Ünlü yatırımcı Jeffrey Gundlach, piyasalarda zayıf düşük yükselişin arkasında ABD hükümetinin yüksek faiz giderlerinin bulunduğunu vurguladı. CNBC ile yapılan röportajda, FED’in faiz indirimi sürecine rağmen S&P 500 endeksinin kazançlarının önemli ölçüde erozyona uğradığı ifade edildi. Bu durumun, piyasada genel bir durgunluğa işaret ettiği ileri sürüldü.
Ekonomi ve Faiz İndirimleri
DoubleLine Capital CEO’su olarak görev yapan Gundlach, FED’in 2024 üçüncü çeyrekte faiz oranlarını düşürmeye başlamasına rağmen hisse senetlerinde beklenen iyileşmenin gerçekleşmediğini belirtti. Riskli varlıklar olarak tanımlanan hisse senetlerinde, indirim sürecinin klasik yükseliş trendini başlatmaması dikkat çekiciydi. Piyasanın bu olağandışı seyri, ekonomik belirsizliklerin ve başka faktörlerin etkisi olabileceğini gösteriyor.
Jeffrey Gundlach: “FED faizleri indirirken, 10 yıllık Hazine tahvillerinde beklenen şey gözlemlenmedi. Faiz giderleri günlük yaklaşık 3 milyar dolar tutarında artış gösteriyor.”
ABD Hükümetinin Borç Giderleri
ABD’nin 36,22 trilyon dolarlık ulusal borç kapsamında devlete ait faiz giderleri önemli bir maliyet unsuru haline geldi. Mali yıl itibarıyla, Hazine Bakanlığı verilerine göre 882 milyar dolar tutarındaki faiz ödemelerinin, devlet bütçesinde ciddi bir yük oluşturduğu görülüyor. Bu yüksek giderler, ekonomik görünüm üzerinde olası olumsuz etkiler yaratabilir.
Uzmanlar, FED’in faiz indirimlerinin, gelenekselde beklenen piyasaya ivme kazandıran etkisini henüz gösteremediğini ifade ediyor. Hisse senedi ve tahvil piyasalarında yaşanan durgunluk, yatırımcıların temkinli duruşuna neden oldu. Analistlere göre, mevcut ekonomik belirsizlik ortamı ve yüksek faiz ödemeleri, piyasada istikrarı zorlayabilecek faktörler arasında yer alıyor.
Yatırımcıların ve analistlerin bu durumla ilgili değerlendirmeleri, ekonomik göstergelerin yakından izlenmesinin gerekliliğine işaret etmektedir. Yüksek faiz giderlerinin, bütçe dengesi ve piyasa performansı üzerinde etkileri konusunda çeşitli görüşler bulunuyor. Bu gelişmelerin, gelecekteki ekonomik politikalarda ve yatırım stratejilerinde dikkate alınması önerilmektedir.