Bilindiği gibi Bitcoin proof-of-work algoritmasıyla çalışır ve makineler bu algoritmayı çalıştırırken çok fazla enerji tüketir. Bazı araştırmalara göre Bitcoin’in devamlılığı söz konusu olduğunda yüksek enerji tüketimi sebebiyle proof-of-work algoritmasının sonsuza kadar çalıştırılması mümkün değil…
Sürdürülebilirlik
Sürekli blok madenciliği döngüsü, tüm dünyadaki insanları Bitcoin madenciliği yapmaya teşvik ediyor. Madencilik sağlam bir gelir akışı sağlayabildiğinden, insanlar bundan yararlanmak için güce aç makineleri kullanmakta bir sakınca görmüyor. Ancak yıllar geçtikçe bu, Bitcoin ağının toplam enerji tüketiminin epik oranlarda artmasına neden oldu. Artık tüm Bitcoin ağı, Uluslararası Enerji Ajansı tarafından yayınlanan bir rapora göre, birkaç ülkeden daha fazla enerji tüketiyor.
Eğer Bitcoin bir ülke olsaydı, sıralamada aşağıdaki gibi yer alacaktı:
Karbon Ayak İzi
Belki de Bitcoin’in en büyük sorunu büyük enerji tüketimi değil, Bitcoin ağındaki madencilik tesislerinin çoğunun kömür ağırlıklı güce (doğrudan veya yük dengeleme amacıyla) dayanan bölgelerde (özellikle Çin’de) bulunmasıdır. Yani basitçe söylemek gerekirse: “Kömür Bitcoin’e yakıt sağlıyor.”
Bitcoin ağının karbon etkisinin tam olarak belirlenmesi yıllarca süren bir çalışmanın ürünü olarak karşımıza çıkıyor. Bunun için sadece Bitcoin ağının güç gereksinimini bilmek değil aynı zamanda bu gücün nereden geldiğini de bilmek gerekiyor. Madencilerin konumu, kullandıkları gücün ne kadar kirli veya ne kadar temiz olduğunu bilmek için önemli bir etken…
İlgili Çalışmalar
Karbon ayak izi ile ilgili elde edilen son veriler Garrick Hileman ve Michel Rauchs‘in Küresel Kripto Para Birimi Kıyaslama Çalışması’nda yer alıyor. Bu çalışmada, toplam Bitcoin hash oranının kabaca yarısını temsil eden tesislerin toplam enerji tüketiminin 232 megavat olduğu belirtiliyor. Çin’deki madencilik tesislerinin ise bunun yaklaşık yarısından sorumlu olduğu ve 111 megawatt enerji tüketimi gösterdiği ifade ediliyor.
Aşağıdaki tabloda, Hileman ve Rauchs tarafından incelenen madencilik tesislerinin enerji tüketiminin bir dökümü bulunuyor. İlgili ülkenin şebekesinin emisyon faktörlerini uygulayarak, Bitcoin ağının tüketilen kWh başına ortalama ortalama 475 gCO2eq karbon yoğunluğuna sahip olduğunu görüyoruz.
Listelenen ülkelere bakıldığında karbon yoğunluğunun azaltılması için farklı ülkelerin ve bölgelerin kullanılabileceği bir çözüm olarak sunulabilir. Örneğin hidroelektrik kullanımının nispeten daha düşük bir karbon ayak izi sağlayacağı varsayılabilir. Ancak bu durum da tehlikeli sayılabilir çünkü yenilenebilir enerji üretimi de sürekli sağlanabilecek bir enerji türü olmayabilir.
Kaynak: Digiconomist