülüyor. Tapiero, kurumların bu alana daha fazla odaklanmasıyla birlikte, DeFi’nin daha geniş kitlelere ulaşacağını öngörüyor.
DeFi’nin ABD piyasasında yeniden canlanması, düzenleyici ortamın daha elverişli hale gelmesi ve teknolojinin gelişmesiyle desteklenebilir. Bu süreçte, merkezi olmayan finansın sunduğu esneklik ve erişilebilirlik, daha fazla yatırımcının ilgisini çekebilir.
DeFi alanındaki büyüme, finansal piyasaların dijitalleşmesi ve merkezi olmayan çözümlerin benimsenmesiyle birlikte, gelecekte önemli bir rol oynayabilir. Bu gelişmeler, finans sektöründe daha demokratik ve şeffaf bir yapı oluşturmayı hedeflemektedir. Özellikle ABD merkezli DeFi şirketlerinin düzenleyici baskıda öncü oldukları kadar yükselişte de öncü olduğunu görebiliriz.
Kurumsal yatırımcıların DeFi’ye olan ilgisi arttıkça, bu alandaki yeniliklerin ve büyümenin hızlanması bekleniyor. DeFi’nin sunduğu olanaklar, finansal hizmetlerin daha geniş bir yelpazede sunulmasını mümkün kılabilir.