Amerika Birleşik Devletleri’nde kredi kartı borçlarındaki temerrüt oranları 14 yıllık zirve seviyelere ulaştı. Financial Times’in bildirdiğine göre, ödenemeyen kredi kartı alacaklarında ciddi bir artış gözlemleniyor.
Toplam Borç İptalleri Artıyor
2024’ün ilk dokuz ayında, kredi verenler ciddi şekilde temerrüde düşen 46 milyar dolarlık krediyi kolektif olarak iptal etmek zorunda kaldı. Federal Mevduat Sigortası Kurumu (FDIC) ve BankRegData’nın derlediği verilere göre, bu rakam bir önceki yıla göre %50 artış gösterdi.
BankRegData’ya göre, Capital One müşterileri en yüksek kredi kartı temerrüt oranlarıyla karşı karşıya. Toplam 7,68 milyar dolar olan temerrüt miktarı, kredi kartı kredilerinin %5,36’sına tekabül ediyor. Bunu Citi Bank %2,93’lik oranda 4,79 milyar dolar temerrüt izledi. Diğer bankalar arasında Synchrony Bank, JPMorgan Chase, Discover Bank ve Bank of America da benzer oranlarda borç ödemede zorluk yaşıyor.
ABD Ekonomisi
Kredi kartı borçlarındaki hızlı artış, yüksek enflasyon ve faiz oranlarındaki yükselişin ardından tüketici finansmanının zorlandığının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Moody’s Analytics’in Başkanı Mark Zandi, tüm kredi kartı borçlarının artması halinde bunun tüketicilerin harcama gücünde azalmayı işaret ettiğini belirtti.
“Yüksek gelirli hane halkları iyi durumdalar ancak ABD tüketicilerinin altta bulunan üçte birlik kısmı mali açıdan zor durumda. Şu anda tasarruf oranları sıfır.” – Mark Zandi, Moody’s Analytics
Ekonomik göstergeler, özellikle düşük gelirli tüketicilerin borçlarını ödemekte zorlandığını ortaya koyuyor. Bu durum, kredi verenlerin risklerini yeniden değerlendirmelerine ve kredi politikalarında değişiklik yapmalarına neden olabilir.
Kredi kartı borçlarındaki artış, genel ekonomik sağlığın bir göstergesi olarak da yorumlanabilir. Yüksek borç yükü, tüketici harcamalarını kısıtlayarak ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir.
Borç ödemede yaşanan sıkıntılar, kredi puanlarının düşmesine ve uzun vadede finansal istikrarın zedelenmesine yol açabilir. Tüketicilerin mali durumlarını iyileştirmeleri için finansal danışmanlık alması önemli hale geliyor. Tüm bunların ötesinde Trump’ın bu tabloyu düzeltmek için ne gibi destek planları açıklayacağı belirsiz. Üstelik Çin’den gelen ürünlere ek gümrük vergisi hamlesi gibi planladığı büyük adımlar enflasyonu artırarak işleri daha da içinden çıkılmaz hale getirebilir. Peki işler bu kadar zorlaşmışken Fed faizleri aşırı yavaş biçimde gevşetme planında ısrar edebilecek mi? Bunu 2025 yılında yaşayıp göreceğiz.
Son dönem ekonomik dalgalanmalar, özellikle düşük ve orta gelir grupları üzerinde baskı oluşturuyor. Tüketicilerin borç yönetimi konusunda bilinçlenmesi ve finansal okuryazarlıklarının artırılması, bu sorunun çözümüne katkı sağlayabilir.