ABD Adalet Bakanlığı (DOJ), dijital varlıkların dolandırıcılık ve hırsızlık davaları sonrası mağdurlara iadesi sürecinde mevcut düzenlemeleri gözden geçirme kararı aldı. Bakanlık, pazartesi günü yayımladığı resmi notta, özellikle FTX ve benzeri yüksek profilli iflas dosyalarına atıfta bulunarak, sabit tarihli ödemelerin adil olup olmadığını yeniden tartışmaya açtı. Mevcut sistemde, mağdurlar varlıklarını kaybettikleri andaki piyasa değeri üzerinden ödeme alıyor; ancak bu yaklaşım, kripto para piyasasının yüksek volatilitesi göz önünde bulundurulduğunda ciddi eleştirilere neden oluyor.
Sabit Değerle İade Tepki Çekiyor
ABD’deki mevcut uygulamalara göre, dijital varlık mağdurlarına genellikle kayıp tarihindeki piyasa değeri üzerinden ödeme yapılıyor. Bu yöntem, klasik iflas hukuku çerçevesinde adil görünse de, özellikle kripto para piyasasının aşırı oynak yapısı nedeniyle eleştiriliyor. FTX, Celsius ve Voyager gibi iflas davalarında görüldüğü gibi, birçok mağdur, yıllar içinde ciddi değer kazanan varlıklarını kaybetmişken, sadece önceki düşük fiyat üzerinden ödeme alabildi. Bu da mağdurlar arasında büyük bir memnuniyetsizliğe neden oldu.
Avukat Calvin Koo, bu yaklaşımın süreci adil olmaktan uzaklaştırabileceğini belirtiyor. Ona göre, zamanlama farkı nedeniyle bazı mağdurlar önemli kazançlardan mahrum kalırken, diğerleri sistemden avantaj sağlayabiliyor. Yargıçlara bu konuda daha fazla takdir yetkisi tanınması gerektiği görüşü giderek daha fazla destek buluyor.
FTX Örneği Yeniden Gündemde
FTX iflası sonrası başlayan hukuki süreçlerde, mahkeme mağdurlara sabit tarihli USD karşılıkları üzerinden ödeme yapılmasını kararlaştırmıştı. Ancak özellikle 2023 sonrasında kripto para piyasasında yaşanan ralli, bu varlıkların değerini ciddi oranda artırdı. Bu nedenle, mağdur yatırımcılar ellerindeki kripto paraların aynen iade edilmesini talep etti. Fakat bu yaklaşım da kripto para fiyatlarının sert dalgalanmaları sebebiyle yeni riskler yaratıyor.
Uzman hukukçu Evelyn Baltodano Sheehan, mevcut sistemin uzun vadede mağduriyetleri önlemeyi hedeflediğini, ancak son dönemde yaşanan piyasa gelişmeleriyle birlikte bu yapının güncellenmesinin kaçınılmaz hale geldiğini savunuyor. 300’den fazla mağdur, sabit değerleme nedeniyle yaşanan kayıplar için resmi dilekçeler sunmuş durumda. DOJ ise, bundan sonraki süreçte federal yasa değişiklikleri ve yargı kararlarıyla yeni bir sistemin şekillenebileceğini belirtiyor.