Genel itibariyle Y kuşağı ve Z kuşağı diye andığımız ve 35 yaşın altındaki kişilerin oluşturduğu nesil, özellikle teknolojik işlerde çalışanlar ve teknolojiye ilgi duyanlar, Bitcoin’i ve Blockchain’i daha kolay anlayabiliyor. Çünkü bu nesil teknolojik gelişmelerin içinde büyüdü. Benim de içinde bulunduğum bu yaş grubu için her gün yeni bir teknolojinin ortaya çıkması, teknolojinin hayatı kolaylaştırması, bu teknolojiye adapte olmak ve teknoloji ile yatıp kalkmak gayet olağan bir durum halini aldı.
Hatta artık uyandığımızda telefonumuzda bildirim görmemek, internet olmadığı bir yerde yaşamak, teknolojiye ulaşımımızın olmaması bizi adeta korkutuyor. Tabii ki bu durumun hayatı kolaylaştıran yanları olduğu gibi dezavantajları da var. Ancak artık teknoloji çağında yaşıyoruz ve teknolojiden bağımsız yaşamak git gide zorlaşıyor.
Zaten artık annelerimizin, babalarımızın hatta babaannelerimizin, dedelerimizin dahi Facebook’u, Instagram’ı var. Yani geleneksel normlarla büyümüş bizden önceki nesiller de aslında teknoloji ile artık iç içe. Bu yüzden işimiz aslında çok da zor değil. Bana kalırsa öncelikle Bitcoin’in ve Blockchain’in ne olmadığını anlatarak başlamak gerekiyor. Çünkü malum ana akım medya insanların gözünü korkutmakta çok cömert davranıyor ve haliyle geleneksel neslimiz bu yeni teknolojiler konusunda biraz çekimser kalıyor.
Bitcoin Ne Değildir?
Bitcoin’in “kötü” bir şey olmadığını anlattığımız zaman karşımızdakinin bizi can kulağıyla dinlemesini sağlayabiliriz. Çünkü ben de şahsen dolandırıcılık olduğuna inandığım bir projeyle ilgili detayları dinlemek istemem. Dolayısıyla öncelikle Bitcoin’in herkesin diline pelesenk ettiği gibi bir saadet zinciri, dolandırıcılık girişimi, sanal para ya da balon olmadığını anlatmamız gerekiyor. Bunu anlatabilmek için de saadet zinciri, dolandırıcılık girişimi, sanal para ve balonun ne olduğundan bahsetmemiz gerekir.
Kısaca değinmem gerekirse;
- Saadet zinciri: 1990’lı yıllarda ortaya çıkan ve asıl ismi piramit şeması olan sistemin halk arasındaki ismi saadet zinciri olarak karşımıza çıkıyor. Bu sistemi bir üçgen şeklinde düşünebiliriz ve en tepedeki kişinin tek kazanan olduğunu söyleyebiliriz. Yani sisteme katılan her kişi bir üstündekine para kazandırır ve bir altındaki sayesinde para kazanır. Ancak bu girişimlerde asıl önemli olan, vaat edilen hizmetin ya da ürünün hiç bir zaman var olmamasıdır. Dolayısıyla yalnızca sistemi kuran kişi para kazanmış olur ve diğerleri dolandırılmış olur. Bu sistem ülkemizde Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile yasaklanmış durumdadır.
- Dolandırıcılık girişimi: Dolandırıcılık, faaliyeti gerçekleştiren kişinin hileli davranışlarla karşısındakinin algısını yönetmesi, kendisine inandırması ve bu olaydan faydalanması olarak tanımlanabilir. Dolandırıcılık mağduru olan kişiler genellikle yalnızca paralarını kaptırdıklarıyla kalırlar. Örneğin, günümüzde sıkça karşılaştığımız polismiş gibi telefon eden ve sizden evinizdeki, bankanızdaki altınları herhangi bir yere bırakmanızı isteyen kişiler tam anlamıyla “dolandırıcı”dır.
- Sanal para: Sanal dediğimiz zaman gerçek değilmiş gibi anlaşılıyor. Yani sadece internet ortamında kalan, asla ulaşamayacağımız ve gerçek bir değere sahip olmayan varlık gibi geliyor kulağa. Dolayısıyla kimse “sanal” olduğunu düşündüğü bir şeyin gerçekliğine inanmak istemez. Bu yüzden biz kripto para birimleri için asla “sanal” ifadesini kullanmıyoruz. Çünkü tüm kripto para birimlerinin bir değeri var ve istediğimiz zaman bu değeri cebimizdeki nakit paraya çevirebiliyoruz.
