Ethereum’un kurucu ortaklarından Vitalik Buterin, dijital çağın bireysel özgürlükleri tehdit eden yapısına karşı sert uyarılarda bulundu. Kişisel blogunda kaleme aldığı yazıda, devletlerin ve büyük teknoloji şirketlerinin artan veri iştahına dikkat çeken Buterin, gizliliğin artık sadece bir hak değil, bir zorunluluk olduğunu vurguladı. Web3 geliştiricilerine çağrıda bulunan ünlü isim, mahremiyetin merkezsiz yapının temel taşlarından biri olduğunu belirtti. Yeni teknolojilerin sunduğu imkanlarla bireylerin veri üzerindeki kontrolünü yeniden kazanmaları gerektiğini ifade etti.
Gizlilik Eski Varsayımlarla Savunulamaz Hale Geldi
Vitalik Buterin’e göre, geçmişte var olan “devletler iyi niyetlidir” ya da “teknoloji daima insanlık yararına gelişir” gibi varsayımlar günümüz koşullarında fazla iyimser kalıyor. Buterin, bu varsayımların artık bireyleri koruyamadığını ve dijital dünyadaki güç asimetrisini daha da büyüttüğünü ifade ediyor. Ona göre, bilgiye kimlerin erişebileceğini sadece sistemin yöneticileri değil, sistemin yapısı belirlemeli.
Şeffaflık ilk bakışta adil bir yönetim için gerekli gibi görünse de, bu şeffaflığın veri sahipliğini ortadan kaldırdığı noktada bireylerin hakları zedelenebiliyor. Buterin, bunun önüne geçmenin tek yolunun, verilerin mümkün olduğunca az ve merkeziyetsiz bir biçimde toplanmasından geçtiğini belirtiyor. “Bilgi güçtür, bu nedenle gücün tek bir elde toplanması önlenmelidir” diyerek, veri kontrolünün merkezi yapılarla değil, bireylerle olması gerektiğini savunuyor.
ZK İspatları ve Blockchain’e Dayalı Alternatifler
Buterin, gizliliğin teknolojik düzlemde nasıl sağlanabileceği konusunda da somut önerilerde bulunuyor. Özellikle sıfır bilgi ispatları (zero-knowledge proofs) gibi programlanabilir kriptografi tekniklerinin, kullanıcıların verilerini paylaşmadan kendilerini kanıtlamalarını sağladığını belirtiyor. Bu sistemle, örneğin bir kişinin 18 yaşından büyük olduğunu kanıtlaması, kimlik ya da doğum tarihi gibi hassas bilgileri ifşa etmesini gerektirmiyor.
Ethereum’un geliştirdiği yeni gizlilik havuzları da bu yaklaşımların pratiğe dökülmüş hali olarak dikkat çekiyor. Bu havuzlar sayesinde kullanıcıların işlem geçmişleri doğrudan bağlantı kurulamadan korunabiliyor. Buterin, bu yapıların kullanıcıların hem özgürlüğünü hem de güvenliğini artırdığını söylüyor. Ayrıca, toplu istatistiklerin bile bireylerin gizliliğini ihlal etmeden elde edilebileceğini, bunun da yeni bir veri yaklaşımının mümkün olduğunu gösterdiğini ifade ediyor.
Kısacası, Buterin’e göre gizlilik sadece bir hak değil, aynı zamanda yeni internetin temel taşlarından biri olmalı. Web3 vizyonunun başarılı olabilmesi için bu anlayışın tüm geliştiriciler tarafından benimsenmesi gerektiğini özellikle vurguluyor.