Kripto para dünyasının en önemli isimlerinden olan Ethereum kurucusu Vitalik Buterin bugün önemli konulara değindi. Son günlerin gündemi net biçimde siyasette kriptonun etkisiydi. Uzun süredir Kasım seçimlerine yaklaşırken bizi böyle bir senaryonun beklediğine dair tahminlerde bulunuyorduk. Öyle de oldu. Peki Buterin buna neden karşı çıkıyor?
Kripto Paralar ve Siyaset
Kripto yıllar içinde siyasette daha önemli bir şeye dönüştü. Devletlerin kripto konusunda attığı regülasyon adımlarının bunda payı büyük. AB’deki Kripto Varlık Piyasaları düzenlemesi (MiCA), Birleşik Krallık’taki stablecoin çalışmaları, ABD’deki SEC çekişmeleri derken dünyadaki siyasilerin gündeminde kriptoda artık daha fazla yer ediyor. Vitalik bu noktada şunu söylüyor;
“Bana göre bu yasa tasarılarının çoğu makul olmakla birlikte, hükümetlerin neredeyse tüm coinleri menkul kıymet olarak değerlendirmesi veya merkezi olmayan cüzdanları yasaklaması gibi endişeler var. Bu korkuların ardından, kripto alanında politik olarak daha aktif olma ve siyasi partileri ve adayları neredeyse tamamen “kriptoya” karşı hoşgörülü ve dostça davranmaya istekli olup olmadıklarına göre tercih etme yönünde artan bir baskı var.”
Trump bunu son günlerde en iyi kullanan isim. Yakında Bitcoin konferansında konuşacak ve haftalardır kripto paralar için destekleyici açıklamalar yapıyor. Fakat Vitalik bunun ihanet olduğunu düşünüyor.
“Ben bu eğilime karşı çıkıyorum ve özellikle de bu şekilde karar vermenin sizi ilk etapta kripto alanına sokan değerlere karşı çıkma riski taşıdığını savunuyorum.”
Tuzağa Düşmeyin
Vitalik detaylı biçimde Bitcoin’in ve kriptonun özgürleştiren ruhundan ve siyasetçilerin zamanla (kripto dostu gibi görünseler de) fikirlerinin değişebilme riskinden bahsediyor. Bu noktada şifreli mesajlaşma hakkını savunan siyasilerin geçmişi ile bugününden örnek vererek şunları söylüyor;
“Bir politikacının kripto dostu olduğunu görürseniz, yapabileceğiniz şeylerden biri beş yıl önce kripto hakkındaki görüşlerine bakmaktır. Benzer şekilde, beş yıl önce şifreli mesajlaşma gibi ilgili konulardaki görüşlerine de bakın. Özellikle, “özgürlüğü desteklemenin” “şirketleri desteklemek” ile aynı hizada olmadığı bir konu bulmaya çalışın; 2000’lerin telif hakkı savaşları buna iyi bir örnektir. Bu, beş yıl sonra görüşlerinde ne tür değişiklikler olabileceği konusunda iyi bir rehber olabilir.”
Özgürlüklerin korunması ve belli oranda gizlilik hakkına saygı duyulması gibi konularda yazdığı şeylerin ardından Vitalik şunları yazdı;
“Eğer bir politikacı sizin coin alım satım özgürlüğünüzü destekliyorsa, ancak yukarıdaki konular hakkında hiçbir şey söylememişse, o zaman onların coin alım satım özgürlüğünü desteklemelerine neden olan temel düşünce süreci benimkinden (ve muhtemelen sizinkinden) çok farklıdır. Bu da gelecekte önem vereceğiniz konularda sizden farklı sonuçlara varma ihtimallerinin yüksek olduğu anlamına gelir.”
Vitalik uzun uzadıya yazdığı şeylerin kripto yatırımcılarının çoğunun umurunda olmadığının muhtemelen farkında. Ancak o kendi benimsediği felsefeye inanan az sayıda insana bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Yıllardır kripto sadece onlarca kat kazanç elde edilebilecek bir alan olarak görülüyor ve yatırımcıların neredeyse tamamı arkasındaki felsefeyi umursamıyor. Bir örnek verelim. Michael Saylor, en büyük BTC maksimalisti olarak kendini tanımlıyor ve bu alanda devasa propagandalar yapıyor. Coinbase ve diğerleri de. Saylor birkaç yıl öncesinde kripto düşmanıydı ancak DOTCOM balonunda yaptığı şeye benzer bir şeyi burada yapabileceğine inandığı için milyarlarca dolarlık BTC satın alarak kendi şirketini vekil BTC ETF’ine gayri resmi olarak çevirdi. Muhtemelen yeterli parayı kazandıktan sonra o da bu alanı umursamayacak.