Özgürlük ve eşitlik kavramının önemini, siyahi vatandaş George Floyd’un Amerikalı polisin orantısız güç kullanımı sonucu hayatını kaybetmesi ile bir kez daha hatırlamış olduk. Aslında özellikle eşitlik kavramının hayati önemi kendisini zaman zaman, biz unuttukça, böyle acı şekilde kendisini hatırlatıyor. Bu, bazen eşitsizlik sebebiyle insanların hayatlarını kaybetmesi gibi geri döndürülemez sonuçlara yol açarken bazende finansal eşitsizlikler sebebiyle dünya vatandaşlarının eşit şartlar altında bir hayat sürememesi olarak kendisini gösteriyor.
Özgürlük ve Eşitlik
Aslında insanlar her ne kadar günlük hayat koşturmacaları içinde duyarsız gibi görünse de bazı olaylar patlak verdiğinde tepki göstermekte hiç gecikmiyor. Bunu son olarak George Floyd olayında gördük. Hatırlarsınız ki 2013 yılında Gezi Parkı olayında ülkemiz de benzer bir tablo ile karşılaşılmıştı. Dolayısıyla insanlar; bazen bir insanın, bazen bir çocuğun, bazen bir hayvanın, bazen de bir ağacın hakkını savunmak için güçlü bir şekilde bir araya geliyor.
Aslında bu bir araya gelmelerin, protestoların ve ortaya çıkan hoş olmayan görüntülerin en önemli sebebi özgürlüğü ve eşitliği dünya üzerinde her canlının hak ettiğini hükümetlere ve dünyada sözü geçen büyük isimlere duyurabilmek, hatırlatabilmek ve bir nebze olsun anlatabilmek.
Öte yandan eşitlik ve özgürlük kavramları yalnızca sosyal hayatta aranan haklar değil. Bu iki kavramın eksikliğini ekonomik alanda da çok sık görüyoruz. Bunu dünya çapında değerlendirecek olursak, çeşitli ülkelerde görülen yaşam koşullarındaki farklılıklar bu durumu çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Ayrıca aynı ülke içinde dahi çoğu zaman üst tabaka ve alt tabaka şeklinde bir ayrım bulunuyor ve özellikle son zamanlar bu iki tabaka arasındaki yaşam koşulu farkı büyük ölçüde arttı. Geçiyorum ülkeleri, şehirlerde bile benzer farklılıkları çok rahat görebiliyoruz, malesef.
Yanlış anlaşılmak istemem. Çalışan da çalışmayan da aynı parayı alsın, suç işleyen de işlemeyen de aynı şekilde değerlendirilsin gibi bir düşüncem tabii ki yok. Ancak özellikle finansal alanda uçurumun bu kadar büyük olması her duyarlı insan gibi beni de rahatsız ediyor. Bitcoin’e duyduğum ilgi ve hevesim de aslında tam olarak bu noktada devreye giriyor.
Bitcoin, Özgürlük ve Eşitlik
Bitcoin’in ortaya çıkış amacı, finansal alanda hükümetleri ve merkez bankalarını aradan çıkararak kişinin kendi parasının kontrolünü yine kişinin kendisine vermek. Böylece finansal özgürlük bugün olduğundan çok daha orantılı bir şekilde sağlanabilecek. Şöyle bir örnek vereyim: Az önce bir arkadaşıma para gönderdim. Ancak işlem saati dışında olduğumuz için paranın 09:00’dan sonra karşı tarafın hesabına geçeceğini ifade eden bir mesaj ile karşılaştım. Aslında sürekli para transferi yapan kişiler bununla sıklıkla karşılaşıyor ve bu durum normalleşti. Ama normal olan bu değil. Ben istediğim zaman istediğim kişiye istediğim miktarda parayı gönderebilmeliyim.
Ayrıca bankalar gönderdiğiniz paraya da size sormadan ortak oluyor. Çünkü gönderdiğiniz miktardan belli bir işlem ücreti kesiliyor. Her ne kadar bazı finansal kuruluşlar bunu yavaş yavaş kaldırıyor olsa da hala çoğu banka da işlem ücreti ile karşılaşıyoruz. Küçük meblağlarla işlem ücretleri rahatsız etmese de büyük meblağlarda özellikle uluslararası para transferi yapıldığı zaman ücretler çok büyük miktarlara çıkabiliyor. Peki, neden bankalar benim gönderdiğim paraya ortak oluyor? Bankaları aradan çıkarsak, kişiler kendi aralarında özgürce para gönderebilse? Bitcoin bunu sağlıyor!
Bitcoin kişiler arası para gönderimini sağlayarak özgürlüğü veriyor. Peki ya eşitlik bunun neresinde dediğinizi duyuyorum. Şu anda bazı ülkeler ekonomik yaptırımlar sebebiyle, bazı ülkeler sadece yeterli sermayesi olmadığından ve bazı ülkelerde alt yapı yetersizlikleri gibi sebeplerle bankacılık hizmetlerine ulaşamıyor ve onlar için gerektiğinde para transferi yapmak çok zor. Bu durumlarla genellikle “gelişmemiş ülkeler” olarak tanımlanan ülkelerde karşılaşılıyor. Ama Bitcoin kullanımı, herhangi bir şube, çalışan, internet ve elektrik dışında herhangi bir altyapı gerektirmiyor. Dolayısıyla Bitcoin ile para transferi yapmak diğer yollara göre çok daha maliyetsiz ve çok zor görünse de aslında çok daha kolay.
Kabul Ediyorum!
Günümüzde Bitcoin’in fiyat hareketliliği, benimsenme oranının düşük olması, herhangi bir düzenlemenin olmaması sebebiyle hükümetlerin tepkisini çekmesi dolayısıyla para transferlerinde kullanımının zor olduğunu kabul ediyorum. Ancak 10 yıl öncesine baktığımızda Bitcoin’in yalnızca oyunlarda kullanılan ve ileri görüşlü bir kaç kişi dışında 1-2 yıl sonra var olmayacağı düşünülen bir varlık olduğunu da biliyorum.
Bu yüzden ön yargılı yaklaşmadan önce, sürekli savunduğumuz ve kabul ettirmeye çalıştığımız eşitlik ve özgürlük kavramlarını sonuna kadar desteklediğine inanıyorum. Bundan on yıl sonra para transferlerinin çoğunun kripto paralarla yapılacağına, eşitsizliğin ve özgürlüğün olmadığı ülkelere eşitlik ve özgürlük getireceğine de güveniyorum.
İlayda Hanım Merhaba,
” Bitcoin’in Eşitlik Ve Özgürlük Getireceğine İnanıyorum! ” başlıklı makalenize istinaden yazıyorum…
Tebrik ediyorum. Dolu dolu ve samimi duygularla ifade edilen bir makale olmuş.
Duygular aynı, özgürlükle ilgili endişeler aynı…(bir de hırsızlık riskleri olmasa…)
Teşekkür de ediyorum size ve güzel ülkemizdeki tüm dijital haber web sayfaları ve köşe yazarlarına…
Anlık her gelişmeyi sizlerden öğreniyoruz…
Aslında bir nevi sizler biz okuyucuların öğretmenlerisiniz…
Ben de bunu kabul ediyorum saygıyla…
Hep beraber daha güzel, başarılı, bol kazançlı ve daha özgür günlere inşaallah (c.c.)
İyi çalışmalar…
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim Esat bey 🙂