Deloitte, 2025’e kadar tüm dünyada gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 10’unun blockchain uygulamalarına bağlı olacağını düşünüyor. Şirketin bu büyük iddiasının dayanağının blockchain’in dönüştürücü yapısı ve toplum üzerinde bırakacağı etki olduğunu söyleyebiliriz. Blockchain’in en büyük değişikliği 8 trilyon dolarlık lojistik ve taşımacılık sektöründe yapacağı düşünülüyor.
Blockchain, en basit tabiriyle bir veritabanıdır, işlem ve değer kayıtlarını depolama yollarından biridir. Ancak blockchain’e yeni bir veritabanı türü demenin e-maile mektup göndermenin yeni formülü demekten pek bir farkı yok. Blockchain bir veritabanı olsa da bu tanım, blockchain’in değer ve işlem kayıtlarını ne şekilde depoladığının önemini açıklamakta yetersiz kalıyor.
Blockchain’in en büyük potansiyele sahip olduğu alanın belki de tarafların birbirine güvenmediği işlemler olduğunu söyleyebiliriz. Taşımacılık sektöründe karşılıklı iki tarafın birbirine güvenmediği veya kişilerin kendi kimliklerini doğrulamasının elzem olduğu pek çok iş kolu bulunuyor. Bu iş kollarına şu örnekleri verebiliriz:
Nakliye komisyonculuğu, güvenlik uyumluluğu, ödeme işlemleri, yakıt alımı ve yeniden fiyatlandırması, sürücülerin işe alınma kayıtları, nakliye ödemesi ve nakliye senedi kaydı, faktöring, tekrar satış için araç bakım kayıtları, farklı taraflar arasında paylara bölünmüş aktifler, yük onayı sayfaları, vadeli işlem sözleşmesi taahhüdü, demirbaş takibi, nakliyeler için delil güvenlik zinciri, sigorta kayıtları, alacaklar, gıda güvenliği ve sınır ötesi gümrük belgeleme.
Blockchain’le oluşturulmuş merkezsiz veritabanıyla birlikte merkezi kurum ve veritabanlarına duyulan ihtiyaç tamamen ortadan kalkıyor. Blockchain’de her iki taraf da işlemleri takip edebilir ve onaylayabilir, bu da şeffaflık ve güven getirir.
Blockchain güvene dayalıdır – işlemlere karışacak aracı kurumlara gerek duymadan insanlara doğrudan ve karşılıklı güven vaat eden bir sistemdir. Blockchain’le insanlar birbiriyle istedikleri işlemi doğrudan yapabilir.
Kaynak: FreightWaves