Venture kapitalisti Arthur Cheong, merkeziyetsiz finans (DeFi) sektörünün yeniden doğuş aşamasına girdiğini belirtiyor. Ona göre, faiz oranlarındaki küresel değişimler bu hareketin temelini oluşturuyor.
Faiz Oranlarındaki Eğilim
Cheong, faiz oranlarındaki dalgalanmaların yatırımcıları daha riskli varlıklara, özellikle kripto paralara yönlendirdiğini söylüyor. Yatırımcılar, daha yüksek getiri peşinde, risk alma eğilimi gösteriyor.
Eylül ayında Fed’in 50 baz puanlık faiz indirimi gerçekleştirmesi dikkat çekici bir gelişmeydi. Cheong, bu hamlenin, 2017 ve 2020’deki kripto boğa piyasalarını besleyen düşük faiz ortamını hatırlattığını ifade ediyor. O dönemde faiz düşüşlerinin kripto piyasalarına olumlu etkisi olmuştu.
Bu yeni indirimin de DeFi sektörüne benzer bir katkı sunabileceğini öngörüyor. DeFi protokollerinin sunduğu fırsatlar, düşük faiz ortamında daha cazip hale geliyor. Geleneksel yatırımların getiri oranları düşünce, yatırımcılar DeFi’ye yönelme eğiliminde.
DeFi Ekosisteminde Aktivitenin Artışı
Cheong, düşük faiz oranlarının hazine bonoları ve tasarruf hesaplarının cazibesini azalttığını vurguluyor. Bu durum, yatırımcıların alternatif getiri arayışını hızlandırıyor. Özellikle, kredi alma maliyetlerinin düşmesi, DeFi kullanıcıları için sektörü daha çekici hale getiriyor. Sonuç olarak, ekosistemdeki faaliyetler de hız kazanıyor.
“Faiz oranları sıfıra yakın seviyelere düşmese bile, DeFi’nin fırsat maliyeti azalacak. Hatta orta düzey bir faiz indirimi bile büyük fark yaratır,” diye ekliyor Cheong.
Ayrıca, yeni faiz oranı döngüsünün, geleneksel finansal fonların DeFi’ye geçişini kolaylaştıracağını öngörüyor. Bu durumun stablecoin büyümesine de katkıda bulunacağına inanıyor.
DeFi’nin yükselişi, ekonomik koşullar ve finansal yeniliklerin bir araya gelmesiyle ivme kazanıyor. Yatırımcılar, bu süreçte fırsatları değerlendirmek için risk yönetimine dikkat etmeli. DeFi’nin sunduğu yeni fırsatlar, sektörü daha geniş bir kitleye tanıtmaya yardımcı olabilir.