En büyük iki stablecoin ihraçcısı, stablecoin kuralları konusunda küresel netlik eksikliği algısıyla başa çıkmak için farklı yollar seçti. Circle, rehberlik sağlamaları için ABD’li kanun yapıcılara başvururken, Tether dolandırıcılık ve kara para aklama ile mücadelede uygulamalı bir yaklaşım benimsiyor. Burada ilginç bir soru ortaya çıkıyor: Dolara sabit olan stablecoin’lerin en büyük ihraççıları olan Tether ve Circle, geleneksel finansın kurallara bağlı sistemleri kripto ekonomisiyle giderek daha fazla iç içe geçtikçe nasıl gelişecek ve genişleyecek?
Şimdiye Kadar Farklı Yollar İzlediler
Circle, uyumluluk dostu bir seçenek olarak kendini sunarken, Tether ise ulusal çeşitliliğe esnek bir şekilde uyum sağlayan bir yaklaşım benimsemiş durumda. Circle’ın küresel politika başkanı ve baş strateji sorumlusu Dante Disparte, stablecoin’lerle ilgili düzenlemelerin uyumlaştırılması gerektiğini vurguluyor. Disparte’ye göre, ABD’nin bu konuda net bir politikası olmaması, diğer ülkelerin bu alandaki boşluğu doldurmasına neden oluyor ve bu da sektörde giderek uygulama çeşitliliğe yol açıyor.
Seyahat Kuralı’nın kripto varlık işlemlerine uygulanması, stablecoin’ler için savunulabilir bir standart oluşturuyor. Bu standartlar, stablecoin’lerin referans aldığı para birimi, finansal bütünlük, finansal suçlar ve uyumluluk gibi konularda beklentiler belirliyor. Bu düzenlemeler, sektörde bir denge ve güven oluşturarak piyasaya daha fazla şeffaflık getirebilir.
Tether ise, ABD dışındaki piyasalara odaklanarak ABD düzenlemelerinden kaçınmayı tercih ediyor. Şirketin CEO’su Paolo Ardoino, ABD kolluk kuvvetlerinin yargı yetkisinin bulunmadığını iddia ediyor ancak uluslararası işbirlikleri konusunda da açık olacaklarını belirtiyor. Tether’in yaklaşımı, özellikle gelişmekte olan piyasalarda ve bankasız ülkelerde, kripto paraların yaygınlaşması için önemli bir rol oynayabilir.
Hız İhtiyacına Olan Vurgu
Paolo Ardoino’ya göre, suçla hızlı ve etkili bir şekilde mücadele etmemek, mevcut sistemde bir hayal kırıklığı yaratıyor. Kolluk kuvvetlerinin karar vermesi altı ay sürebiliyor ve bu süre zarfında suçla ilişkilendirilen fonlar çoktan kaybolmuş olabiliyor.
Ardoino’nun ifadesine göre, bu durumda Adalet Bakanlığı’nın kendileriyle iletişime geçmesi gerekiyor. “Cerrahi bir hassasiyetle” işlemleri dondurabileceklerini belirtiyor. Ancak, Hazine bir varlığı hızla OFAC SDN listesine ekleyebildiği için, bu süreçte fonların kaybolması kaçınılmaz olabiliyor.
Kripto dünyasının devleri olan Tether ve Circle da kendi sıkıntılarıyla boğuşuyorlar. 107 milyar dolarlık piyasa değeriyle en büyük stablecoin olan Tether, uzun süredir bütünlüğüyle ilgili tartışmalara konu oluyor. ABD bankacılık sistemiyle bağlantılı olan ve USDC’nin üçte biri büyüklüğündeki Circle ise, 2023’te yaşanan Silicon Valley Bank çöküşünde oldukça sarsılmış görünüyordu.
Terra Çöküşü Bir Ders Niteliğinde
Circle‘ın geleneksel finansal sistemlere olan ilgisi ile Tether’in kripto dünyasına reaktif yaklaşımı arasındaki zıtlık, Terra’nın UST stablecoin’inin ve destek para birimi Luna’nın çöküşüyle bir kez daha gündeme geldi. Paolo Ardoino, Terra’nın başlangıçta “kötü bir fikir” olduğunu iddia etti. Ancak, bu eleştiriye karşı Terra’nın hızlı yükselişi, Tether’in rekabeti karşısında baskı altında kaldığını gösteriyor.
Circle’dan Disparte, kripto sektörünün hızına ve öngörülemeyen doğasına dikkat çekiyor. Ancak, düzenleyici uyum konusunda daha sıkı olmaları gerektiğini belirtiyor. Eğer bu kurallara uyulsaydı, Terra Luna gibi projelerin ortaya çıkmasının önüne geçilebileceğini belirtiyor.