Dünyanın en büyük varlık yöneticilerinden BlackRock, Solana blockchain ağına yönelik dikkat çekici bir adım atıyor. Şirket, tokenleştirilmiş para piyasası fonunu Solana’ya entegre etmeyi planlıyor. Bu gelişme, blockchain teknolojisinin kripto para piyasasındaki etkisini artırırken, Solana’nın fiyatında da %19’luk bir artış yaşandı. Uzmanlar, fonun sunduğu 7/24 işlem imkanı sayesinde yatırımcılara finansal esneklik kazandırdığını vurguluyor.
BlackRock’tan Solana’ya Teknolojik Hamle
BlackRock’ın 1.7 milyar dolarlık tokenleştirilmiş para piyasası fonu olan BUIDL, Solana ağına entegre ediliyor. Bu hamle, geleneksel finansal ürünlerin modern blockchain altyapısıyla birleştirilmesini hedefliyor. Proje ilk olarak Ethereum $1,865.66 dahil olmak üzere altı farklı blockchain ağıyla başlatılmıştı. Şimdi Solana, yedinci desteklenen ağ olarak ekleniyor.
Fon, yatırımcılara kısa vadeli nakit yönetimi sağlarken, aynı zamanda 7 gün 24 saat işlem imkanı sunuyor. Geleneksel para piyasası fonlarında bulunmayan bu esneklik, kurumsal yatırımcılar açısından ciddi bir avantaj olarak öne çıkıyor. Ayrıca, fon aracılığıyla elde edilen getiriler anlık olarak takip edilebiliyor.
Solana’nın bu gelişmenin ardından haftalık %19’luk değer kazanması, yatırımcıların projeye olumlu yaklaştığını gösteriyor. Blockchain altyapısının düşük işlem maliyetleri ve yüksek işlem hızı gibi avantajları, bu tür fonların kullanımını daha cazip hale getiriyor.
Uzmanlar Esnekliğe ve Hıza Dikkat Çekiyor
BlackRock ile birlikte çalışan tokenleştirme platformu Securitize’in COO’su Michael Sonnenshein, para piyasası fonlarını daha erişilebilir hale getirmek istediklerini söylüyor. Sonnenshein, klasik yatırım formatlarının sınırlamalarını blockchain teknolojisiyle aşmayı hedeflediklerini belirtiyor.
Benzer şekilde, Solana Foundation Başkanı Lily Liu da zincir içi finansın sunduğu avantajlara dikkat çekiyor. Liu, geleneksel aracı kurum hesaplarında pasif halde bekleyen varlıkların artık daha aktif kullanılabildiğini ifade ediyor.
Bu tür fonlar, yalnızca işlem saatlerinin genişliğiyle değil, aynı zamanda şeffaflık ve takip edilebilirlik açısından da avantaj sağlıyor. Zincir üstü kayıtların değiştirilemez doğası, yatırımcılara güvenli ve kesintisiz bir izleme imkanı sunuyor.