- Balon: Ekonomik değerinin çok fazla üstünde işlem gören ve eninde sonunda patlayarak değeri sıfırlanan varlıklar genellikle ekonomide “balon” olarak nitelendirilir. Adından da anlaşılacağı gibi bu varlıklar gereksiz ve sebepsiz yere şişer, şişer, şişer ve en sonunda bir dayanağı olmadığı için patlar.
Tüm bu açıklamalardan faydalanarak Bitcoin’in ne olmadığını annemize anlattığımızı varsayalım. Şimdi de Bitcoin ne olduğundan ve hayatımıza nasıl entegre edebileceğimizden bahsedelim.
Bitcoin Nedir?
Wikipedia Bitcoin’i, “Herhangi bir merkez bankası, resmi kuruluş, vs. ile ilişiği olmayan elektronik bir para birimi.” olarak tanımlıyor. Aslında en basit haliyle bu şekilde ifade etmek gayet kolay bir yaklaşım. Ama muhtemelen bu tanımı yaptığınızda şöyle bir tepkiyle karşılacaksınız: “Aaa ben arkasında devlet ya da banka olmayan şeye güvenmem”… Bu noktada da Bitcoin’in arkasında aslında devletten çok daha güvenilir, şeffaf ve kalabalık bir topluluk olduğunu anlatmamız gerekiyor. Bunu da şu şekilde yapabilirsiniz: “Anneciğim, bir bankanın çağrı merkezini aradığında ya da bankadan bir işlem gerçekleştirmek istediğinde senden annenin kızlık soyadını istiyorlar. Ama senin annenin kızlık soyadını kullandığın Facebook sayesinde artık herkes görebiliyor. Dolayısıyla senden başkası da işlem yapmak istediğinde bu bilgiyle kolaylıkla işlem yapabilir. Çünkü bankalarda da karşında senin benim gibi insanlar oturuyor ve bir insanı kandırmak bir bilgisayar yazılımını kandırmaktan çok daha kolay olabiliyor. Ama Bitcoin kullandığın zaman sen kendin için, sadece senin bildiğin ve senin söylediğin kişilerin bilebileceği bilgiler belirliyorsun. Dolayısıyla sen izin vermediğin sürece kimse bu bilgilere ulaşamıyor. Ayrıca bankalarda ya da devlet kurumlarında olduğu gibi yaptığın işlemleri yalnızca bir kişi kafasına göre kontrol etmiyor. Bitcoin’de ve Bitcoin’in muhasebe defteri olan Blockchain’de tüm işlemler madencilik yazılımlarıyla kontrol ediliyor. Dolayısıyla çok daha güvenilir.”
Aslında sadece annelerimize ya da bizden önceki nesillere değil, karşılaştığımız herkese Bitcoin’i basitleştirerek anlatmak gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Bitcoin ve Blockchain teknolojisi gerçekten karmaşık sistemler ve konunun uzmanı olmayan kişilerin bu sistemleri teknolojik terimlerle anlamasını beklemek “balığa ağaca tırman” demeye benzer. Ayrıca sokakta sorsak kaç kişi bankalarda arka planda işlemlerin nasıl işlediğini biliyordur? Kaç kişi bir kredi kartı harcamasının nasıl yollar izleyerek tamamlandığını, para transfer işlemlerinde merkez bankasının, paranın çıktığı ve girdiği bankanın oynadığı rolü ya da güvenlik sistemlerinin nasıl çalıştığını biliyor? Aslında insanlar yalnızca “paralarının pul olmayacağına güvenmek” istiyor. Dolayısıyla ATM’lerden para çekmek zamanında nasıl, “kartınızı takın, para çekme tuşuna basın, istediğiniz tutarı seçin ve tamam’a basın” şeklinde basitçe anlatıldıysa ve ATM’nin bu arada arka planda nasıl işlemler gerçekleştirdiğine, bankanın bir para çekme işlemi sırasında sisteminin nasıl çalıştığına değinilmediyse bence Bitcoin’de ve Blockchain’de de bu kadar detaylı anlatım yapmaya gerek yok. Basitleştirelim, hayattan örnekler verelim ve market alışverişlerinin aynı ceplerindeki kartlar ve paralarla yapıldığı gibi Bitcoin ile de yapılabileceğinden bahsedelim.
Bitcoin’i ve Blockchain’i basitleştirerek, hayattan örneklerle ve aslında ne olmadığına değinerek anlatırsak sokaktaki Hasan amcadan, komşumuz Zehra teyzeye, çocukluk arkadaşlarımızdan yeni tanıştığımız kişilere kadar herkese Bitcoin’i anlatmanın kolay olduğuna inanıyorum.