Altın stablecoinleri, fiziksel altının fiyatını izleyerek yatırımcılara alternatif bir yatırım aracı sunmaya devam ediyor. Yatırımcılar belirsizlik ortamında sığındıkları varlık olarak bu tokenlara yönelirken, ABD Başkanı’nın uygulamaya koyduğu tarifelerin etkisiyle rekor seviyelerin gerisinde kalmaya başladıkları gözlemlendi. Piyasada yaşanan ani satış dalgası, varlıkların değerinde keskin düşüşlere yol açtı.
Altın Stablecoinleri
Piyasalarda, tarifelerin açıklanmasının ardından küresel ölçekte yaşanan satış hareketliliği dikkat çekti. ABD hisse senedi piyasalarında tek bir günde büyük kayıplar yaşanması, yatırımcıların riskten kaçınma stratejilerini zorlaştırdı. Endekslerde gözlemlenen düşüşler, yatırımcılarda tedirginliğe yol açtı.
Altın fiyatındaki düşüş altına endeksli stablecoinleri de etkiledi. Yüksek kur makası, işlem ücretleri, 7/24 işlem yapamama gibi sorunları bireysel yatırımcılar için ortadan kaldıran altın stablecoinleri son zamanlarda büyük ilgi görüyor. Hem aşırı düşüşlerden etkilenmiyor hem de birebir altına yatırım yaparken hızlı, ucuz, düşük kur makaslı işlem gerçekleştirilebiliyor. Bireysel yatırımcıların geleneksel finansta erişmesinin güç olduğu bu avantajlar altının da kripto versiyonunun gelecekte daha fazla büyümesi potansiyeline işaret ediyor.
Altın Tokenleri Büyüyor
Altın ilk etapta yatırımcıların güvenli liman tercihi olarak öne çıkmıştı. Yüksek volatilitenin etkisiyle, hisse senedi kayıplarının telafisi amacıyla likidite sağlama sürecinde bu varlıklarda da düşüş yaşandı. Altın stablecoinleri de fiziksel altının ons fiyatına paralel seyrediyor.
Özellikle Paxos Gold ve Tether Gold, önce rekor seviyelere ulaşarak sırasıyla yaklaşık 3.191 ve 3.190 dolar seviyelerine çıktı. Ancak kısa sürede, yatırımcıların satış baskısı ile fiyatlar gerilemeye başladı. Bu düşüş, fiziksel altının ons fiyatındaki gerilemeyle uyumlu seyrediyor.
Geniş çaplı tarifeler, belirsiz hedefleri ve etkileri ile piyasalarda panik havası yarattı. ABD’nin önde gelen endekslerinde yaşanan keskin düşüşler, küresel piyasaların da etkilenmesine neden oldu. Endeks düşüşleri, özellikle S&P 500 ve Nasdaq gibi önemli göstergelerde kendini gösterdi.
Buna karşın, yıl başından itibaren altın destekli tokenlar genel olarak yüzde 17’lik artış eğilimi gösterdi. Avrupa Merkez Bankası’nın faiz oranlarında yaptığı indirimler ve Asya bölgesinden gelen talep, bu artışın temel sebepleri arasında gösteriliyor. Piyasa dinamikleri, farklı faktörlerin etkisiyle şekillenmeye devam ediyor.
Şubat ayında merkez bankalarının net altın alımları raporlandı.
World Gold Council: Şubat ayında merkez bankaları 24 ton net altın alımı gerçekleştirdi.
Bu alımlar, küresel altın talebinin arttığına işaret ederken, ülkelerin rezerv politikaları da göz önünde bulunduruluyor. Bilhassa Polonya, 29 tonluk artışla toplam rezervlerini 480 tona çıkardı ve bu rakam, döviz rezervlerinin yüzde 20’sini oluşturuyor. Çin, Türkiye, Ürdün ve Katar gibi ülkelerin de alımlarını artırdığı bildiriliyor.
Yatırımcılar piyasalarda gelişmeleri yakından takip ederken, uluslararası ekonomik gelişmelerin varlık fiyatları üzerindeki etkileri önem taşımaya devam ediyor. Farklı etkenlerin bir araya gelmesi, piyasada ani hareketlere neden olurken, yatırımcıların temkinli davranması bekleniyor.