EOS ağı kısa bir süredir aktif olmasına rağmen şimdiden yönetimiyle ile ilgili eleştiriler almaya başladı.
22 Haziran’da acil durum için güvenlik önlemleri kapsamı altında ECAF adındaki topluluk içerisindeki sorunları çözmek için kurulmuş kurum, 27 farklı cüzdana ait işlemlerin durdurulması çağrısında bulundu. Olaya dair duyuruda EOS blok oluşturucularına uyarı gönderildiği ve belirtilen hesapların bir sonraki bildirime kadar askıya alınması gerektiği açıklandı.
ECAF bu kararının arkasındaki nedeni belirtmedi, bu yüzden topluluk içerisinden birçok eleştiri aldı. ECAF kararın nedenini ileri bir tarihte açıklayacağını duyursa da tartışmalar son bulmadı.
EOS topluluğu içinden ve dışardan tepki alan kararın savunucuları da bulunuyor. Eleştirenler EOS’un merkezsiz bir ağa sahip olmadığını, bir yönetime bağlı çalıştığını öne sürüyor. Bazı takipçiler yapılan eylemin “suç unsuru şüphesi ile mal varlığına el koyma” işlemlerinin Blockchain ile aynı ortamda olmaması gerektiğini belirtiyor.
Cüzdanları dondurma kararını destekleyenler bu cüzdanların phishing saldırılarıyla bağlantılı olabileceğini iddia ediyor. Token’ların Ethereum Blockchain’inden EOS ağına geçişi sırasındaki karmaşada dolandırıcıların bu ortamdan faydalandığı öne sürülüyor. EOS’a yatırım yapan bir şirketin sahibi Kyle Samani, 27 hesabın spam saldırılarıyla ve Twitter hesaplarını taklit ederek dolandırıcılık girişiminde bulunduğunu ifade etti. Samani bu sebeple kötü niyetli kişilerin belirlenmesi için kararı desteklediği açıkladı.
Blockchain yasaları?
17 Haziran’da benzer bir dolandırıcılık şüphesi sonrasında iddialarım hedefindeki 7 hesap dondurmuştu. Yönetimin sansür uyguladığı hesap sayısı böylece artmış oldu.
EOS kodu, bir yıl kadar süren EOS ICO’sunu yöneten Block.One şirketi tarafından yazıldı. EOS’un yönetim biçimi büyük kripto para projelerinde daha önce hiç denenmedi. Block.One, EOS ana ağına geçiş sırasında bir adım geriye atıp topluluğun ağı başlatmasına izin vermişti. Başlangıçta EOS’un bir organizasyon tarafından değil, topluluk tarafından kurulduğu ve proof of work sistemini kullanmadığı için merkezsizliği esas aldığı söyleniyordu. Ancak 21 farklı blok oluşturucusuna verilen ağın devamlılığını sağlama görevi, aynı zamanda blok oluşturucularına isterlerse işlemleri sansürleme yetkisini verdi. Ayrıca ECAF’ın da blok oluşturucuları üzerinde baskı yaratabilmesi akıllarda soru işareti yarattı.
Eleştiriler, bu yapının oldukça merkezi ve sansürleyici olduğu için dağıtık ağlara uygun olmadığı yönünde. Bazıları ise bunun yerine yapının getirdiği hızlı tepki gösterebilme ve bireylerin değil topluluğun çıkarına eylemlerin gerçekleştirilebilmesi özelliklerine odaklanılması gerektiğini düşünüyor.