Trump Organization, ABD’nin önde gelen bankalarından Capital One’a karşı dava açtığını duyurdu. Davada, bankanın 2021’de Trump ailesi ve yakın çevresine ait 300’den fazla hesabı “muhafazakar görüşler” nedeniyle kapattığı öne sürüldü. Trump ekibi, hesap kapatmaların siyasi motivasyonlu olduğunu ve maddi zarara yol açtığını savunuyor. Capital One ise henüz resmi bir açıklama yapmadı. Finans sektöründe müşteri hesaplarının siyasi tercihlere göre kapatılması, yeniden tartışma konusu oldu.
Capital One’a Yönelik Siyasi Motivasyon İddiası
Dava belgelerinde, Capital One’un Trump ailesi ve bağlı şirketlerin hesaplarını “tek taraflı” olarak kapattığı belirtildi. Trump Organization, bankanın mevcut siyasi ortamı gözeterek karar aldığını ve bunun hukuki bir dayanağı olmadığını iddia etti. Belgelerde, “Hesapların kapatılması, müşterilerin siyasi ve toplumsal görüşlerine dayalı bir ayrımcılık örneği” ifadeleri yer aldı.
Capital One’un geçmişte benzer vakalarda nasıl hareket ettiği merak konusu. Uzmanlar, bankaların müşteri ilişkilerini sonlandırma yetkisinin geniş olduğunu ancak siyasi nedenlerin açıkça belirtilmemesi gerektiğini vurguluyor. Trump ekibi, davayla birlikte bankanın iç yazışmalarının ve karar süreçlerinin mahkemede incelenmesini talep ediyor.
Finans Sektöründe Politik Ayrışma Tartışmaları
Trump’ın Capital One’a açtığı dava, finans kurumlarının müşteri profiline ilişkin politik etkileri sorgulattı. Bank of America ve JPMorgan Chase gibi kuruluşlar da geçmişte muhafazakar müşterilere yönelik “hizmet kısıtlamaları” nedeniyle eleştirilmişti. JPMorgan Chase CEO’su Jamie Dimon, bankaların düzenleyici kurallar nedeniyle müşteri hesaplarını kapatabildiğini ancak siyasi görüşlerin kararlarda etkili olmadığını dile getirdi.
Finansal düzenlemelerin belirsizliği, bankaların müşteri politikalarını şeffaf yürütmesini zorlaştırıyor. Sektör analistleri, mevcut yasal çerçevenin finans kuruluşlarına fazla serbestlik tanıdığını ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Davanın, bankacılıkta hesap kapatma prosedürlerinin yeniden tanımlanmasına yol açabileceği öngörülüyor.